Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '17

 
Kategori
Anılar
 

Kapıda satış

Kapıda satış
 

alıntı


(Ekim 2001)
 
Bilgisayarda şiir yazıyordum, kızım seslendi:
 
- Baba!! Annem seni çağırıyor!
- Ne istiyor?
- Kapıda bir kız var, hediye mi ne çıkmış?
- “Ne hediyesi yahu?” Diye homurdanarak indim aşağıya.  Baktım kapıda iki güzel genç kız. Biri kıvırcık sarı saçlı, diğeri türbanlı. Türbanlı olan elinde iki mavi zarf eşime bir şeyler anlatıyor. Eşim de ağzı açık heyecanla dinliyor. Beni görünce, “Muarem bak ne diyor?” derken gözleri parlıyordu.
 
- Buyurun nedir veya ne değildir?
- Beyfendi siz eşi oluyorsunuz herhalde; Hanımefendi anladı da size danışmak istiyor...
- Bana da anlatın, ben de eşime danışayım.
- Yeni bir mağaza açıldı, Ortaçeşme’deki otobüs duraklarını biliyorsunuz, işte orada. Mağazamızda her türlü beyaz eşya, mobilya ve daha birçok ev-mutfak araç gereçleri...
- Tamam da bizden ne istiyorsunuz?
- Anlatıyorum ya beyefendi! Bizim patron gazete ve televizyona reklam verecekti çok para istediler, o da müşterilerime hediye veririm daha iyi diye düşündü. Bu zarfların içinde hediyeniz yazıyor...
- Biz ne yaptık ki hediye kazanacağız?
- Reklam efendim, reklam!
- Anladım, tanıtım kampanyası! Geliriz; bir bakarız di mi hanım?   
- Buyurun, bir zarf alın ama sakın açmayın.
- Sakıncalıysa siz açın, benim için fark etmez!
- Hayır öyle değil, az sonra başka bir arkadaşımla geleceğim; birlikte zarfı açar hediyenize bakarız. Yalnız katma değer vergisini alıyoruz başka bir şey ödemiyorsunuz.
- Tamam bekleriz.
 
“Unutmayın açmak yok!” dedi ve arkadaşının koluna girip gitti. Yaklaşık yarım saat sonra kapımız çalındı. Türbanlı kızın yanında bu kez orta yaşlarda, saçları vişneçürüğü, etek ve ceket giymiş esmer güzeli bir kadın vardı. Esmer bayan elinde kalın bir katalog tutuyordu.
- İyi günler efendim, hediyenizi açmaya geldik.
- Buyurun zarf burada.
- Şimdi beyefendi, bu zarftan size buzdolabı, televizyon gibi büyük bir hediye veya ütü, cezve, şekerlik gibi küçük bir hediye de çıkabilir. Hediyenizi anında veriyoruz, yalnız şu elimde gördüğünüz katalogdan bir ürün seçmenizi istiyorum.
-O niye?
- Usulen önce müşterimiz olacaksınız; ayrıca zarfın boş çıkması ya da küçük bir hediye kazanmanız durumunda seçtiğiniz ürünü dörtte bir fiyatına bırakıyoruz, teselli hediyesi, reklam olsun diye; büyük hediye çıkarsa beğendiğiniz ürünü 10 taksitte tam olarak ödüyorsunuz.  Buyurun katalogdan beğenin.
- Bana verme hanıma ver, o beğensin.
- Mağazamıza da bekleriz!
Eşim katalogu biraz inceledikten sonra... 
- Şu çelik düdüklü tencereyi alalım.
-Çok iyi bir seçim yaptınız hanımefendi. Ömür boyu garanti veriyoruz. Asla paslanmaz, çizilmez.
- Oldu; iyidir; tek ürün mü seçiyoruz?
- İkincisine yüzde elli indirim yapabiliyoruz.
- Hıı! Anladım. Bu tencere kaç lira?
- Zarfınızı açalım, bakalım ne kazandınız.
- Siz açın.
- Tencerede anlaştık, alıyorsunuz di mi?
- Fiyatını söylemediniz; kaç lira?
- Bu doksan altı milyon, ama siz sadece otuz milyon ödeyeceksiniz. Üstelik 9 taksitle.
- Kalsın vazgeçtim!
- Neden efendim? Pahalı bulduysanız daha hesaplı bir parça alabilirsiniz.
- Yok, yok istemem! Gel hanım içeri, size hayırlı işler.
Vay be! Az daha oyuna geliyorduk, 25 milyonluk tencereyi doksan milyonlara çıkarıp, “İnanın sadece vergisini alıyoruz...” diyerek resmen kazıklıyorlar. 
***
Muharrem Soyek
 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..