Kralın Giysisi ve Eğitim Fakülteleri

2014-2015 verilerine göre ülkemizde 74'ü Devlet 18'i Vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 92 Eğitim fakültesi bulunmaktadır.  2018 yılı itibariyle bu rakam 100'e ulaşmış bulunmaktadır ve bu fakültelerde eğitim gören 200 binin üzerinde öğrenci bulunmaktadır.

KPSS sınavına başvurmuş ve atanma bekleyen 400 binin üzerinde mezun öğretmen adayı bulunmaktadır. Bunlara ilave olarak Fen Edebiyat ve İlahiyat Fakültelerinde okuyan ve formasyon almayı bekleyen 600 binin üzerinde öğrenci bulunmaktadır. Atanma bekleyen öğretmen adayları ile formasyon alarak öğretmen olma ümidi taşıyan öğrencilerimizin toplamı mevcut durumda bir milyon civarındadır. Bu rakama önümüzdeki 5 yıl içinde 100 adet fakülteden mezun olacak eğitim fakültesi öğretmen adaylarını da ekleyecek olursak ortaya çok ciddi bir yekün çıkacağını görebiliriz.

MEB İnsan Kaynakları Raporlarına göre öğretmen alımları için doluluk oranı mevcut durumda kapasitenin üzerinde bulunuyor.  Bir diğer ifadeyle kamuda pek çok alanda öğretmen ihtiyacı tam anlamıyla karşılanmış durumda.  Emekli olacaklar ve işten ayrılacaklar istatistiki olarak göz önünde bulundurulursa kamudaki ihtiyacın100 binin altında olduğunu söyleyebiliriz. Oysa karşımızda toplam bir milyon öğretmen adayı bulunuyor! Bu sayının önümüzdeki beş yılda % 20-30 büyümesi de ihtimal zira lise mezunlarına yönelik yapılan araştırmalarda öğretmenlik mesleği ilk tercihler arasında yer alıyor.

Şimdi kralın üzerindeki giysiden bahsedebiliriz. Eğitim fakülteleri için üzerinde tartışılan konular arasında öğretmenlik mesleği ve öğretmen yetiştirmeye ilişkin sorunlar ile kaliteli akademisyenler ve güncel müfredat meseleleri bulunuyor. Halbuki en önemli sorun mezunların kamuda (normal şartlar altında) yerleştirilemeyecek olması! Özel sektörde görev yapanlar ve yapacak olanlar da özel sektör çalışanı olarak istihdam ediliyorlar. Bir diğer ifade ile özel okullarda görev yapan öğretmenler MEB kadrolarında olduğu gibi 658'e tabii olamıyor.  Bu da aynı iş için farklı özlük hakları demek. Dolayısıyla vatandaşların kralın çıplak olduğunu görmesi ve çocuklarını eğitim fakültelerine gönderirken bu durumun farkında olmalarını önemsiyorum. Peki vatandaş ne yapsın?

Öncelikle öğretmenlik mesleğinin yerel ve kurtarıcı bir meslek olarak görülmesinden vazgeçilmeli. Bu işin hakkını teslim edecek insanların bu göreve talip olmaları önemli. Bu hususta toplumsal açıdan bir farkındalığın oluşturulması gerekiyor. Diğer yandan ülkemizdeki fakültelerden mezun olan öğretmen adaylarının yurtdışında da öğretmenlik yapabilmeleri için gereken bağlantıların şimdiden kurulması gerekiyor. Bu konuda gerek YÖK'ün gerek MEB'in akreditasyon çalışmaları başlatması ivedi. Diğer taraftan öğrencilerin kendilerini hem mesleki hem de yabancı dil kullanımı konularında geliştirmeleri kaçınılmaz görünüyor. Aksi halde "on yıldır KPSS sınavına giriyor, sınavlardan yüksek notlar alıyor ama halen atanmıyor" benzeri haberleri görmemiz mümkün.

Veriler ortada, kral çıplak..  Bu nedenle öğretmen adaylarının kendi giysilerini çok özenle seçmelerini ve gardıroplarını şimdiden düzenlemelerini tavsiye ediyorum.