Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '17

     
    Kategori
    Gezi - Tatil
     

    Lübeck Gezi Rehberi

    Lübeck Gezi Rehberi
     

    Salzspeicher


    Masalsı bir Alman şehri Lübeck 
     
    Aslında bu yazıya “Lübeck de ne?” sorusuyla başlasam daha yerinde olur çünkü arkadaşım “Lübeck çok güzelmiş, oraya gidelim.” dediğinde aynı soruyu ben de sordum :)
     
    Lübeck nerede?
     
    Lübeck, Almanya’nın kuzeyinde, Baltık Denizi’ne kıyısı olan bir liman kenti. Hamburg‘da daha fazla zaman geçirmek istemeyince nereye gidebiliriz diye düşünürken Lübeck’e gitmeye karar verdik.
     
    Lübeck’e nasıl gidilir?
     
    Biz Hamburg’dan trenle yaklaşık 40 dakikada ulaştık. Tren dışında goeuro.com sitesinden otobüs saatlerine ve fiyatlarına da bakabilirsiniz. Bizim asıl amacımız da otobüse binmekti aslında ama beceremedik :) Ben otobüs baktığımı zannederek trenlere bakıyormuşum, telefondan bakınca azıcık karıştırmışım… Otelden metroyla tren istasyonuna gittik, sonra da oradaki otobüs durağına yürüdük. Otobüs biletini nereden alacağız acaba diye ararken de bütün bilet satan makinelerin almanca olduğunu farkedip birisine sormaya karar verdik. “Şu otobüs nerden kalkıyor?” deyince bu otobüs değil ki tren cevabını aldık sonra koştur koştur yine tren istasyonuna döndük :) Böyle komik bir an oldu.
     
    Daha sonra Lübeck’e varınca da havaya uygun giyinmediğimizi farkettik. Haziran da olsa farketmiyor yani :) 12 derece ve sağanak yağmur olunca mecburen orada ilk gördüğümüz mağazadan bir de yağmurluk almak zorunda kaldık.
     
    Ufak zorluklar sonucu Lübeck’in merkezine ulaştık, orada bulunduğumuz bütün süre boyunca yağmur yağdı ve rüzgar yemekten artık iyice afalladık ama yine de çok sevdiğim bir şehir oldu. Her şeyi planlasanız da bazen spontane programlar ve son anda karar verdiğiniz şehirler size daha güzel anılar katıyor :)
     
    Öncelikle hava yağmurlu olsa da biz yine de yürümeyi tercih ettik ve tren istasyonundan şehir merkezine geldik. Ufak bir dipnot eklemek istiyorum buraya, tren istasyonunda gidilecek yerlere bakmak için harita aradım bulamadım, daha sonra bir kitapçı 6 euroya gezi rehberi satıyordu oradan haritanın fotoğrafını çektim :) Harita bulamamak da ayrı bir başarı tabii. Siz ne olur ne olmaz haritayı telefonunuza kaydedin yine de :)
     
    Başlamışken bir dipnot daha ekleyeyim, Bremen yazısında söz ettiğim yürüyüş turları Lübeck’te de düzenleniyor. Bu turlar için “tourist info”lardan bilgi alabilirsiniz veya rezervasyon yaptırabilirsiniz. Turlar cumartesi günleri saat 11.30’da başlıyor ve yaklaşık 2 saat sürüyor.
     
    Lübeck’te gezilecek yerler
     
    Holstentor Kapısı ve Holstentor Müzesi
     
    Şehir merkezine ulaştığınızda ilk göreceğiniz bu şirin kapı olacak. 500 yıllık kapıya şirin dediğimi duysalar beni bir daha ülkeye almazlar herhalde :) Bu kapının içinde aynı zamanda denizcilik ve Lübeck tarihi ile ilgili bir müze bulunuyor. Aslında böyle söyleyince kulağa biraz sıkıcı geliyor ama gerçekten çok eğlenceli bir müzeydi. Hiç bir müzede “Yaa bunlar çok güzelmiişş” diye koşuşturduğumu hatırlamıyorum. Etrafta her şeyi karıştırırken Lübeck ile ilgili bilgiler de öğrenmiş olduk.
     
    Giriş 7 euro, öğrenci 3.50 euro ama iki müze gezdiğinizde ikincisinde yüzde 50 indirim yapıyorlar. Yani Holstentor Müzesi’nden sonra Kukla Müzesi’ne girerseniz öğrenci olmasanız da ücret 3.50 euro olacak. Biz ayrıca öğrenci olduğumuz için tekrar indirim yapıldı dolayısıyla 1.25 euroya geldi.
     
