Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '14

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blog'da üçüncü yıla girerken

Milliyet Blog'da üçüncü yıla girerken
 

Görsel alıntı


Zaman, sevinçli anlarımızda kısa, hüzünlü anlarımızda uzun, durgun anlarımızda yavaş, hareketli anlarımızda çabuk geçer. İlahi güç tarafından ayarlı. Beklemez, mola vermez, durmaz, tutulmaz, bağlanmaz. Yine zaman çabuk geçiyor sözüyle başlıyorum yazıma.  

MB da ikinci yılımı bitirdim, üçüncü yıla  giriyorum. Sanki iki yıl değil, iki gün gibi geçti. Beni bu kıymetli, yazar ailesi ile bir araya getiren MB yönetimine, zahmetlerimizi çeken, yazılarımızı yayınlayan Editörlerimize vesair çalışanlarına teşekkür ediyorum. Onlara saygılarımı sunuyorum. Sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.

Bu dönemde saç tellerim biraz daha beyazlaştı, daha çok yenilikler gördüm, yeni bilgiler öğrendim. En önemlisi çok değerli dostlar edindim, önemli fikirler, görüşler, faydalı ve yararlı yazılar okudum, bilgi sahibi oldum. Hatalarımı, yanlışlarımı, doğrularımı tespit ettim. MB' un ayrıca bir okul görevini de ifa ettiğine kani oldum. 

Geçen yıl 12 Nisan 2013 tarihinde 450532 sayılı" Milliyet Blog'da bir yılın muhasebesi" başlıklı yazımda bazı istatistiki bilgiler sunmuştum. Bu kez öyle sayı bilgilerini yazmayacağım. Bilgiler zaten yukarıda mevcut pencerede yazılı.  

Kıymetli yazarlarımızdan ve okurlarımızdan önemle arz ediyorum. Burakgazi kendisini, bilgili, kabiliyetli, yazar veya şair tanıtıyor diye aklınızdan geçmesin. Geçen iki yıl içinde defalarca yazdım, bu konuda açıklamalarım var. Ben bilgiden, kabiliyetten, yazarlıktan, şairlikten yoksun biriyim. Bir şeyler öğrenmek adına MB üyesi oldum. Yazarlarımızdan, çok şeyler öğrendim. Onlara da buradan teşekkür ediyorum.

Yüce Yaradan üçüncü yıl yazısı yazdırmayı nasip eder mi bilemem. Esasa gidip dönmeyenlerimizi hatırladıkça, elbette günü, saati, dakikayı ve saniyeleri daha çok önemsiyorum. Nefes’in gidip dönmeyeceği O, bilinmeyen zamanı aklımdan çıkaramıyorum. Yüce Yaradan’a bir dileğim daha olmuştur, kendilerini akıllı, beni akılsız sanan insanlarla dost, ya da arkadaş etmeyi nasip ettirme bana diye niyazda bulundum.     

Benim sevgim ve saygımdan gayrı hiçbir sermayem yoktur. Kural ve kaidelerle yaşamı sürdürmek önceliklerim arasındadır. İnsanım, beşerim mutlaka benim de hatalarım ve yanlışlarım vardır, onları düzeltmek görevim. Hiçbir zaman kendimi bir başkasından üstün görmedim, kimseyi de kendimden üstün görmem.

Bu güne kadar yazdıklarımın arkasında da sağlam ve muhkem dururum. Dilimi söz ve söylemlerimi yaradılış gayesine uygun kullanırım. Belki birkaç satır dize veya birkaç satır yazı yazıyorum, kabul gördüğünde seviniyorum. Kabul görmediği zaman da gelecekte daha güzel yazacağım diye kendime teselli veriyorum.   

Ben bu fani dünya ile esas dünyamı yalana, hileye, eğriye, ikiyüzlülüğe, çıkara, feda edemem. Can bedende, ruh tende, nefes gidip gelinceye kadar böyle kalacağım. Hiç bir neden uğruna değişemem.

