Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '17

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

İyi yaşamın 10 sırrı

İyi yaşamın 10 sırrı
 

MUTLULUK


Osman Müftüoğlu yine bugün iyi hayat için 10 Mühim Tavsiye vermiş
Sizinle paylaşmadan ve bu tavsiyelere açılımlar getirmeden duramadım ; 

         1.Farklı şeyler deneyin: Klasik laftır ama her zaman geçerlidir: “Aynı şeyleri yapmaya devam ederseniz aynı sonuçları alırsınız.” Bu aynı zamanda monotonlaşacağınız ve bir süre sonra zevk almayacağınız anlamına da gelir. Değişin ve değiştirin. Değişimi yakalamaya gayret edin.

        Değişin değiştirin diyor ya, yıllardır uzun sarı röfleli saçlara sahip benim için değişim kısacık kızıl saçlar olabilir diye düşündüm. Ne dersiniz :))      Monoton hayatımızı renklendirme deyince aklıma genelde yaptığım sinemaya, spora, arkadaş toplantılarına gitmek ve doğumgünü partileri geliyor aklıma.
 2. Affedin: Affetmek öyle zannedildiği kadar kolay başarılabilecek bir iş değil. Başımızdan geçen bazı tatsızlıkların zannettiğimizden de derin izleri olabiliyor ama siz yine de affetmeye çalışın. Çünkü o izler sizi farkına varsanız da varmasanız da sürekli gıdıklıyor. Şu cümleyi bir kenara not edin: Affetmek unutmaktır.
"Sen affedicisin affetmeyi seversin Allahım sen beni affet." Çocukluğumda öğrendiğim ve sık sık tekrar ettiğim bir dua. Biz nasıl affedici olamayabiliriz ki? Bizi yaratan Allah affedici biz nasıl bir kibir içindeyiz ki affedemiyoruz? Bize iyi gelecek affetmek karşımızdakinden çok.
3. Hoş görün, hatta gülüp geçin: Hayat tekdüze değil, her şey beklediğimiz gibi seyretmiyor. Bazen en güvendiklerimiz bile olmadık hatalar, yanlış işler yapabiliyor. Hoş görün ve gülüp geçin.
Bardağın dolu tarafını görüp gülüp geçen insanlara oldum olması hayranım. Bu tip insanlardan olsun çevrenizde. Sizi güldüren, mutluluk veren, içinizi bunaltmayan. Biz hatasız mükemmel miyiz ki, yanlış yapan hata yapan birine tahammülsüzlüğümüz neden?
 4-  Öfkeden uzak durun: “Öfkenin baldan tatlı olduğu” sözüne sakın inanmayın. Öfkenin istisnalar dışında bir ömür törpüsü olduğundan da hiç ama hiç kuşku duymayın. Yönetilemediği zaman hayatınızı zehirleyebilen en büyük tehlikelerden biridir öfke. Eskilerin deyimiyle “asit gibidir, neyin içindeyse onu da az çok eritir”!
 
Ne demiş atalarımız "keskin sirke küpüne zarar" sen ne kadar sinirlensen öfkelensen kendine edersin. Öfkelenecek çok sinirlenecek ne var bu hayatta. Belki kızarsın bazı şeylere ancak aşırısı fazla. Önemli olan öfkeyi siniri kontrol etmekte. 
 

 5-      Çocuklarınızı dikkatle izleyin, dinleyin: Dikkat ederseniz “destek olun” filan demiyorum, “izleyin” diyor ve de “bu işi büyük bir dikkatle yapın” tavsiyesinde bulunuyorum. Ben bir dostum tavsiyesi ile birkaç yıldır böyle yapıyorum ve emin olun çok da şey öğreniyorum. Etrafınızda olup biten değişimlerin daha çabuk ve daha çok farkında olmak istiyorsanız gençleri daha bir dikkatle izlemenizde fayda var.

