Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '16

 
Kategori
Anılar
 

İşte geldim :)) Beyaz sabun kokulu işkembe çorbası

İşte geldim :)) Beyaz sabun kokulu işkembe çorbası
 

sarmısaklı sirkeli bir sosla yime de yanında yat ... :))


Eliylle işaret ederek; Hadi bakem al o işkembeyi temizle...

Gözlerim şaşkın bakışlarla sesin sahibine kayınpederimin ta kendisine bakıyordu.

Nasıl yani işkembe, ben, temizlemek!  bir an düşündüm! 

Ben yemeeeem, dokunmam da temizlemem de! diye bir cümle çıkmıştı o an ağzımdan.

Sen yemezsin diye biz de mi yemiyelim!

Hani sahneye çıkarsınızda ışıklar söner bir siz kalırsınız sahne ışığının altında dımdızlak herkes sizi izlemektedir, öyle hissettim. Bahçedeki herkes o an işini gücünü bırakmış bana bakıyordu.Eşimle göz göze geldik göz kırparak kafasını salladı "he de " gibilerinden ya da ne bileyim "İdare et " gibi. Gözlerim kocaman olmuş birazdan ağlayacağım. 

Evliliğimin ilk yılı, parmağında yüzükler, kolunda bilezikler, oyy oyy emine durumları... :) bi naz bi niyaz yeni gelin havaları, baş köşeye oturtulmak istiyorsun, hoppala zıppala vs...hiç omadı  :)

Amcamızın bahçesinde sülalece kurban kesiliyor biri kesilip asılıyor, sıra diğerine geliyor ortalık kan revan. Çocukluğumda babamla yapardık o işleri de, işkembe hiç bilmiyordum.Annem yapmazdı kellesini ayaklarını işkembe ve bağırsaklarını komşuya verirdik hep. Babam her defasında aslında bundan bir işkembe çorbası olur ki Hanım deyince "amaaannn Bey içeğin bir tas işkembe onu da git çorbacıdan içiver" der, Rahmetli babam da "hadi bakalım öyle olsun" derdi...

Gel ben sana göstereyim nasıl yapılacağını dedi eşimin bir akrabası...Cümlenin geliş şekline göre dolan gözlerimi kuruladım usulca, seyrediyorum anlatıyor bir yandan, bir yandan kesip içini boşaltıyor işkembenin. Şurasını at, burasını kes şöyle yap böyle yap vs. Bak diyor buna kadı boğan denir bu kırk katdır. Bir top gibi içi sarıp sarmallı kat kat defter yaprağı gibi hayvanın işkembesinde bir kısımmış (Kırkbayır şimdi netten baktım adı bu) İlk kez görüyordum, bir de kötü kokmasaydı iyiydi, bir yandan tasla su döküyorum falan...Anlatmaya devam ediyor "buna Gadıya b.k yediren derler, vaktiyle adamın biri Gadıya ziyafet vermek istemiş, özellikle işkembenin en tatlı en lezzetli yeri işte burasıdır diyerek anlatmaya devam ediyor; Adam taze kuzuyu kesmiş çevirmiş, bi de işkembe çorbası yaparım diyerek işkembesini temizlemeye koyulmuş güzelce yıkamış kırkkatını. Yıkamış ama diyor bir tane saman çöpü kalmış arasında, itina etmek gerekmiş.

Ziyafet başlamış Kadı pek bi afiyetle içiyormuş çorbasını gel gelelim  o saman çöpü dişinin arasına takılmış. Çıkarmış dişinden saman çöpünü bu da ne diye hiddetlenmiş Kadı. O gün bu gündür de işkembenin kırkbayır denilen kısmına Kadıya b.k yediren demişler hikayenin sonu nasıl bitti bilmiyorum ama o anki vaziyetime iyi gelmişti o hikaye...

İçi boşaltılıp kabaca yıkanan işkembenin devamını birlikte yapacaktık yine evde güzelce temizleyip yıkadım. Yıkanmaktan canı çıktı neredeyse bütün yağını mağını söküp almıştım, yıkama esnasında nefes almamak için kendimi sıkıyordum bir an önce de bitmeliydi...

Aldım işkembeleri aşağıya indim, tencereye su koyup kaynamaya bırakıyorlar ardından küçük parçalara ayrılmış işkembeyi kaynayan suya batırıp çıkarıyorlar kesim tahtası üzerinde de bıçakla üzerlerini kazıyorlar.  Elini yakma dikkat et bıçaklar da keskin diye uyarılıyorum. Onlar bitirince ben devam ediyorum hadi bakalım bismillah...kazıya kazıya bir şeyi kalmıyor zaten elimdeki parçaların. İyice inceldiler sonra tekrar suyun altında yıkıyorsun ne varsa kazıdım kopardım aldım zaten...Bitti yenge ben çıkıyorum beni beklerler diyorum, daha bitmedi kızım diyor evde beyaz sabun var mı? Yok, nolcak ki ? Şimdi bunu eve götürünce beyaz sabunla bir de sabunla sonra yıka süz ister pişir ister dondurucuya at...

Dalga geçiyor sanıyorum... Ciddi söylüyor...

Marketten beyaz sabun getirtiyorum eşime, nolcakmış diyor sabunlancakmış diyorum bakışıyoruz aval aval.. Büyükler dediyse doğrudur. Alıp geliyor hem de Hacışakir :) ben bir itinaaa, bir köpürttt, bir köpürtttt, elimi yıkadığım gibi defalarca sabunluyorum...Sonra tekrar tek tek musluğun altında yıkayıp süzdüm belim kopmuş zaten işkembe çorbası nasıl yapılır bilmemde...Koy buzluğa ablan gelince beraber yapar öğrenirsiniz diyor kayınpederim...Canıma minnet...

Gel zaman git zaman işkembeyi pişirelim diyor eşim bizimkileri de çağıralım hep birlikte yeriz..E ben bilmiyorum pişirmesini tamam sorarız diyor arıyor ablasını, aldık tarifi...Düdüklüden tıslayan buharda işkembeyle karışık beyaz sabun kokusunu alabiliyorum.pişen işkembe çorbasına kaşığımı bir kere bile daldırmadım ama aklımda sadece düdüklü tencereyi açtığımda beyaz sabun kokulu bir işkembe çorbası kalıyor, bir de sarfettiğim emek :))

Sonraki Kurbanlarda işin ustası oluyorum ki, bu da ilk işkembe macerasından bir hatıra...


Ha! beyaz sabun yok, kesinlikle yok!  tamamen doğal :))) Bir de kelle ütme maceram var ki sormayın gitsin... :))) 

Selam olsun...Özlemişim...

 
Toplam blog
: 42
: 1010
Kayıt tarihi
: 04.03.15
 
 

Kimi susar, kimi çok konuşur, kimileri de yazar... Yazan olmayı, sevincimi, öfkemi, kavgamı, üzün..