Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '16

 
Kategori
Kentleşme
 

Kentleşme

Kentleşme
 

İbrahim Gürşen Kafkas'la CKM kitap şenliğindeyiz.


Toplumsal değişim, kentsoyluluğun üstünlüğü,
usun, mantığın ürünü 
 
düzyazıyı 
 
doğurur.
 
Bu gerçek 17.yyıl Avrupasından başlayarak bilimsel
düşüncenin gelişmesi, bireysel yaşantıyı yansıtma, 
gözleme dayanan anlatım düzyazı dilinin
gelişmesini hızlandırdı.
 
18. yüzyıldan sonra 
 
şiir 
 
egemen anlatım biçimi sarsılır. Kentsoylu sınıfının yaşama biçimi 
doğrultusunda
 
düzyazı 
 
şiirsel anlatım biçiminin önüne geçer. 
 
Cevat Çapan, 
 
Değişen Tiyatro 
 
adlı yapıtında
oyun dilinin 
düzyazıya dönüşmesini 
 
kentsoylulaşma
ve çağdaşlaşma 
 
süreci sayar.
 
Bir başka yazar Onur Bilge Kula, dil, yazın ilişkisini,
 
“Edebiyat,dili estetikleştirmektir.” 
 
diye tanımlayarak belirtir.
 
Kentsoylulaşma 
 
modernizmi 
 
doğurmuş, aydınlanma dönemini de bu nitelikteki toplumlar
yaşamıştır.
 
İşte kentsoylulaşmayla düzyazının önemli türü olan 
 
roman
 
kendine özgü dili bu süreçte yaratır. 
 
Kentsoylulaşma 
 
bununla kalmamış 
 
resimde 
 
yağlı boya 
 
müzikte 
 
keman 
 
nesnelerini toplumsal yaşama sokmuştur.
 
Kentsoyluluk, nesnelere sahip olduğu gibi onun imgelerine de sahip
olduğunu göstermek istiyordu.
 
Örneğin, 
 
yağlı boya resim “resimsel türü”, 
 
keman konçertoları tek sesli “müziksel türü”, 
 
yaylı çalgılar “çok sesliliği” temsil etmişlerdir.
 
Romanın çok sesliliği konçertodan senfoniye
geçiş sürecine rastlar. 
 
Lirik şiirin tek seslilikten çıkışı romanın öne çıkmasıyla şiirin düzyazısallaşmasıdır.
 
Ancak şiirin öznel duyguları dile getirmesi nesnel dünyaya ilişkin protestoyu da dile getirmesine engel olmamıştır.
 
Toplumsal yaşamdaki gelişmelerin, değişmelerin, devrimlerin sonucu 19.yüzyılda coşumculuk (romantizm) ve gerçekçilik (realizm) yazın akımlarıyla 
 
öykü 
 
yazın türü oldu.
 
Amerikalı yazar Edgar Allan Poe, Fransız Guy de Maupassant,
Rus Anton Çehov, Alman Henrick vo Kiest, E.T. A Hofman, Wolfgang Borchert, kısa öyküleriyle bu türü tanıttılar.
 
Kısa öyküler sanatsal metinlerdir. 
 
Kısa öykünün başarısı, yazılmamış ya da yazılamamış
olanların, okuyucuya metnin derin yapısında
bulunan simgesel alt yapılarla aktarılmasındadır.
 
Bu alt yapıların içinde okurca çözülmesi
gereken, onun zihninde bir dizi sorular oluşturan
kimi gizler saklıdır. 
 
Okur bu soruları yanıtlarken, gizleri çözerken yazarın “yardımcı yaratıcısı” ve öyküdeki anlamların ortaya çıkmasına yardım
eden eylemli katılımcı konumundadır. Onun öyküye
katılımı ve sezgisel tepkileri okur–merkezli bir eleştiridir aslında.
 
Yazar ise sanatının getirdiği kimi sınırlamaları bilen, sanatının dar sınırları içinde dil kullanma özgürlüğünü dileğince kullanma
hakkına sahip bir sanatçı.
 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..