Oğullarım bana çok şey öğretti. 
Hayata geldikleri günden beri kendi sınırlarımı keşfettim. 
Öncelikle sabrı öğrettiler bana,
 hoşgörü sahibi olmanın ne kadar önemli olduğunu onlarda öğrendim, 
fedakarlık etmeyi, şükretmeyi. 
Çocukların ve gençlerin görüş açısı ile hayata bakmanın
 ayrıcalığını görüyor insan onları dinledikçe ve izledikçe.

 6.    En iyiyi beklemeyin: En iyiyi aramak bazen bizi çözümlerden uzak bırakabiliyor. En iyiyi hedefleyelim ama bazen iyi ile yetinmeyi de unutmayalım. En azından başlamak için.

 
          Çok hırslı olmanın iyi olmadığını düşünenlerdenim. Hırs olmalı hayatta beklentin de. İyiye ulaşmak için çabalamayı da anlarım ancak, bir türlü beğenmemek illaki en iyiye ulaşmak için hem kendini hem de çevreni mutsuz etmek zarar verir bünyeye diye düşünüyorum.

 7-     Şikâyetten vazgeçin: Sürekli şikâyet ritminde kalmak sadece sizi mutsuz etmez, aynı zamanda yalnızlaştırır da. Zira hiç kimse etrafında sürekli bir şeylerden yakınan birinin bulunmasından hoşlanmaz.

En sevmediğim, sürekli memnuniyetsiz şikayetçi tiplerdir. Yıllardır aynı yerde aynı işi yapar ama sürekli şikayet eder. Ya şikayet etmeyeceksin ya da bu şikayet ettiklerini değiştirmek için gayret edeceksin. Ne onu yapar ne diğerini. Yanında olmak istemezsin bu tiplerin !
 

8-  “Artık yaşlandım” demeyin: Yaşlanmanın yaşı yok ve her yaşta üretmek, genç ve dinç kalmak mümkün.

Kesinlikle sonuna kadar katılıyorum. Sağlığı olanın umudu umudu olanın herşeyi vardır demişler. Ununu eleyip eleğini asmak eskide kaldı. ben halaa 25 hissediyorum! Yaş alıyorum ama yaşlanmıyorum. Genç gibi yaşamak sağlığın yerindeyse enerji veriyor güç veriyor.
 9-  Yaşlıların kıymetini bilin: Yaşlı insanları takdir etmek ve onların tecrübelerinden faydalanmayı bilmek iyi hayatın en mühim köşe taşlarından biridir.
 
Yaşlanınca insan çocuk gibi oluyor. Nasıl küçük bir çocuğa daha anlayışlı ve sabırlı davranıyorsun yaşlılara da aynı davranmak gerekiyor. Çok zorlandığımız bunaldığımız üzüldüğümüz zamanlar olsa da onları dinlemek, tecrübelerinden faydalanmak, onların hayır dualarını almak çok ama çok önemli. 
 10- Daha çok sevin: Hayata ilişkin üç mühim ayrıntı var: Kendimiz, aile ve çevremiz, işimiz! Kendini sevmek (dozunda), aileyi ve çevreyi sevmek (her koşulda) ve işi sevmek (olmazsa olmaz) iyi hayatın vazgeçilmez üçlüsüdür.
               Sevgi ve hoşgörünün her kapıyı açtığına inananlardanım.Tabi şu dua da hiç ağzımdan düşmez "Allah iyi insanlarla karşılaştırsın" Sen sevgini ver, işini iyi yap, iyi insan olmaya çalış karşındaki seni anlamazsa, kıymetini bilmezse  ne olur?Olacağı şu; sen hiçbirşey kaybetmezsin karşındaki olumsuz davranışları çok kafaya takarsan ruh sağlığın bozulur. Takmazsan  O değer bilmez kişi yaptığı ile kalır. Yine de son söz olarak "iyilik yap denize at" diyorum.
 
Toplam blog
: 306
: 1007
Kayıt tarihi
: 29.01.08
 
 

Çevre Mühendisiyim. Kitap okumayı, film izlemeyi, yazı yazmayı seviyorum. 2 erkek çocuk annesiyim..