Mobbing (bezdiri) ve benim yaşadıklarım

Mobbing kavramı; İngilizce ‘’ mob ‘’ kökeninden geliyor. Bu sözcükte; aşırı şiddetle ilişkili ve yasaya uygun olmayan kabalık anlamındadır. Sözcük; Latince ‘’ mobile vulgus’tan ‘’ türemiştir. Mobbing’in ( iş yerinde psikolojik tacizin ) sözcük anlamı, şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme ya da sıkıntı vermektir. Türk Dil Kurumu, mobbing kavramının karşılığı olarak ‘’ Bezdiri ‘’ sözcüğünü belirlemiş ve bezdiriyi, İş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde, belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir şekilde engelleme, huzursuz edip, yıldırma, dışlama, gözden düşürme olarak tanımlanmıştır.

Duymuşsunuzdur. Belediyede; Kültür Müdürü olarak görev yapan bir kişi, yeni başkan gelince birden ‘’ Park ve Bahçeler Müdürlüğünde ‘’ bahçıvan olarak kendini bulur örneğin. Hatta Belediye Başkanı, aynı partiden olmasına karşın, daha önceki başkanla çalışmış kişiyi hedef alır. Onu usunca, zor bir göreve verip bezdirmeye çalışır.

Mobbing nedeni, kimi zaman kişinin başka bir sendikaya üye olmasıdır, kimi zaman da kişinin idare ve müdürün dünya görüşüne ters bir gazeteyi okumasıdır. Hatta bir olaya tanık olmuştum. İş yerinde lojmanda kalıyordum. Odacının üç tane kızı vardı. Odacının kızlarının rahat hareket etmesi ve erkek arkadaşlarının olması muhafazakar dünya görüşüne sahip müdürü rahatsız ediyordu. Odacının en küçük kızının evine yatılı olarak ailesinden izin alarak gelmiş kız sınıf arkadaşı konuk olarak gelmişti. Müdür gece saat 22.00 suları odacının kapısını çalıp , konuk kızı lojmandan çıkarmasını istedi.

Yine aynı müdür beni nöbette iken, lojmana gelen öğretmen eski eşimin yine kendisi gibi öğretmen arkadaşının lojmana gelmemesi için uyarmıştı. Kendisini eski eşim valiliğe şikayet etmişti. Müfettişler gelmişti. Bunun karşılığını müdür ve kimi iş arkadaşlarım tarafından iş yerinde dışlanarak ödedim. Daha önce yaptığım işlere hiç karışmayan müdür birden bütün yaptığım işleri kontrol eder ve kendince açıklarımı arar olmuştu. Hiçbir suçum olmadığı halde, müfettiş raporuyla İstanbul’a tayin edilmiş yani deyim yerindeyse sürülmüştüm. Eski eşimin memleketine, bakmakla yükümlü olduğu anne ve babası yüzünden gelmiştik. İkimizde kamu görevlisiydik. İstanbul gibi bir yere tayinim çıkınca yaşamımız allak bullak oldu. Ve eski eşimle ayrıldık. Bu da benim yaşamımı baştan sona değiştirdi.

Bazen aklı evveller diyor ya memurlar için. Memurlar performansına göre değerlendirilsin. Hatta iş güvenceleri kalksın. İyi de canım kardeşlerim ; Türkiye’de memurları objektif ölçütlere göre değerlendirecek yöneticiler var mı ki bunu söylüyorsunuz ?  Adam ; mezhebine göre, dünya görüşüne göre, okuduğu gazeteye göre, üyesi olduğu sendikaya göre hatta ve hatta memleketine göre memuruna karşı tutum gösteriyor. Sırf Ramazan ayında oruç tutmadığı için mobbing gören insanlar var mı, yok mu bu ülkede?

Kimsenin kimseye zulüm yapmadığı bir dünya dileyerek yazıyı sonlandırayım.