Kim ne derse desin, gerçekleri ihmal ettiğimiz için, temeli çürük hayaller kurmayı çok sevdiğimiz için, çok benli, az bizli olduğumuz için, çınarlarımızı, köklerimizi ve değerlerimizi derinden derine düşünmediğimiz için, yaşam gayesinin sadece yeme içme ve yarardan ibaret olduğunu sandığımız için hüzünlerimiz çok, sevinçlerimiz azdır. 

Sanki her gün doğan Güneş ülkemizi ve insanlarımızı yeterince aydınlatmadan, ısıtmadan kayboluyor gibi bir görüntü var. Elbette bunda Güneş’in kabahati yoktur. Kusur, aydınlığın kadir kıymetini bilmeyen insanlarımızda olduğu kesin.

Bu yazımda, Blog habercim yazarlarımıza yer vermem gerektiğini düşündüm. Çünkü onlarla daima haberleşiyorum, hüzünleri, sevinçleri paylaşıyorum. Mutlaka her kesin özel bir defteri vardır. Blog habercim yazarların İsimleri mevcut kayıt sırasına göre yazılmıştır. İsimleri yazılı yazarlarımıza karşı ihmalim, kusurum olmuş ise peşinen özür diliyorum.

Güncel yazıların yayınlanmasına öncelik verilmesini savunuyorum. Yukarıda zaman çabuk geçiyor sözü gereği günlük olaylar, saat başı değişiyor, yeni güncel konular zuhur ediyor. Zamanında yayınlanmayan yazılar güncelliğini ve önemini kaybediyor.

Mutlaka sakıncalı yazı, yorum ve cevaplar vardır. Ancak yazarın kendi Blog habercim yazar arkadaşlarına sakıncalı yorum ve yorum cevabını yazacağını düşünmek bile istemiyorum. MB yetkililerinin konuyu bu yönde de değerlendirmelerini diliyorum.

Zaman, zaman bazı yazıların düzenleme nedeniyle iade edildiğini görüyoruz. Yazarların yazılarını her noktadan sonra bir ara vermek suretiyle düzenlemesi, yazıyı daha da güzelleştirir, mesele mahiyetini daha anlamlı hale getirir kanısındayım. Ayrıca görselin yerleştirilmesine de yardımcı olur. Bu yönde MB yetkililerini haklı görüyorum.  

Güvenilir yazarlarımız zaten diledikleri zaman yazılarını yayınlıyorlar. Onların belirli saatleri vardır gece olabilir, seher vakti, öğlen, akşam onlar için fark etmez. Onların haricinde kalan yazarların yazılarının havuzda toplanması, incelenmesi, yüzme öğretilmesi de kabulümüz. Ancak, bir yazının, yorumun ve yorum cevabının on gün süreyle yüzdürülmesi, incelenmesi hususunu MB yönetiminin takdir ve tasviplerine bırakıyorum. 

Herkes okuyucu olabilir. Lakin yazarlığın ve yorumculuğun okulu olmadığı için, yazarlık ve yorumculuk zordur. Ciltler dolusu Romanlar, eserler yazana yazar derler. Yorumcunun eleştirileri bilimsel değerde olmalı, eleştiride üsluba, sevgiye, saygıya azami dikkat ve özen gösterilmeli. Eleştiri tarafsız duygular içinde yapılmalı, konu dâhilinde değerlendirilmelidir.

Yazarlar uyum sağladıkları ve devamlılık gösteren grup oluşturmalı. Tahmin edersem devamlılık ve uyum gösteren gruplar içinde en uyumlu grup bizim  arkadaşlar gösterilebilir. Hangi yazarımızın yazısını okuduğumu, yorum yaptığımı, hangi yazarımızın yorumuna cevap yazdığımı tuttuğum kayıtlar sayesinde takip ediyorum. Elbette bizim grupta da devamlılık göstermeyen yazarlarımız vardır.

Bu yazımda Blog habercim yazarlarımıza yer vermek istediğimi yukarıda arz etmiştim. Tekrar arz edeyim. İsim sıralaması listesindeki sıralamaya göre yazılmıştır.              

