Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu...

Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu...
 

Karaman'da yine bir maden kazası yaşandı; madeni su bastı! Denilene göre 18 işçi içeride... Dilim varmıyor söylemeye ama bir süredir öğrendik artık: 20 deniliyorsa 200 çıkıyor sonuç!...

Üç bakan hemen Karaman'a gitmişler; niye gitmişler anlamadım!

Madenlere zorunlu olarak yaşam odası kurulması konusunda ret oyu vermişler, maden kazası olunca koşup gitmişler... Ne yapmaya gitmişler? Kazma-kürek alıp madene mi girecekler!

Arkadaş, yaşam odalarının zorunlu tutulmasına neden karşı olduğunu asla anlayamayacağım gibi maden sahibi eski AKP belediye başkanının yeğeninin yetkili olarak konuşup da "Yaşam odaları olsaydı da ulaşamazlardı" tarzı açıklamasını da bir tek "bozacının şahidi şıracı" tarzında değerlendirebiliyorum.

(Bu arada, diyelim ki hakikaten yaşam odaları olsaydı da suya karşı duramazdı, sen yap kardeşim! Önlemini al, su için de, göçük için de... Yangın için de önlemini al... Cebini düşünürken bir nebze de olsa insan hayatını düşün güzel kardeşim...)

******

Ben vatandaşların bazılarını da anlayamıyorum!

Soma'da üçyüz küsur madenci hayatını kaybetti (resmi rakamlara göre, gerçek rakam hiç bilinemeyecek elbet), yaşam odaları önerisi TBMM çoğunluğu tarafından reddedildi, çoğu madenci olan vatandaş yine reddedenleri seçti! (Resmi verilere göre...)

Bir de şunu anlayamıyorum: Avrupa, İngiltere, efendime söyleyeyim Amerika gibi ülkelerde neden işçilerin fıtratında ölmek yok da bizde var diye sormuyorlar, sorgulamıyorlar?

Çoğu insanın elinin altında internet var artık; gelişmiş ülkelerdeki maden kazalarının tarihlerini, gerekçelerini ve kaç işçinin hayatlarını kaybedip de hükümetlerin yaklaşımlarını inceleyebilirler.

İncelediklerinde olayın fıtratla değil de insan hayatını güvence altına almakla ilgili olduğunu görecekler...

******

Hani, "fıtrat" diyenlerin yanlarında koruma ordusu ile dolaşmalarını da mı sorgulamıyor insanlar? Fıtrat ise fıtrattır; bana, sana, ona başka fıtrat mı olur?

******

Haa, her türlü önlem alınır ama bir kaza yaşanır; sakat kalınır, yaşama veda edilir, o başka... Ona da kader diyoruz zaten...

Kaderciliğin de dozu var sanırım; bugüne dek hiç yazmadığım bir konuydu ama çağrışım yaptı! Nereden çağrışım yaptı dersek: Yaşam odaları konusunda neden ret yanıtı verildi diye düşünmemle ilgili...

Hükümeti koruyacağım diye biri yorum yapmış, demiş ki: Yaşam odaları zorunlu olsaydı bir çok işletmeye fazladan mali zorluk çıkardı. Ocakların kapanıp da işsiz kalmaları mı önemli yoksa çalışmaları mı?

Bu mantığı da anlamam mümkün değil!

İşsizlik acaip bir sorun ülkede, bak, adam bunun farkında en azından, savaşa davetiye çıkartıyoruz durmadan, Suriyelileri almışız üstüne üstlük!

Vatandaş açlık sınırında ama bir saray yapılıyor: Ülkenin tüm işsizlerine ödenecek meblağ yanında hiç kalır!

(Konuyu karıştırmamak adına yapılan yeri, kanun nezdindeki yasallığını; toplum nezdinde yarattığı deformasyonu falan yazmıyorum; ki bu konular da pek fecidirler!)

Kadercilik dediğim de burada devreye giriyor zaten: Ayda bir et yiyebildiğine şükreden sen; üç yumurtanın, bir ekmeğin hesabını yaparken zar-zor ödediğin vergilerle bir saray inşa ediliyor!

İşçinin güvenliğini gereksiz masraf olarak görenlerin gerekli gördükleridir bunlar; kendilerine kullanamayacakları büyüklükte saraylar!...

O sarayın bir tek lambasının maliyeti senin aylık kazancın kadardır; o saray yerine kaç işsiz, kaç öğrenci, kaç evsiz... Kaç gariban... Kaç ilaç bulamayan hasta... Devamını sen getir okur...

Hatta... Nedir bu Çankaya'ya tavır?

Bir düşün arkadaş! Bir sor... Bir araştır; elinde vıttır-zıttır ona-buna mesaj attığın, onu-bunu beğendiğin alet var; Ak Saray'ı mı eksikti bu milletin? Kaç para gitti? Niye diye sor yaa!...

Atatürk Orman Çiftliği mi battı size diye sor!

******

Cumhuriyeti binilen-inilen bir alet olarak görenlere soru sormak zor!

Neden cumhuriyet diye, o zaman, kendine sor!...

Düşmanlardan kurtardığı ülkenin sultanı, padişahı olmak varken neden "Cumhuriyet"i kurmuş Gazi Mustafa Kemal Atatürk diye bir düşün istersen...

Neden tarıma önem vermiş, neden çağdaşlığa, bilime,sanata destek vermiş... Köy enstitülerini neden kurmuş?

Önemli illerde okullar mı yokmuş?

(Bu arada, okul sayısı değil, yetiştirdiği adam sayısı önemli; özellikle belirteyim! Şeyy, "Adam" derken, erkek anlamında kullanmadım, Ata'nın kadın ve kızlara verdiği önem zaten belli. Hala anlayamayan varsa; seçme ve seçilme hakkını kadınlara verenlerin ilkidir...)

******

Çok samimi düşüncemdir; Atatürk dönemimde olsaydı madenciler için zorunlu tutulan yaşam odaları oylaması, kesinlikle işçiler kazanırdı!

Bu kadar işsizlik varken, deselerdi ki yeni bir yer yapalım size; şanınıza yakıışır bir saray olsun!

Ben demeyeyim de hadi siz deyin: Ne derdi Paşa?

******

Madenden güzel haberler gelsin istiyor yürek; lakin saat 04:10 olmuş, hala iyi bir haber yok...

Neyin neden yapıldığının sorgulanmadığı ülkelerde çok facialar yaşanır!

"Cumhuriyet bir araçtır" diyenlerin yönettikleri ülkelerde cumhuriyeti sorgulamayan, hesap sormayanlar da madenlerde, asansör kazalarında ve hatta sınırlarda ölenlerden sorumludur!

******

Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun! (Hala insan, hala vicdan sahibi, hala emek ile kazanılan ekmek güzeldir diyenlere...)

 

Mail: gulgun_2006@hotmail.com

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..