- Kategori
- Ekonomi - Finans
Kapitalizm Ve Ekonomik Sistemler Üzerine
Sık sık duyduğumuz , neredeyse artık aşina olduğumuz , belki de çoğu zaman ne olduğunu bilmeden konuşup yorum yaptığımız ekonomik sistemlerden biri olan kapitalizm açıklanması gereken olaylardan bir tanesidir . Öncelikle günümüz dünyasında yaygın olan 4 temel ekonomik sistemin olduğunu bilmek gerek . Siyaset , geçmiş değerler ve dahası bu ekonomik sistemler üstüne inşa edilmiş olgular olarak karşımıza çıkmaktadır . İnsanlar siyasi , dini , hayat ideolojisi gibi fikirlerin yanında ekonomik idelojilerle de yakından ilgilenmiştir . 1700’lerin ortalarında ortaya çıkmaya başlayan bu ekonomik ideolojiler insanoğlunun epeyce beyin yorduğu olgular haline dönüşmüştür . Yaygın olarak hakim olan ve bilinen 4 ekonomik sistemlerin , sosyalizm , kapitalizm , komünizm ve liberalizm olduğunu söylemek yanlış olmaz diye umuyorum . İktisat akımlarının , İktisadın ve Kapitalizm’in babası olarak nitelendirilen Adam Smith tarafından beri süre geldiği bilinmektedir . İlk ekonomi akımlarının öncülüğünde Klasik ve Keynesyen okulun İktisatçıları yer almaktadır . Günümüz ekonomik sistemlerinin oluşumu da bu akım veya ekonomi düşünce tarzlarının üzerine kurulmuş olmasıdır . Klasik İktisatçılar günümüz Kapitalist ve Liberal düşüncenin temellerini atarken , Keynesyen İktisatçılar da günümüz Komünist ve Sosyalist düşünce sistemlerinin temellerini atmışlardır .
Kapitalizm’in diğer adı ana paracılıktır . Yani diğer adından da anlaşılacağı üzere para ciddi bir olgu haline getirilmiştir . Liberalizm’in bir üst noktası haline gelen bu ekonomik sistem de serbest piyasa ekonomisi dediğimiz olay ana merkez haline alınmıştır . Kapitalistlere göre piyasada geçerli olan fiyatlama ve diğer ekonomik olgular serbest piyada belirlenir , bu piyasada arz ve talep kesinlikle en önemli etmendir . Bir mala veya hizmete olan arz ve talep o malın fiyatını belirlemede en önemli şeydir . Bu ekonomik düşünce sisteminde sermaye olgusu da diğer önemli faktörlerden biridir . Kapitalistlere göre devlet ekonomiye müdehale etmemeli , üretici güç sermaye olmalı ve kişi yararı gözetilmelidir . Bu ekonomik sistem neredeyse Sosyalizm’in bir üst basamağı olan Komünist sisteme karşıdır . Kapitalizm’in günümüz öncü ülkelerinden olan ABD her alanda bu ekonomik sistemi uyulamaya çalışmıştır . Hatta ve hatta NATO olarak bildiğimiz örgütün ilk ortaya çıkışında ki en temel esas onlara göre dünyada ki Rusya merkezli Komünist ekonomik düşüncenin yaymış olduğu tehdittir . Kapital ekonomide özel sektör adeta baş tacı edilerek herşeyin özelleştirme yoluna gidilmesi vardır . Hal böyle olunca piyasada ki sermayenin büyük bir kısmının büyük şirket sahiplerinin elinde olması , bununla birlikte gelir adaletsizliği kavramının ortaya çıkması da kaçınılmaz bir hal alıyor .
Türkiye’ye baktığımızda ise daha çok kapital ekonomin bir alt basamağı olarak görülen liberal ekonominin havası daha yaygın olarak görülüyor . Liberal ekonomi kapitalizm kadar katı olmasa da eğer ki yanlış alınan kararlar veya piyasaya kapitalizm gibi hiç müdehale edilmemesi sonucunda kapital ekonomiye doğru yol alabilir . Günümüz devletlerinde o yada bu ekonomik sistem tam olarak kabul edilmesine karşın karma ekonomik sistem dediğimiz olayda geçerlidir . Aslına bakıcak olursak çoğu güçlü devlet biraz o sistemden birazda bu sistemden elde ettiği karar ve görüşler ile karma ekonomi yapısına sahip olarak politikalar belirlemekte ve bu politikalar ışığında hareket etmektedir . Örnek vericek olursak komünist sistemi kabul eden Çin ve Kapitalist sistem ışığında yoluna devam eden ABD dünyada neredeyse birlikte ticaret yaparak çok güçlü hale gelmiş devletler arasında gösterilebilir . Olayın özüne dönüldüğünde ise aslında o yada bu ekonomik sistemin doğruluğunun tartışılması bir yerde dursun , önemli olanın tam olarak sistemin nasıl uygulanıyor olmasıdır .