TURGUT ÇELİK: Aynı İlde, olmamıza rağmen hocamıza ancak aylar sonra ulaşabildiğimi itiraf etmeliyim. Hocamızla yüz yüze, göz göze, gelişimiz sadakatli sevgi ve saygıya dayalıdır. Hocamız vefalıdır. Özellikle Nedim ÜSTÜN hocamızla birlikte olduğumuz günlerde bu üçlünün sohbetine doyum olmuyor.  

ERDAL CEYHAN: İlk tanıdığım üstadım, öğretmenim, hocam, gündemi takip eden o güzel yazılarıyla, anlamlı şiirleriyle tanıdım. Sabır ve metanetiyle bizlere örnek olmuş bir yazarımız. Olayları akışına bırakır. Çok şeyler öğrendik hocamızdan. Bu yolculukta ona ayak uydurmak hayli zor.  

MESUT SELEK: Yıllar önce TRT ekranlarında görmüştüm, kader kısmet ya sonra MB ekranlarında tanıştık. Nice makamlarda, mevkilerde bulunmuş eğitimde, öğretimde, sanatta adeta bir önder olmuş bize hala rehberlik yapmaktadır. İstanbul’a, İzmir’e ve Ankara’ya özel sevgisi vardır

NEDİM ÜSTÜN:  İlk tanıdığım yazarlarımızdan üstadım, öğretmenim. Aynı İlde olmamız benim için ayrı bir şans. Şiirin membası, tatlı dilin meyvesi, sevecen, gözlerinin içi gülen, konuşunca, yazınca bile insanı düşündüren, derinden duygulandıran, Mersin'de sahilde, Menekşe çay bahçesi mekânımız. Turgut Çelik hocamızda olunca, Nedim hocamız konuşmalı yanındakiler onu dinlemeli.  

ERSİN KABAOGLU: İşte Adalet mensubu bir savcının oğlu bu kadar mütevazı, kültürlü, bilgili olur. İçimden, helal olsun onu doğuran anaya, birlikte büyüten babaya diyorum. Bu denli bir dost kardeşi tanıdığım için şanslıyım.  

KERİM KORKUT: Bıkmadan, usanmadan, bin bir anlamlı sözlerle ve değişik konularda önemli yazılarıyla tanıdım, öyle ki kendilerine yazdığım yorumları hiçbir yazarımıza yazmadım. Bu aramızdaki sevgi ve ilginin bağı idi. Nasıl oldu bilmiyorum kendilerinin ikrar etmesini bekliyorum. İkimizin tutunduğu o sağlam ve muhkem dal kırıldı ben yara aldım. Kıymetli yazarımıza sağlık, mutluluk ve başarı diledim.

ŞENNUR KÖSELİ: Her derde ilaç olmayı, her hüznü paylaşmayı, duçarlara yardım etmeyi şiar etmiştir. Adına beyaz Melek derim yazarımızın çok duygulu, derin manalı ve önemli mesajlar veren yazılarını okumak ayrı bir zevktir.  

TÜLAY EKER: İzmir’in Sultanı diye hitap ederim. Acısını tazelemiş olmayayım. Kıymetli babasını kaybetti. Babasına Yüce Allahtan rahmet, kendisine sabır diliyorum. Aralıklarla gündeme ilişkin yazılarıyla hedefi hep on ikiden vurur.  

NAHİDE ÇELEBİ:  Büyük bir değerdir. Nice öğrenci yetiştirmiştir. Kim bilir onlar şimdi hangi mevki ve makamlarda bulunuyorlar. Geçmiş aylarda öğretmenimizi Ankara’da ziyaret ettim. Her türlü takdirin ötesinde gösterdikleri ilgi için kendilerine ve kıymetli eşi Hüseyin Bey’e teşekkür ediyorum.  

YURDAGÜL ALKAN: Annem H.İkram Burakgazi kız evladı dünyaya getirmedi, üzüldük, ancak neden kız çocuğu doğurmadın diye hiç sitem etmedik. Keşke Annem sağ olsaydı da öğrenseydi. Artık benim de Isparta’nın asil güllerinden başımın tacı kıymetli Yurdagül Alkan isminde bir bacım var.     

