Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '17

 
Kategori
Güncel
 

Milli Gelir! Milli Eğitim! Milli Olmayan Gerçekler...

Milli Gelir! Milli Eğitim! Milli Olmayan Gerçekler...
 

Ben toplum içinde çok fazla konuşan birisi değilim.

Neden?

Nedeni basit; herkesin taşlaşmış kendi doğruları var artık. Senin düşüncelerinin pek bir önemi yok. Artık sohbetler o kadar sığlaştı ki… Kısa bir muhabbetin ardından ya terörist vatan haini ilan ediliyorsun ya da hükümet şakşakçısı. Karşında ki daha seni dinlemeden söyleyeceği cümleleri hazır ediyor. Salyaları aka aka, sesini yükselterek konuşuyor. Senin sessizliğini, karşındaki zaferi olarak kabul ediyor. Ah bir bilseler neden sustuğumu. Bazı kişiler için aynı durum söz konusu değil tabii ki. Aklını başkasının güdümünden kurtaran, hayatta bir arayış içerisinde bulunan, okuyan, sorgulayan, dinleyen insanlarla muhabbet de tadından yenmiyor. Görüşlerin taban tabana zıt bile olsa bu insanlarla karşılıklı nezaket içinde, birbirini kırmadan, görüşlerinin sana göre neden doğru olduğunu dayandırdığın noktaları izah ederek, medeni sohbetler yapabiliyorsun. Tabii bulabilirseniz!

Ben toplum içinde çok fazla konuşan birisi değilim.

Neden?

Nedeni basit; çünkü dinliyorum. Önce lafa bakıyorum laf mı diye, sonra söyleyene bakıyorum adam mı diye. Sonra mı? Sonra; ‘’Söz gümüşse, sükût altındır.’’ Diyorum. Sükût ediyorum.

Ben size neyden bahsedecektim konu nerelere geldi. Hani dedim ya çok fazla konuşmam diye, ama bazen bir şeyler düğümleniyor boğazıma, sen de haykırmak istediğin bir çığlık… Ben diyeyim akıtmak istediğim bir zehir.

Madem konuşmuyorum! O zaman yazayım.

Gün içinde okuduğum ve izlediğim haberlerin içerisinde iki haber dikkatimi çekti. Bunlardan ilki Bakanlarımızdan birinin yaptığı ‘’ekonomide uçuyoruz, milli gelirde rekor kırıyoruz, bireysel satın alma gücünde ilk üçe gireceğiz’’ anlamına gelen bir açıklamaydı. Diğeri ise dün Cumhurbaşkanımızın açıklamalarının ardından yapılan TEOG kaldırıldı açıklaması.

Ya ben başka ülkede yaşıyorum. Ya da bizi gerçekten kandırıyorlar! Hadi diyelim ekonomi uçuyor, kaçıyor! Peki, Sayın Bakanlarım! O rekor kırıyoruz dediğiniz milli gelir kimin cebine giriyor. Asıl rekor kırdığımız konuyu söyleyeyim mi ben size? Ülkedeki milyoner sayısı artışında rekor kırıyoruz. Zengin ile fakir arasındaki uçurum artışında rekor kırıyoruz. O rekor kırdığınız milli gelirin kimin cebine girdiğini söyleyeyim mi size? İş gücü ihalelilerinizi verdiğiniz taşeron şirketlerin patronlarının cebine giriyor o gelir. Hani sözde kamuda çalışan, on yıldır maaşları asgari ücreti geçemeyen, zorla oraya buraya üye yaptığınız, zorla oraya buraya taşıdığınız sizin ‘’taşeron işçi’’ benim ‘’köle işçi’’ dediğim milyonlarca insanın patronlarının cebine giriyor o gelir. Kâğıt üstünde sözde sekiz saatlik çalışma süresini anca rüyasında gören, sözde sosyal haklarını işten çıkarılma korkusuyla ağzına bile almayan, birçoğu bırakın sigortayı, asgari ücret bile alamayan özel sektör çalışanı işçilerin patronlarının cebine giriyor o gelir. Sahip oldukları kuvvetli lobi oluşumları sayesinde meclisiniz üzerinde etkisi olan meslek guruplarına ait insanların cebine giriyor o gelir. Yazacak, haykıracak çok şey var ama… Kime, neyi anlatacaksın ki...

Gelelim diğer konuya, Milli Eğitim Bakanlığı üç gün önce yeni sınav takvimini açıklıyor. İçerisinde TEOG’da var. Aradan üç gün geçiyor Cumhurbaşkanımızın açıklamasının ardından TEOG’un kaldırılacağı açıklanıyor. Eğitim yılı yeni başlamış, daha yeni müfredat tartışmaları bitmeden, bambaşka tartışmalar. Sanki kasası yenilenen araba markaları gibi iki yılda bir değişen, bir türlü oturtulamayan eğitim sistemi. Tam bir çorba. İç içebilirsen.

Ama asıl takıldığım nokta şurası; bu ülkede bizi yöneten siyasilerin, adalet aradığımızda başvurduğumuz hukukçuların, sağlığımız bozulduğunda kapısını çaldığımız doktorların, ülkenin aydınları dediğimiz profesörlerin, kanaat önderlerinin, o rekor kıran milli gelirimizin! büyük bir kısmını cebine indiren iş adamı patronlarımızın çocukları nerede, hangi okullarda okuyor? Tabii ki kendi sistemlerini kurmuş, on binlerce liralık yıllık maliyetleri olan özel okullarda. Bize ülkenin geleceği diye yutturdukları İmam Hatip’lerde, devlet okullarında değil. Evet, onlar kaymak yemekle meşgulken, bize ise yukarıda bahsettiğim çorbayı içmek düşüyor. Afiyet olsun.

Ben toplum içinde çok fazla konuşan birisi değilim.

Neden?

Nedeni basit; Eyyy Özkan Sarı! Sen kimsin yaa?

Saygı ve sevgi ile… 19 Eylül 2017-Denizli / Özkan SARI

https://www.facebook.com/dikenlikoltuk/     

 

 
Toplam blog
: 102
: 4394
Kayıt tarihi
: 05.09.15
 
 

Kalın Sağlıcakla... ..