Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '13

 
Kategori
Futbol
 

Kaçak Cristian Trabzon'u "Bamba"ladı (Trabzonspor 0-3 Fenerbahçe)

Kaçak Cristian Trabzon'u "Bamba"ladı (Trabzonspor 0-3 Fenerbahçe)
 

Fenerbahçe; zorlu Trabzonspor deplasmanından yine 3 golle ve 3 puanla ayrıldı.

Trabzonspor: Onur, Celustka, Giray, Bamba (Alanzinho), Cech, Serkan, Colman, Yasin (Soner), Adrian, Olcan, Janko (Emre)

Fenerbahçe: Volkan, Gökhan, Bekir, Egemen, Hasan Ali, M.Topal, Emre (Salih), Cristian, Kuyt, Webo (Semih), Sow (Caner)

Trabzon'daki kritik maça her iki takım da hızlı başladı. Henüz 20.saniyede Webo'nun ara pasında Sow, kaleci Onur'u geçemedi. Bu pozisyondan sonra Trabzonspor Adrian'la iki önemli atak buldu ancak sonuca gidemedi.

Dakika 7, Fenerbahçe'nin bomba stoperi Bekir sahneye çıktı. 25-30 metreden kaleye geri pas vermek isterken cılız bir vuruşla Volkan'ı kaderiyle başbaşa bıraktı. Güç bela topa yetişen Volkan; topu taça atarak işi sağlama almak yerine, şişirme bir vuruşla orta alana gönderdi. Topu önünde bulan Adrian, yaklaşık 40 metreden topu boş kaleye gönderdi. Ancak, Egemen topu çizgiden çıkararak bu golü önledi.

Egemen, golü önlemesine önledi de, top çizgiyi geçti mi geçmedi mi tartışmalarını önleyemedi. Bu pozisyon için söylenecek bir kaç nokta varki; TV görüntülerine dayanarak topun en az %90'ının geçtiğini söyleyebiliriz. Ancak ne orta hakem ne de yardımcı hakem uygun bir açıda değillerdi.

Golü verebilir miydi? Açıkçası hakem golü verseydi; ben şahsen itiraz edemezdim. Gol kararı vermedi çünkü görüş açısı müsait değildi, çizgiyi geçmediğini tahmin etti. Eğer ki gol kararı verseydi de yine bu yönde tahmin ve takdir hakkını kullanmış olacaktı. Hakem iki ucu pis kararın bir tarafından tuttu.

Ülkemizde bu tür tartışmalar o denli çok oluyor ki; bu pozisyon da iyi bir malzeme kaynağı oldu. Hakem faktörü, şans faktörü gibi söylemleri duydukça insan ister istemez "keşke golü verseydi de kulaklarımız bu kuru gürültüyü çekmeseydi" diyesi geliyor.

Maça dönecek olursak; pozisyon anında, tam da "bizim Bekir bombası yine patladı, saolsun Deniz Barış'ı hiç aratmıyor" diye düşünürken, asıl bomba Trabzonspor defansındaymış.

Emre'nin sağ çapraza gönderdiği pası bekletmeden kale önüne ortalayan Kuyt; Trabzon'un stoperi Bamba'yı sanırım hiç hesaba katmamıştı. Onur'un kucağına doğru giden topa müdahale eden Bamba, topu kendi ağlarına gönderdi. 26. dakikada ise Cristian'ın ceza yayından şutunda, Bamba'nın sırtına çarpan top Onur'u yanıltarak ağlara gitti. Bu sayede Bamba gecenin en talihsiz oyuncusu oldu.

Hiç beklemediği pozisyonlarda 2-0 geriye düşen Trabzonspor, henüz yarım saatte hem moralini hem de motivasyonunu kaybetti. İkinci yarıya Alanzinho ve Soner takviyesi ile başlayan Trabzonspor; 52. dakikada Cristian'ın asistiyle gelen Gökhan'ın golü ile maçtan iyice koptu.

Aykut Kocaman; 2-0 üstünlüğün verdiği rahatlıkla Sow'un yerine Caner'i oyuna aldı. Ancak Caner'in, oynadığı ikinci yarı boyunca etkili olduğu söylenemez. Hazır rakip oyundan düşmüşken, gözler sol kanadı kolay geçecek Stoch'u aradı. Ancak belli ki kişisel problemler ve önyargılar buna engel oldu.

Sow'un oyundan alınmasıyla Webo, ileride yalnız kaldı. Aslında şu bir gerçek ki; Fenerbahçe'nin forvet oyuncuları arasında, tek forvet pozisyonunda oynayabilecek tek oyuncu Webo'dur. Ayrıca, Aykut Kocaman'ın 4-3-3 dizilişinde sağ kanatta görev verdiği Sow yerine, yine Webo düşünülebilir. Sow; iyi top saklayan, kaleye arkası dönük de oynayabilen bir oyuncu, ama topla koşusu iyi değil.

Aksine Webo topla daha hızlı katedebiliyor. Ancak ileride yalnız oynadığı 20 dakika boyunca, rakip defans arasında boş koşular yapmış olmasına karşın, hiçbir oyuncunun aklına Webo'ya ara pas atmak gelmedi.

Özellikle Cristian ve Mehmet Topal; 3-0'lık skorun da rahatlığıyla, kazanılan her topu geriye oynadılar. Amaç belki rakibin temposunu düşürmek, ancak yan/geri pasları o kadar abartıyorlar ki futbolseverlerin de seyir zevkini düşürüyorlar.

Ayrıca; Cristian ve Mehmet Topal; (Cristian 1 gol 1 asistle maçı tamamlamış olsa da) defansif yönü ağır basan aynı tipte iki ön liberodur. Yani Aykut Kocaman'ın Cristian'la Alex'in ruhunu yaşatması çok yanlış. Webo'ya ya da Sow'a kritik pasları gönderebilecek yegane oyuncu Salih'tir. Orta alanda üçlü kurmak gerekirse; geride Emre-Cristian(M.Topal), önde Salih, şeklinde olmalıdır.

Özellikle, 90 dakika boyunca, oyunun hiç bir kademesinde pres yapmayan bir Trabzon karşısında, Emre ve Salih'in etkili pasları, maçı çok daha farklı yönlere taşıyabilirdi. Zaten, bu akşam Cristian'ı yıldızlaştıran en önemli iki unsur; birincisi erken gelen 2 gol (Cristian ilk 20 dakikayı 2 top kaybı 4 hatalı pas ile geçirdi), ikincisi ise karşısında pres yapan rakip bulunmamasıydı.

Trabzonlu oyuncular pres yapmaktansa, zaman zaman sertlik düzeyi ağır olan faullerle Fenerbahçe'yi durdurmaya çalıştılar. Fenerbahçe'de oyun içi sorunlar bitmiş değil, ancak bu akşam karşısında kendinden daha muzdarip bir rakip buldu.

Nihayetinde Fenerbahçe açısından beklenen zorlu deplasman, futbol şansının da yanında olması ile beklemediği kolaylığa dönüştü. Fenerbahçe; 3 gün önce 10 kişi ile oynamak zorunda kaldığı ve fiziken yıprandığı karşılaşma sonrasında geldiği Trabzon'da, maç içersinde aktif dinlenme olanağı buldu. Bu sayede rövanş maçını daha rahat düşünme fırsatı yakaladı.

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 296
: 6335
Kayıt tarihi
: 24.09.08
 
 

Bankacılığın stres ve yoğunluğundan fırsat buldukça, okumaya ve düşüncelerimi burada paylaşmaya ç..