Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mutluluk Formülleri

Mutluluk Formülleri
 

Mutlu olmanın formülü neler?

Bu çok basit gibi söyleniyor gelebilir ama şuan zaten bunu anlamamanız normal zira duygularınız size yön verdiği sürece beni asla anlayamayacaksınız. Ne zaman siz duygularınıza yön vermeye başlarsanız zaten beni anlamanıza gerekte kalmayacak zira mutluluğun formülünü bulmuş olacaksınız. Evet mutluluğun formülü aslında bu kadar basit. Sadece ve sadece duygularınıza yön verebildiğinizde mutlu olabilirsiniz.

 

Duygulara yön verilebilir mi ?

Aslında bu çok zor ve çok ta zahmet isteyen bir durum.. Çünkü yıllarca duygularınızın esiri olan sizler bir anda ona karşı çıkamayacağınız için ve hatta onun sizi yönettiğini kabullenemeyeceğiniz için söyleyeceklerim eminim sizlere belki de deli zırvası gibi gelecek. Hatta yazdıklarım için hayat öyle düşündüğün gibi toz pembe değil ki dedirtecek sizlere. Ben de sizlere şununla cevap vermek isterim. Düne kadar dokunmatik ekranlı cihazlara birçoğumuz anca filmlerde olur bunlar gözüyle bakarken şimdilerde elimizden düşürmüyoruz... Tıpkı düne kadar hologram teknolojisinin filmlerden öte olmadığını düşündüğümüz gibi.. Ama şimdilerde ölmüş Michael Jackson bile eski konser görüntülerinden derlenen hologram teknolojisi ile bir araya getirilip yeni konserler veriyor.. Ölmüş olsa bile.. Yani demem o ki insanoğlu ateşi bulurken de temkinliydi.. Duygularının esir olduğunu anlamaya çalışırkende aynı hisleri yaşıyor ve yaşayacak... Duygularımıza yön vermeye başladığımız an gerçek mutluluğa ereceğimiz an olacak. Bunu en kalbi duygularımla kendi irademle bizzat kendim yönlendirerek söylüyorum.

Mutlu olmak için sizlere para değil yönlendirilebilir duygular vaadediyorum. Aşama aşama gidelim olur mu? Önce aşk hayatından başlayalım.. En sona para..

Özel hayatında...

Başkası sevinecek yahut üzülecek diye ne özel hayatınızda ne iş hayatınızda bir şey yapmayın. Unutmayın her şey olacağına varır. Çünkü sırf karşınızda ki insan duymak istiyor diye içinizden gelmeye gelmeye bir şeyleri söylemeye başlamışsanız maalesef duygularınızın esiri olmuşsunuzdur demek. Sizi kabullenecekler sizi olduğunuz gibi kabul etmeli. Bir kalıba girdirerek sizi sizlikten uzaklaştıracaktır zamanla. Buna asla izin vermeyin.

Asla 2. bir şans vermeyin ve istemeyin. Çünkü taviz tavizi doğurur 2. Şans 3.şansı da beraberinde getirir. Bu durumu bekleyecek kadar zaman zengini değilsiniz bunun farkına varın. Dünyada ki en değerli şey para değil zamandır. Bunu iyi idrak edin. Ne kadar seviyorsanız sevin ne kadar aşık olursanız taparsanız tapın unutmayın kimse sizden daha değerli değil. Ayrıca şunu unutmayın aşkından ölürüm dediğiniz kaç ilişki yaşadınız.. Şuan hala yaşıyorsanız demek ki ya gerçekten sevmemişsiniz ya da kendi hayatınızdan üstün tutmamışsınız. 2. Seçenekse içinizden geçen doğru yolun başındasınızdır. Çünkü unutmayın kimse sizden değerli değil bunu tekrar tekrar söyleyeceğim. Sizler yeter artık anladık diyene kadar. Kimse vazgeçilmez değildir unutmayın. Siz de vazgeçilmez değilsiniz... Kayıplara üzülmeyin zira kaybeden her zaman terk edenlerdir. Mantığınız bu olsun ama bunu da Pollyannacılığa çevirmeyin. Bu kez kendinize zarar verirsiniz.

 

İş hayatında...

Unutmayın sizi var eden şey ne çalıştığınız iş ne çalıştığınız yer ne iş arkadaşlarınız ne de burnu kalkık patronlarınız.. Sizi siz eden sadece ve sadece sizsiniz. Patronlarınızın amirlerinizin gözüne girmek için türlü numaralar yapmayın zira bu durumda çok fazla gülünç duruma düşer ve iş ortamında itibar kaybedersiniz bazen farkına varmasanızda. İşinizi düzgün ve zamanında yaptıktan sonra Ahmet ya da Mehmet’in ne dediğinin pek bir hükmü kalmayacaktır zaten.