ATA KEMAL ŞAHİN: İyi ki tanımışım, iyi ki ona dost kardeşim demişim. Kıymetli evlatları Alp’in vatani görevini ifa etmeye başladığı günlerde tanıştık, benzer yanlarımız çok ( bilgiyi, kabiliyeti kast etmiyorum ) ahlaki yönden diyorum. Edebiyat deryasında yüzmüş, çeşitli kitap ve basılı eserleri mevcut, gezmediği ülke kalmamış, ülkemizde de birçok yerlerde bulunmuş, sevgiye, saygıya, güvene layık bir dosttur. Seher vaktinde uyanmayı, spor yapmayı, haksızlığa tahammülü olmayan bir yapıya sahiptir.  

EROL IŞIK: Hoca ile söyleşi yazılarından takip ediyordum. Yazılarını yorumlamak istiyordum doğrusu tereddüt hasıl oluyordu. Hocamıza sorduğu tüm soruları sanki ben içimdekileri hocaya soruyorum gibi algılıyordum. Sonra tanıştık, onu tanıdığıma seviniyorum ve kendimi şanslı hissediyorum. Tüm yazıları ve özellikle derinden, derine düşündüren, mizahi yazılarını okumak bir ayrıcalıktır. Böyle bir dost kardeşim var diye seviniyorum.  

SELÇUK ŞENÖZ: Selçuk Efendi sitesinden takip ediyordum. MB da tanıştık. Bir doktor tanımıştım, yazıları derde deva gibi. “Doğru tekdir, iki doğru olmaz diyor” Bence çok haklıdır. Yüce Yaradan kısmet eder mi, niye olmasın belki yüz yüze görüşmek nasip olur.  

ABBAS OĞUZ: Derin manalar, ve duygu yüklü şiirleriyle tanıdım bu güzel insanı. Bir yazıyı tümüyle okuduktan sonra yazdığı yorumlar yazıya daha çok değer katıyor. İyi ki onu tanımışım.  

İSMAİL HAKKI CENGİZ:  Güncel siyaset yazıları yazan yazarların içinde yer alır, doğa ve çevre dostudur. Sakindir, gündemi titizlikle takip eder. Gerekli ve de önemli yazılarının devamını diliyorum.

REFİK BAŞDERE: Yaradılış gayesine uygun bir yapıya sahip, yıllarca birçok ülkede ülkemizi layığı ile temsil etmiş, ülkesini canından daha çok seven bir dost. Henüz gün yüzü görmemiş şiirleri, yazılı hatıraları mevcut. Ankara görüşmemizde gösterdiği ilgi unutulmaz.  

OSMAN TAMTÜRK : ( İZMİRLİ 97 ) Bitmez, tükenmez bir enerji, akıl ve bilgi dolu yazıları ile bize örnek olmuştur. Daha önceleri yurt dışında çeşitli konularda yazılarına devam ettiğini biliyorum. MB da ki yazılarına ara vermiş olsa da başka alanda yazmaya devam etmekte. Böyle bir dostun varlığı beni mutlu kılıyor. Benim için örnek bir yazar, örnek bir dost.   

MESUT KARİP: Kendilerinin ikrarı var. Yazılı ve görsel basını, TV yayınlarını avcının avı takip ettiği şekilde takip eder. İlk yeni, haberleri, yazıları ondan öğreniriz. Kalemin değerini bilen bu dostun, önce ülkesini sonra Antalya’yı sevdiğini biliyorum.   

NECİP KÖNİ: Onun oltasına takılmayan yazar yoktur. Çok nazik bir dosttur, 65 kilometre doğu komşumdur. Dünyanın her yerini gezer, gördüklerini bizimle paylaşır. Bazen haddinden fazla araya hasret koyar.  

