Kırmızı çizginiz olsun..

Tavla oyununda üç el oynanır, kazanan belli olur.

'Bir iki üç' diye sayılır, maraton koşusu başlar, bisiklet turu yarışı başlar, kelebek yüzme yarışı başlar, yoğurt yeme yarışı uzunatlama yarışı başlar..

Kenan Evren de "Allah'ın hakkı üç'tür ve günde üç zeytin tanesi yerim" derdi ölmeden önce..

Üç öğün yemek tarifi yapılır aşcılar tarafından..

Yenilmeye doymayanlar da "oyunun kuralı üç'tür" der ve yeniden yarışmak isterler.

Bir de size karşı yanlış tutum sergileyenlere üç şans tanırsınız yanlış tutumunu anlayabilmesi ve doğruları algılayabilmesi için.

Birinci yanlış tutumunu hoşgörür önemsemezsiniz..

İkinci yanlış tutumunu da höşgörür önemsemezsiniz..

Üçüncü yanlış tutumunda "yetti artık!" der ve beyninizden silersiniz o kişiyi. Zira sizi anlayabilecek kapasiteye sahip olmadığını düşünür ve bir daha görüşmek dahi istemezsiniz 

Yani toleransınız üç'e kadar dır.

Böyle durumlarda benim toleransım beş'tir.

Beş defa affedebiliyorum bir insanı. Hoşgörebiliyorum, iyimserliğimi korumaya çalışabiliyorum ama beşincide de değişen bir şeyin olmadığını gördüğümde ben değil beynim bitiriveriyor o insanı. Benim için bir hiçtir artık o kişi (tabi önceden kırmış üzmüş kişi veya kişiler olursa)

Benden hatırlatması..

Yok sayarım kısacası..

Yok hükmünde kararname gibidir kararım. Daha doğrusu benim bir şey yaptığım falan yoktur kendiliğinden oluveriyor.

Kırmızı çizgimi çiziveriyorum.

Herkesin bir kırmızı çizgisi olmalıdır tıpkı ülkeler arası diplomatik görüşmelerinde olduğu gibi.

Sizin de bir kırmızı çizginiz olsun.