İş hayatınıza aşkı asla karıştırmayın ve hatta mümkünse asla aynı iş yerinden biriyle bir birliktelik yaşayıp evlenmeyin. Bu sizin kariyerinizi olumsuz yönde etkileyecek ve iş veriminizi düşürecektir. ÖR : Sevgiliniz ve ya eşiniz en basit mantıkla bir müşteriyle görüşürken sürekli ona odaklanacak işinizi bir yerde savsaklayacaksınız. Aman sende amma da yazdın ha demeyin bunlar olması muhtemelen akışlardan sadece birisi.. Hiç yaşamadım demeyin. Mutlaka yaşamışsınızdır. Ya da şuan bu durum varsa mutlaka gelecekte yaşamanız muhtemeldir.

 

Maddi manada...

Vicdanlı olun. Lakin herkese değil. Çünkü insanoğlu nankördür. Ve nankör dedektörü olmadığına göre mutlaka yanılacak ve üzüleceksiniz. İç güdülerinizle değil mantığınızla hareket edin. Asla bir arkadaşınıza borç vermeyin. Ona değer gerekirse vermesin demeyin çünkü vermeyince önce içiniz içinizi yer bunu bana nasıl yapar dersiniz sonra arkadaşlığınızı sonlandırırsınız. Soranlara para mevzu değil keşke söyleseydi gibi avuntu saçan cümleler eder sonucunda her halükarda kaybeden siz olursunuz.. Hem paranızdan olur hem arkadaşınızdan.. Bazense itibarınızdan.. Bu tamamen sizin elinizde.

Buraya kadar okuduklarınıza eminim ne varki bizde biliyoruz zaten bunları dediniz. Hatta belki de dalga bile geçmiş olabilirsiniz.. Size tek bir cümle ile cevap verebilirim.. Herkes herşeyi bilir ; lakin önemli olan bilinenleri icraata geçirmektir.. 

HAYATTA EN HAKİKİ GERÇEK SENSİN!

Bunu asla unutma! Tekrar ediyorum bu hayatta en önemli şey sensin! Kimse senden daha değerli değil. Ne annen ne eşin ne çocukların.. E senin sanki çocukların mı var sana göre hava hoş diyorsunuzda bence ağzınız ayrı söylüyor.. Ha ne dersiniz ;) Hemen bir örnekle bu tezimi sağlamlaştırayım..

Allah göstermesin ama çocuklarınızdan biri çok hasta.. Ona yapabileceğiniz en iyi şey nedir? Başucunda durmak ve beklemek.. Ya da çok hasta olmasın. Normal bir grip olsun. Yine ona yapabileceğiniz şey çok basit ya nane limon hazırlamak ya da en fazla doktora götürüp bir iğne vurdurmak. Çocuğunuz sabaha kadar hastalıktan kıvranırken siz en fazla uykunuz gelene kadar yanında kalacaksınız. Sonra odanıza gidecek sıcak yatağınıza girecek ve uyuyacaksınız.. İşte bu size sizin hayatınızın neden çocuklarınızın hayatından bile önemli olduğunun göstergesi. Ama çok saçma bir örnek değil mi ? Sizler böyle şeyler yapmazsınız kesin.. Nihayatinde devam ettirmeniz gereken bir hayatınız var.. O hayatı devam ettirmek içinde bahaneleriniz. Bahane için ise araçlarınız var.. Bunlar en uç çoğunuza saçma gelen örnekler ama duygularınızın yönlendirmesiyle değilde kendi hür iradenizle hareket etmeniz durumunda çok haklısın diyeceksiniz.

Ben size çocuklarınız eşleriniz anne babalarınız değersiz demiyorum. Her birey kendi hayatında en değerlidir. Benim için benim hayatımdan daha değerli bir hayat yok mantığı varken sizlerin hayatlarında bu bastırılmış gerçekler olarak var. Benim sizlerden tek farkım ben bu durumu kendime itiraf edip özüme dönebildim. Sizler ısrar ettiğiniz sürece daima bir şeylerin etkisinde kalacak ve kaybetmeye alışkın hale geleceksiniz. Cep telefonlarınızda oynadığınız oyunlarınızda ki seviye atlamalara sevinir hale geleceksiniz. Belki de çoktan geldiniz ama kendinize itiraf etmekte güçlük çekiyorsunuz. Sizi asla yargılamıyorum hatta aşağılamıyorum da bazı gerçekleri yüzünüze hunharca ve alışılmadık şekilde vuruyorum ki belki kendinize daha kısa sürede gelirsiniz. Şimdi oturun hayatınızda ki öncelikleri düşünün. Hayatınızda ki değerleri düşünün. Kimler sizin ne yapar , kim sizin için her şeyden vazgeçebilir düşünün.. Emin olun cevabı HİÇ KİMSE olacaktır!

 

ÇÜNKÜ KİMSE SİZDEN DAHA DEĞERLİ DEĞİL BU HAYATTA!

 
Toplam blog
: 23
: 332
Kayıt tarihi
: 19.05.16
 
 

Hayata ve gündeme dair ne varsa bu blogda..  ..