Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kent ve yaşam: Olanaksız Adalet

Kent ve yaşam: Olanaksız Adalet
 

Vakit tamam. Bir yıl daha bitiyor. Aslında yılsonu demek, muhasebe demek. Muhasebesini tutturamadığımız onca şey arasından kafamızı kaldırıp bir bakalım mı neler oluyor? Alacaklıyız mıyız hayattan, borçlu muyuz? Bize verilen hayat neleri istediğimizi istemediğimizi hiç sormazken, biz isteklerimizi ona söylüyoruz sürekli. Demek ki isteklerimiz, doğal bir alacak kaydediliyor hanemize.

Kısıtlı imkanlar arasından bizim hanemize kaydedilen alacaklarımızın peşine düşüyoruz. Sabah akşam durmadan, sorup soruşturup alacağımızı talep ediyoruz. Nereye kadar? Ta ki o isteğimiz olanaksız hale gelene kadar. Olanaksız diye bir şey yoktur der insanın içindeki heves, oldurmak için ne gerekiyorsa yapmaya çabalar. Kimisi iyilik ve doğrulukla, kimisi her yol mübah diyerek ilerler. Habil Kabil aklıma gelir her seferinde, yolum doğru ben en iyisini hak ediyorum diye düşünenler hep mi kötülere yenilecekler, bu hikayeden çıkması gereken sonuç ile bize vaat edilen nedense birbiriyle aynı neticeye parmak basmıyor gibi. Hani, cennet ve vaat kelimelerinin bu düşünce yelpazesindeki en doğru dile getirilişini şöyle yapmıştı Mehmet Akif Ersoy:

Aldanma insanların samimiyetine!

Menfaatleri gelir her şeyden önce.

“Vaad etmeseydi Allah cenneti;

O’na bile etmezlerdi secde.”

Dünya menfaatinden öteye neler yaptığımız ile ilgili olarak bir muhasebemiz olsa, aman ayıp olmasın, hadi gönlü olsun, ay şimdi ne düşünür kimbilir, gibi kayıtlardaki alacak verecek hesabından daha ileri bir takdirin hesabını tutabilsek, ne kalırdı elimizde?

Habil Kabil hikayesinde de öyle değil miydi? Ne bol ibadet, ne de doğru ve iyi olmak kurtaramamıştı Habil’i. Hatırlayamayanlar için kısaca belirtmek gerekirse, Habil ve Kabil. Âdem ve Havva'nın oğulları. Büyük olan Kabil, küçük olan ise Habil. Kabil'in, kardeşi Habil'i öldürdüğüne ve tarihteki ilk katil olduğuna inanılıyor. Hıristiyan, Musevi kaynaklarında ve Kur’anda geçen çok ilginç bir hikayeleri var. Konu ile ilgili ayetler şöyle: (Maide 27, 28, 29, 30, 31, 32):

Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, "Andolsun seni mutlaka öldüreceğim" demişti. Öteki, "Allah ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder" demişti. "Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım. Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olasın. İşte bu zalimlerin cezasıdır. Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu. Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz miyim ben?" dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu. Bundan dolayı İsrailoğullarına şunu yazdık: "Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da yeryüzünde aşırı gitmektedir.”

Madem ki dünyadaki ilk cinayet, kıskançlık ve hased yüzünden işlenmiştir. İyiyi ve kötüyü emreden yaradan tüm kitaplarında kötülüğün de insanın iradesinde olduğunu açıkça bize bildirirken, sizce biz halen nasıl olup da inanabiliyoruz iyilikle davrandığımızda bunun karşılığında istediklerimizi alabileceğimize?

İşte o yüzden Noel Baba var. İyi çocuklar olursanız, bu yıl en çok istediğiniz şeyin gerçek olabileceğine dair tek o vaatte bulunabilir. Tabii ki siz Noel’e ve Noel Ruhuna inanıyorsanız…

Bir yılın muhasebesini yapın, elinizde her ne varsa -sahip olduklarınızı adil bir şekilde kullanmanız koşuluyla- herkese dağıtın, hem de bu yıl iyi olan herkese. Hayal bu ya, belki bir gün gelir gerçekten ister ve yaparsınız. Hayat sizin hayatınız, gelecek de bugün de emrinizde, öyle değil mi?

Noel baba gerçek olmasa bile güzel bir yılın son günlerinde, son üç cuma için daha bir özen gösterebiliriz. Gülümseyişimiz de elimizdeki imkanlardan biri, hatta onun tercümesi; “benim günüm güzel ve aydınlık, dilerim senin de öyledir!”

Nice sevgiyle gülümseyen anlara...

 

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..