RANA İSLAM DEĞİRMENCİ: Şair, yazar, öğretmenimiz de benim bacımdır. Hem yurt içinde, hem de yurt dışında birçok etkinliklerde açılışlarda Edebiyatın derinliklerinden şifalar dağıtmaktadır.  

CEMİLE TORUN: Derinden düşündüren yazılarıyla, yorum ve önerileriyle tanıdım. Hayat mücadelesi merhametsizdir. Çalışan bir kardeşimiz, zaman buldukça güzel yazılarını bizlerle paylaşır. Dileğim her yönden başarılı olması. 

GÖKSEL 47:  Adamızın Türkiye temsilcisi yazarımız. Onurumuz, gururumuz, Kıymetli Öğretmenimiz eşiyle, evlatlarıyla, torunlarıyla bağ ve bahçeleriyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde mutlu bir hayat sürmektedir.  

PROSAYKO:  Şiir sevdalısı, onun eserlerini okumak için, Edebiyat Deryasının derinliklerinde yüzmeyi bilmek gerek. Bu ismi nereden buldu onu hep merak ediyorum. Onun hitabıyla Şiirle, sevgiyle diyorum.   

HANİFE MERT: Mersinli yazarımızın “Anasız oğlak” isimli öyküsünün ilk bölümünü okurken, o güzel anlatımı ve derin anlamlı sözleri üzerine yorum yazmıştım. Kendisine daima başarılar diliyorum.  

MUHARREM SOYEK: Doğa ve tabiat hayranı, Trafikten, egzoz dumanından, hava kirliliğinden, yalandan, dolandan, hileden bıkmış. Yaşamın çaresini küçük Tokyo’ da bulmuş. Doğanın da ona çok iyi bakmasını rica ediyorum.  

NEWYORKES SADE VATANTAŞ: Ülkesinden çok uzaklarda olmasına rağmen, MB da sevilen, sayılan bir dost, yüreği deniz kadar, gönlü dünya kadar geniş. Sevgiye, saygıya dayalı dostluğu takdire şayandır. Yazılarını, yorum ve yorum cevaplarını hep “ sağlıkla-saygıyla” bitirir.  

E RUHİ YALÇIN: Bilgi ve birikimi bitmez, tükenmez, bir hazine gibi, İz bırakan yazarlarımızdan diyebilirim. Kısa ve öz yazmayı tercih edenlerden.  

SÜNDÜS AKKAYA: Yoksul ve yoksunların imdadına koşar, hüzünleri dağıtır, haksızlığa tahammül etmez. Dilerse günde on yazı birden yazar. Hayat mücadelesi merhametsizdir. İşte o nedenle bazen de yazılarına ara verir.  

NİZAMETTİN BİBER: Binlerce kıymetli eserle süslenmiş, sağlam ve muhkem bilgilerle donatılmış kütüphanesinden haberdarım. Güzel yazılarını esas kaynaktan yazdığını biliyorum. Başarılarının devamını diliyorum.

EMİN TOPRAK: Emin hocam ile aynı memleketliyiz, son zamanlarda yine MB da tanıştık, Bu biçarenin yazılarını birkaç yönlerden takip ettiğini biliyorum.   

ABDULKADİR GÜLER: Hocaların hocasını onu tanımayan yoktur. Yılların öğretmeni yazdığı eserleri, bilgi ve birikimini ikamet ettiği Söke ilçesi ve geleceğin gençleri yararına sunmaktadır. 

Kıymetli yazarlarımız, bütün gayem miskalde zerre kadar da olsa yalana, yanlışa, haksızlığa, hukuksuzluğa, kötülüğe ve çirkinliğe güle, güle yolun açık olsun demeden, yolun ve varılmak istenen hedefin yar ile uçurum olduğunu bildirmektir. 

Tüm Blog habercim yazarlarımızı ve ayrıca bu yazımızda isimleri yazılı olmayan MB üyesi yazarlarımızı, saygıyla selamlıyorum. İyi ki onlara katıldım, iyi ki onları tanıdım. Ömürlerine ömür katılsın, sağlık ve mutlulukları daim olsun diyorum.

 

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN                                                                                        

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..