- Kategori
- İlişkiler
Kaybetmeden değeri anlamak
Her insanın hayatında, kırılma noktası adını verdiğimiz zamanlar mutlaka olmuştur ve olacaktır. Bu kırılma noktalarında kişi ince bir çizginin üzerinde, ne yapacağını şaşırmış durumda bir süre bekler, aklı ve kalbiyle düşünüp hareket etmek ister. Ama ne hikmetse ne akıl ne de kalp aynı ortak noktada buluşamaz. Birbiri ile sürekli tezat duygu ve düşünceler sergilerler.
İşte böyle durumlarda istişare dediğimiz fikir alışverişinde bulunma durumu uygundur. Kişinin göremediği noktaları, tarafsız bir gözün mukayesesi farklı bakış açılarının da olabileceğini ortaya koyar. Bu yüzden önemli kararlar alınırken, bilgi ve tecrübesini güvendiğiniz insanlarla istişare etmek önemlidir.
Bazı durumlar ise, mücadele ruhu ister. İster iş hayatında ister özel hayatta olsun istediğiniz her ne ise onu kazanmak için mücadele etmeyi bilmelisiniz. Siz elinizden ne geliyorsa yapacaksınız ki, takdir Allah(c.c) nin olacak.
Sayın Muhammed Bozdağ Beyefendi’nin İstemenin Esrarı isimli kitabını okumadıysanız şayet mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Çünkü sahip olmak istediğiniz her ne varsa bunun da mutlaka dile getirilme şekli vardır. Siz isteyeceksiniz ki, bu arzunuz ulaşacağı yere ulaşsın. Gönülden istemekle eşdeğer bir noktadır.
Kişi neyi istiyorsa ya da neyi kaybetmek istemiyorsa bunu açık açık ifade edebilmelidir.
İnsan, günlük hayatında öyle durumlarla karşılaşır ki, hiç istemediği halde elindeki fırsatları kaçırır. İfade edemediği durumların ıstırabını bir ömür boyu duyar.
Elinizdeki değerlerin, olanakların kıymetini bildiğinizi göstermek, sizden bir şey kaybettirmez lakin bunu gösteremediğiniz takdirde çok fazla şeyi kaybedeceğinizin garantisi mutlaktır.
Hayat, ertelenmeyecek kadar kısa ve vazgeçilmeyecek kadar değerlidir. Hayatı değerli yapan, sizin niyetinize göre şekillenen eylemlerinizdir, soluduğunuz havayı ferahlatan, sevdiklerinizdir. Kaybedecekleriniz, kazanacaklarınızdan fazla ise bir an önce harekete geçmelisiniz.
Birçok kişi için detaylar çok fark edilmez. Ayrıntılar ancak o şeyin yokluğunda ortaya çıkar. Çünkü yapılan her iş bir rutin halinde işliyor ve aksaklık olmuyorsa, farkı fark etmek oldukça zorlaşır. En basit örnek; bir ev hanımı her gün evin işini, yemeğini, bulaşığını, ütüyü, çamaşırı düzenli olarak yapıyor. Ortada hiçbir aksaklık yok, her şey mükemmel ama bir o kadar da olağan. Bir süre sonra rutinleşen bu işler önemsizleşmeye, fark edilmemeye başlanıyor. Bir gün evin hanımı memleketine tatile gidiyor. Evde tek başına kalan kişinin birden düzeni altüst oluyor. Alışageldiği birçok şeyin aslında hayatına ne kadar fazla değer kattığını anlıyor. Diğer bir deyişle farkı fark ediyor.
Bu olayı hayatımıza yansıttığımızda, bunun gibi birçok ince detayın aslında hayatımızın orta göbeğinde olduğunu görürüz. Fark edemediğimiz güzelliklerin hayatımızın birer parçası olduğunu anlarız. İşte o zaman, şükretmediğimiz, iyi ki hayatımda varsın diyemediğimiz nimetlerin elimizden nasıl uçup gittiğinin ıstırabıyla yanar kavruluruz.
İstemek ve isteyerek sahip olunan değerleri elinde tutmak. İşin özeti aslında budur. Bugün sizin için değerli olduğunu anlayamadığınız ne varsa yarın elinizin altından kayıp gittiğinde, pişmanlıklarınızın da bir faydası olmayacaktır.
E_MAİL: nuran_cal@hotmail.com
TWİTTER: @SARENDE
FACEBOOK: https://www.facebook.com/nuran.cal