Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '17

 
Kategori
Güncel
 

Mevsimlik umut..

Mevsimlik umut..
 

Öyle uzak.. Öyle yalnız.. Öyle kırık.. Öyle derin..


 

 

Şimdi bak!
Dur ve dinle;
Hüzne amele, acıya ırgat
Şimdi sen ki yedi düvele
Kalbin ustası olup
Mazlum ve cefakeş
Buğdayları anlat
Unuyla sevdaların
Türkülerin
Ve emeğin..


{ Hilmi Yavuz - M.Subhi Üzerine } 

. . . 

 

Mevsimler boyu yollardayız, mevsimlik yolcuyuz biz..

Bazen pamuk tarlalarının önünde, bazen sarp yamaçlardaki fındıklıklarda sona erer yolculuğumuz.. Ellerimizin nasırları iyileşmeden düşeriz yeni yollara. Rotamızı mevsimler belirler bizim. Ucuz ve güvencesizdir emeğimiz, alınterimiz. Kimi zaman Söke 'ye pamuğa gideriz, kimi zaman Rize 'de çay toplamaya, kimi zaman Sakarya 'ya fındığa. Bir yokluktan, diğer bir yokluğa yolculuk ederiz. Yollar.. Yollar.. Yollar.. 

Bu yollar nereye çıkar?.. Karanlığımızı aydınlığa çıkarır mı bu yollar?.. Yollarda otobüsler, kamyonetler, kamyonlar, traktörler dolusuyuz. Ekmeğimiz içindir bunca çekilen. Naylon çadırların aralarında koşuşturan kara gözlü, kara kaşlı, kara tenli çocuklarımız içindir. Gelinlerin yan dönüp kucaklarına aldıkları, oracıkta emziriverdikleri gül yüzlü, cennet gülüşlü bebeler için..

Naylon çadırların ortasında, yoksulluğun en acımasızında umuttur peşine düştüğümüz. Ömrü mevsimle bir umut. Kamyonların nazar boncuklu kasalarında yan yana, sıkış tepiş bir mevsimlik umudadır yolculuğumuz. Ardımızda kalan köyümüz yokluğun acısı, yetimliğin sancısıdır, resmi söylemlerde ve ilkokul çocuklarının şarkılarında; "orada bir köy var uzakta, gitmesek te.." şeklinde geçen taşı çatlatan hasretliğimizdir yüreğimizde. Mevsimliktir ya, yine de hasretin sessiz çığlığı hiç bırakmaz sol yanımızı. Çocukların açlığını doyuracak bir avuç toprağa hasret..

Yol boyu kaç arabanın insanıdır sıkışıp kalmış içerde, savrulmuş kopmuş bir yanları. Gören tövbeye dursa da zorunluluk üstün gelir, yine düşülür yollara, yine düşülür. Yine.. Biteviye..

Kentler yasaklanır, görünmez duvarlarla örülüverir önümüz. Dilimizden, tenimizden önce değil midir alınterimiz?.. Biz böyle bildik tarihten. Ellerimize çalışmayı, dillerimize konuşmayı, çocuklarımıza güvenli bir yarını en başta yasak ilan edenlere bir bedduamız var ki ağırdır, tutar. Zulmün artsın bre zalim!..

 

Bilemezdi tek ereği,
hayatta kalmasına yetecek kadar
besin bulmak olan yaz böceği.
Gezerken tarlada,
üzerinde yürüdüğü,
mısır yaprağına bıraktığı izlerin.
Anatomik sebeplerle,
leke olarak döndüğünü bitkiye.
Ve istemeye gittiği kızın babasının,
kendisini beğenmemesine,
neden olduğunu.
Epi-topu üç aylık,
yövmiye peşinde koşan,
mevsimlik işçinin..


Kaç saat sürer yolculuklar?.. Kamyon kasalarında nasıl geçer yolculuk?.. Bir kara bulutun ardından kaç köprü yıkılır, kaç dere taşar da haberimiz olmaz. Bir çarpışma veya devrilme anıdır oysa, kaç hayatın alnına apansız noktanın konduğu. "12'si çocuk, 9'u kadın 23 mevsimlik işçi " diye söylenir kimi zaman ardımızdan, isimlerimiz okunmaz resmi haber bültenlerinde, gazetelerin değerli, gerilimli haberlerinin arasında solgundur yüzümüz, belki de ömrümüzün tek fotoğrafıdır asılı kalan.

Yokluğumuzu, yoksulluğumuzu, yaşamımıza mâhküm edenler ölümüze de saygı suymaz elbet! Kamyon uçmuştur dereye, traktör devrilmiştir uçuruma, otobüs çarpmıştır ya da..

Biz, etleri yollara, cesetleri derelere saçılanlar.. 
Mevsimlik umut peşinde koşanlar..
Umutlarımızı borç verdik sonrakilere..
Öfke olup dönecek zulmün üstüne..
Kış geldi, köleliğimizin sezonu bitti yine..

Şimdi izninizle;
Köyümüzün mezarlığında koyun koyuna uzanacağız..

24.Ağustos.2017
Kerem Porazan

 
Toplam blog
: 59
: 14527
Kayıt tarihi
: 17.12.09
 
 

İmgelemelik 'ten düştüğü 6.Mayıs.Bindokuzyüz... ~ fi tarihinden bu yana; Sonsuzluk 'da insan.. Yüre..