    Çok karıştı sanki böyle :) Kısacası ilk müzeye 3.50 ikinciye de 1.25 vererek günü kapamış olduk. Öğrenci değilseniz de 7 + 3.50 euro olacak.
     
    Öğrenci kartı konusunda emin değilim çünkü bana genelde 15 yaşında gösteriyorsun denildiği için kimse kart mart sormuyor :)Ama daha sonra aşağıda yazdığım panoramik manzara için kuleye çıkarken sordular, onda da yanımda olmadığı için normal ücret verdim.
     
    Kukla Müzesi
     
    Normal şartlarda ne kadar ilgimizi çekerdi emin değilim ama sağanak yağmurluyken epey bir ilgimizi çektiği kesin :) Neyle karşılaşacağımızdan emin olmamakla birlikte daha fazla ıslanmak istemediğimiz için kendimizi Kukla Müzesi’ne attık ama burası da beklediğimden daha güzel çıktı açıkçası :) Dünyanın her yerinden kuklalar, bu kuklalarla çekilen filmler, yapılışlarını anlatan kısa videolar, eskiden gösterilerin yapıldığı sahneler… Kuklalarla ilgili aklınıza gelebilecek her şey vardır büyük ihtimalle :) Karagöz ve Hacivat’ın da unutulmaması kalplerimizi kazandı??
     
    St. Peter Kilisesi (veya St. Petri)
     
    Avrupa’da genel olarak birden çok ülkeye ve şehre gitmiş insanlar artık kilise gezmek istemiyor diye tahmin ediyorum çünkü ben artık tarihi veya mimari olarak özel bir önemi yoksa gerçekten istemiyorum :) Bu kilise 2. Dünya Savaşı’nda yok olmuş, daha sonra tekrar inşa edilmiş ama bizim buraya gitme amacımız bu değil :) Kiliseye gitme amacımız şehri panoramik olarak izleyebilmek. Asansörle kilisenin kulelerine çıktığınızda çok güzel bir manzara sizi bekliyor olacak. 
     
    Şehir Merkezi ve Belediye Binası
     
    1230’da kurulan ve UNESCO tarafından koruma altına alınan küçük ve sevimli şehir merkezinde Belediye Binası haricinde bir çok kafe ve restoran bulunuyor. Ayrıca şehirdeki bütün kiliseleri gösteren 3 boyutlu bir model de bulunuyor. Biz de burada Junge Die Backereiadında bir kafede yemek yedik, aslında burayı tercih etmemizin sebebi içerisinin çok kalabalık olmasıydı. Bu kadar insan geliyorsa mutlaka güzel bir yanı vardır diye biz de peşlerinden girdik :) Salatalar, sandviçler, kanepeler ve pastane ürünleri bulabilirsiniz, tatları da gayet lezzetliydi.
     
    Salzspeicher
     
    Holstentor’un hemen yakınında bulunan Salzspeicher, aslında lego gibi gözüken tuğladan yapılmış, bir zamanlar ihraç edilen tuzları depolamak için kullanılan 6 tane bina.
     
    Heiligen-Geist Hastanesi
     
    Burası gitmediğimize pişman olduğum tek yer, tarihi 1227’ye kadar dayanan Almanya ve Avrupa’nın en eski hastanelerinden bir tanesi. Ortaçağlarda bile hastalarla ve yaşlılarla ilgilenildiği için örnek ve gurur duyulan bir hastane.
     
    “Bize bu kadarı yetmedi daha ne yapalım?”
     
    Trave nehri kıyısında yürüyüş yapın. O da yetmezse tekne turu yapın :)
    Holstentor’un yanındaki parkta piknik yapın ve dinlenin.
    Marzipan şehri olarak bilinen Lübeck’te marzipan tadın. ( Hiç de sevmem :) )
    Nobel ödüllü Thomas Mann’ın eski evi olan Buddenbrookhaus‘u ziyaret edin.
    Hansa Birliği’nin (Hanseatic League), Lübeck’in ve bölgenin tarihini anlatan, 2015’te açılan Europäisches Hansemuseum‘a gidin.
    Lübeck’in eski tatil beldelerinden olan Travemünde’ye gidin. Ayrıca temmuzda düzenlenen, Travemünde Week diye anılan dünyanın en büyük yelken organizasyonuna da uğrayabilirsiniz.
    Daha fazlası da başka şehirlerde artık, keyifli gezmeler :)
    ??
     
    Toplam blog
    : 1
    : 1036
    Kayıt tarihi
    : 12.08.17
     
     

    Merhaba! Ben Melis Tosun. Sayfamı ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim. Öncelikle kendimi tanıt..