Kişinin ihtiyacı belirlenip ona göre verilmeli; önüne bir kazan çorba koyarsan yarısı çöpe gider

Tamam insandan insana fark eder ama standart olarak bir kişinin bir öğünde ne kadar yiyecek ve içeceğe ihtiyacı olacağını bilmiyor musunuz?

Ama bunu tespit etmeniz lazım…

İnsanlar hem çok yiyor/içiyor hem de ucundan şu kadar alıp gerisi çöpe…

“Ya Korkut sen de nelerle uğraşıyorsun?...”

Ben uğraşırım; çünkü ben, yeni dünya düzeninin kurucusuyum.

Ama Sayın Korkut, bu tuhaf olur; adama diyemezsin ki sen bu kadar yiyeceksin…

“Normal” i vereceksin, kalanı kendi isteyecek ya da alacak…

“Utanır, almaz…”

Bugünkü uygulama çok sakat… Adama bir tabak dolduruyorsun ama iki kaşık yiyor, kalanı çöpe… Sonra duyuyorsun ki Afrika’da insanlar açlıktan ölmüş!

Bunun için öyle dini mini konulara girmeye gerek yok, din diyenleri de görüyoruz; Hacda milyon baş kurban kesiliyor noluyor belli değil…

Dindar olduğun zaman insan olmanın gerekleri yerine gelmiyor ama insan olduğun zaman dinin gerekleri yerine geliyor!

Kullandığımız ev, eşya, mal vs.ye “kullanma süresi” getiren Kerim Korkut tükettiğimiz yiyecek ve içeceğe de ölçü getiriyor.

Kişi başı tespit edilen standart miktar bir dilim ekmekse onu veriyorsun. Doymadıysa bir dilim daha istiyor veya kalkıp kendi alıyor.

“Herkes evinde yiyip içiyor bunu nasıl uygulayacaksın?”

(Bkz. Dağıtım Birimi başlıklı yazımız) Yiyecek içecek dışarıdan hazır olarak geliyor.

Yiyeceğin içeceğin cinsinde(türünde) ve kalitesinde sınır yok ama miktarı standart.

Yiyebileceğin kadar diye bir şey yok çünkü yemeye karşı konulamaz… Bunun ayarını insanlara bırakmak yanlış.

Bu yazılara “masal” diyor bazıları… Bugünkü yerleşik uygulamalarınız da bir zamanlar masaldı.

Bugün “masal” dediklerimiz 100 yıl sonra yerleşsin; ama bir yerden başlayalım.

Dilediği kadar yemek içmek diye bir şey yoktur; yemenin içmenin de kesinlikle ölçüsü vardır.