- Kategori
- Gezi - Tatil
Küçük Ada'da küçük bir tatil, büyük bir sızı...
İki gündür Yunanistan'ın Meis adasındayız.
Kıskanmamak elde değil.
Bu adamlar, kenarında/ Kıyısında da olsa, en yoksulundan başlayarak uygarlığın içindeler.
Payında En-balıkçısı var, en-garsonu/en-alt kattakiler var... Sonra tabii ki, enteli, entelektüeli, pısırığı, eylemcisi var... Ama ortak paydada nitelik var.
Kısacası bunlar (payı paydası, sonuç olarak): Uygar.
Ama, uygarın U’su büyük yazıldı diye yanılmayın; çünkü, uygar sözcüğü, [tesadüf bu ya...] iki nokta üst/üsteden sonra geldi...
Yani, Fenerbahçe’nin Uygar’ı gibi bir isim değil, “ nitelik olarak “uygar”...
X X X
Yukarıdaki satırlar tam (ve sadece) bir hafta önce yazıldı.
Yine Meis’deyiz.
Ancak bu kez sekiz kişi...
Sekiz Akbüklü zevat ve zerzevatçı topluluğu bu minnacık adayı “tavaf” ile meşgul.
Kıskanmam artarak sürüyor.
Çileden çıkmaya çeyrek var.
Çile... Karşı yaka (memleket); sesleniyoruz bu sahilden. İşitiyor musun, ülke/millet/ halk ve/ Aziz-ümmet-i Muhammet?..
İşitsen de, ne yazar ayrıca [Bu bahis başka]...
İşitmekten idrak etmeye tırmanabiliyor muyuz ey “ulus”
Senin yoğun gündeminde; ayrılıkçılık, tarikatçılık, terör, saray, derin devlet, paralel yapı, filan...
Kültür, Na!-mevcut.
Uygarlık, dinazor meşgalesi.
Aydınlanma, “hayret bi şey...”
Varsa yoksa rant, çıkar itişmesi, koltuk boğuşması, itiş-kakış, kanaviçe nakış...
Ve bendenizde bir kıskançlık, bir haset, bir sızı yüreğin sol yanında (hem altında, hem üstünde)...
Ve geçtiğimiz haftanın cumartesisinde bu duyguları “çekerken”, serde mazoşistlik var, sadece yedi tam-gün sonra yine aynı kültür sofrasında ruhumdan süzülen atıkları topluyorum.
Bu atıklar zehirli.
Acılı.
“Tarifsiz kederler” yüklü...
İşte tıpkı onun gibi, o garip Orhan Veli gibi...
Sabırsızlıkla akşamın çökmesini ve retina kadehinin önüme konmasını ve bu acılı menü eşliğinde kafamın içinde karalar bağlamayı bekliyorum; sabırsızlıkla, telaşla ve en önemlisi, umutlanma ihtiyacıyla... Ve yorgun!..
@farukhaksal42
www.soruyusormak.com