Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '14

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blog: Düşülke

Milliyet Blog: Düşülke
 

favoriforumum.net


Önce şu “Düşülke”  ile başlayalım. Nedir düşülke?  İngilizce dilindeki “Ütopya” sözcüğü için uydurulmuş Türkçe bir sözcük… “Düşülke”  .. Hiç de fena değil. Bazen uyduruyoruz ama hiç de uygun düşmüyor, ondan sonra da halk kabul etmiyor. Bazıları da çıkıp, “İşte karnınızdan bir şeyler uydurursanız.. Böyle ortada kalırsınız..” deyip çıkıyorlar. Hadi bakalım “Ütopya”ya başka karşılık bulsunlar. Kolay mı?

Düşülke  … Yani ne? İnsanların , hep düşlerinde bulunan , hayal ettikleri fakat hiçbir zaman gerçekleşmeyecek şeyler. Hep düşünü kurarsınız da , bir türlü olmaz… “Ben bir gün aya gideceğim, arkadaş…” dersin de; arkadaşın da , “Nah gidersin..” der ya… İşte öyle. Hep düşünür, hep istersiniz ama bir türlü olmaz.

Bu “Milliyet Blog” için de, benim  hep, güzel düşüncelerim; düşlerim oldu. Bir iki MB toplantısına gittim. O arkadaşlık havasına imrendim. İstedim ki hep olsun… Sık sık toplanalım… “Nasılsın arkadaşım..” diyelim. Hal hatır soralım. Birlikte yiyip, içelim… Eskiden daha sık olurmuş. Şimdi daha zor. O eski duayenlerin her biri çekildi ortadan. Varolanlar da, kaşlarını, gözlerini sıkıp duruyorlar.
Ehh.. Biz de yavaş yavaş o “Eskiler” arasına girmeye başladık galiba…Ama ne yazık ki, Milliyet Blog’un giderek  tadı tuzu kalmadı…

Mevcut belli ki binleri buldu… Ama çoğu “Geçici” … Ceee.. deyip gidiyorlar. Kimi de burasını başka bir yer sanıp; bir iki kişiye tekme, tokat sallıyor… Ona karşılık;  karşıdan, “Yapma evladım, etme evladım..” nasihatlarını alınca, oturup düşünmek zorunda kalıyor, “Yahu, ben neredeyim..!” diye. Ters yüz forse olup, gidiyorlar…

Oysa burada da insanlar mutlu olabilirler.. Hep beraber güzel günler yaşabilirler. Birbirlerine sabahleyin “Günaydın..” diyebilirler;  akşamları  “İyi geceler..”  Daha daha…

Arada sırada Yöneticilerimizden, Editörlerimizden ; “Ahmet amca çoktandır yazmıyorsun; niye durdun, hadi güzel yazılarını bekliyoruz…” diyebilirler.

Mesela , her ayın en güzel yazısına, Editörler (Yöneticiler) bir kitap hediye edebilirler. Veya Yılda bir İstanbul’da bir “Gece” düzenleyip; “Hadi gelin hep beraber eğlenelim, dans edelim..” diyebilirler… Daha neler neler..!!

Her şey yöneticilerden mi gelecek? Biz de kendi aramızda para toplayıp; bir hayırlı iş için ayırıp harcayabiliriz. İyilik yapabiliriz…

Kendi kitaplarımızı, bazı ölçütlere göre kendimiz bastırabiliriz…
Kendi günlerimizi, gecelerimizi periyodik olarak düzenleyebiliriz.
Hep beraber, yurt içi veya yurt dışı gezilere gidebiliriz.
İyi günümüzde , kötü günümüzde bir arada olabiliriz.

Şimdi eskiler, duayenler : “Aman evlat, biz hepsini denedik…” Denedik de ne oldu… Elde var, sıfıra karşı sıfır… Demezler mi? İşte o zaman otur ağla… Tam Türkiye’nin hali gibi… Umutsuz mu , umutsuz…

Ama her şeyi umutsuz kılan biz değil miyiz? Oysa çok güzel günler de gelebilir? Her şeyi çok iyi yapabiliriz.. Editörlerimizi şahsen tanıyabiliriz. Onlara arada sırada dişlerimizi göstereceğimize; çiçekler gönderebiliriz; hatırlarını sorabiliriz… Ama diyeceksiniz. Onların işleri başlarından aşkın… Evet, doğru. Zaten herkesin işi başından aşkın… Onun için artık kimse kimseyi düşünmüyor. Onlar  bize “Reklam getirecek kukla”lar diye bakıyorlar. Biz de onlara , “Bize oynamak için yer sağlayan düğün sahipleri..” olarak görüp.. geçip gidiyoruz.

Günler geçip gidiyor.
Ama hala bir “Düşülke” var. Siz ne derseniz deyin. Her şey çok daha iyi olabilir. Bu yer bizim yerimiz olabilir. Bize sahip çıkanlar olabilir.

“Hepimiz kardeşçesine”
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine. .”

Niye olmasın.. Hep düşülkelerde yaşadım… Yine de yaşarım! Düşülkeler olmazsa dünya çok tatsız bir yer olabilir…

Bence herkesin bir “Düşülke”si  olmalı .. Gerekli… yoksa çok tatsız olur bu yer..!
Haydaa…. Türkiye; Milliyet Blog evlatları , hep beraber güzel günler hayal edelim… hiç olmazsa hayal edelim.

“Çıktık açık alınla on yılda her şavaştan;
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan.
Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;
Demir ağlarla ördük Ana yurdu dört baştan.
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri…”

Evet, ileri… Hep beraber ileri…

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..