Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '17

 
Kategori
Dünya
 

NATO-Türkiye İttifakı'nda Bu Kaçıncı Çatlak?

NATO-Türkiye İttifakı'nda Bu Kaçıncı Çatlak?
 

Türkiye'nin ayrılması, NATO'nun çözülmesine neden olur mu?


TÜRKİYE'NİN AYRILMASI, NATO'NUN ÇÖZÜLMESİNE NEDEN OLUR MU?

NATO, 4 Nisan 1949'da, "Kuzey Atlantik Bölgesi'nde barış ve güvenliği korumak, istikrarı ve huzuru geliştirmek" için kurulmuş...

Bakmış ki, Kuzey Kore--günümüzde de ABD'nin belalısı-- Haziran 1950'de Güney Kore'yi işgal etmiş; Amerika'da şafak atmış. SSCB'nin, Avrupa üzerinde baskı kuracağından ve askeri yayılma girişimlerinden korktuğu için de, NATO'nun askeri bir örgütlenme içine sokulmasını düşünmüş...

Türkiye de, bazı Avrupa ülkeleri tarafından, henüz tam anlamıyla Avrupalı bir ülke olarak kabul edilmemesine rağmen, SSCB'nın bu askeri yayılma girişimlerinden en fazla etkilenecek bir ülkeydi...

*

TÜRKİYE VE NATO'NUN "ZORUNLU" VE "SORUNLU" İTTİFAKI...

-- Türkiye'nin, NATO'ya İlk Başvurusu...

Türkiye, NATO'ya üyelik için ilk başvurusunu, 1949 yılında yapmıştı(Kore Savaşı'ndan önce)... Türkiye'nin bu başvurusu, ABD, İngiltere ve Fransa tarafından karara bağlanmadı; ancak İtalya, Türkiye'nin başvurusunu destekledi...

İngiltere ise, Türkiye'nin, Ortadoğu çevresindeki başka bir askeri antlaşmada yer almasında ısrar etti...  (İngiltere bu ısrarı ile, sanki, "Biz Avrupa'yı koruyalım. Türkiye de başka bir organizasyonda-ama NATO'ya bağlı- Rusya'nın Ortadoğu'ya inmesini önlesin" demek istiyordu...

Başta, Danimarka, Norveç(son NATO skandalının olduğu ülke) ve Belçika olmak üzere öteki üyeler, "Türkiye'nin Batı uygarlığının bir parçası olmadığı" gerekçesiyle üyelik istemine karşı çıktılar(Demek ki, Türkiye'nin, 1923'ten 1949'a kadar geçen 26 yılda gerçekleştirdiği bütün Batılılaşma ve Çağdaşlaşma girişimleri işe yaramamış).

Dün, Türkiye'yi NATO'ya almak istemeyen bazı Avrupalı ülkeleri, bugün de aynı şekilde Türkiye karşıtlığını sürdürmekte ve hatta bunu, bir kademe atlatarak, Türkiye düşmanlığına çevirmişlerdir...

-- Türkiye'nin, NATO'ya İkinci Başvurusu...

Türkiye'nin bu ikinci başvurusu da, Eylül 1950'de NATO Konseyince geri çevrildi. Daha sonra Konsey'in 21 Eylül 1951 tarihli bildirisi ile Türkiye ve Yunanistan NATO'ya katılmaya davet edildi. Bir ay kadar sonra da,  17 Ekim 1951'de, Londra'da imzalanan bir protokolle Türkiye ve Yunanistan'ın NATO üyeliği kabul edildi...

Yunanistan'ın, NATO'ya kabul nedenini bilmem; ama, Türkiye'nin kabul nedeni, büyük olasılıkla, Türk Tugayı'nın, 1950 sonlarında girdiği Kunuri Muharebesi'nde, ağır zayiat vermesine rağmen, başarılı bir çekilme yaparak, Amerikan ordusuna 3 günlük zaman kazandırarak onun imha edilmesini önlemesidir...

-- Türkiye NATO'ya Katılıyor...

Türkiye'nin NATO üyeliğine kabul edilmesinden 4 ay sonra, TBMM, tartışmalı bir gündemin ardından (Tartışmanın nedeni, TBMM'nin "yurt  dışına asker gönderme" kararı alınmadan Kore'ye asker göndermesiydi) 19 Şubat 1952'de NATO'ya katılma kararı aldı.

Bundan sonra, Türkiye ve ABD arasında NATO çerçevesinde yoğun ikili antlaşmalar yapıldı. Türkiye topraklarında çok sayıda "üs" ve "tesis" kuruldu...Bunlardan en önemlisi de "İncirlik Üssü" idi.

Bu arada, Türk Silahlı Kuvvetleri de, ABD askeri normlarına uyduruldu. Türkiye ve NATO ilişkileri, 1960 yıllarına değin, hemen hemen hiçbir anlaşmazlık olmadan sürdü...

*

1- NATO-TÜRKİYE İTTİFAKINDA  İLK ÇATLAK...

1960 yılının ortalarında (1963-64 Olayları: Kıbrıslı 24 Türk, Enosis yanlısı EOKA örgütü tarafından öldürülmüştü)Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesi gündeme gelince, ABD Başkanı Johnson, bu müdahaleyi önlemek için 5 Haziran 1964'te Başbakan İnönü'ye yazdığı üslubu ağır bir mektup, Türkiye ile ABD'nin--dolayısıyla da NATO'nun-- arasının açılmasına neden oldu...

Bu durum, bugüne kıyasla, biraz düşük seviyede olsa da, Türkiye ile Sovyetler Birliği(o zamanki adıyla) arasında bir yakınlaşma süreci başlattı... Ve yine günümüze olduğu gibi, Türkiye'nin NATO üyeliği tartışa konusu oldu...

2- NATO-TÜRKİYE İTTİFAKINDA İKİNCİ ÇATLAK...

Türkiye'nin, 1974'te Kıbrıs'a müdahalesinden sonra, ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı silah ambargosu, Türkiye'nin, Türkiye-NATO İttifakı'nın yeniden sorgulanmasına yol açtı...

Türkiye, savunma giderlerine büyük kaynaklar ayırdığı halde, yeterince yardım alamadığından ve ordunun modernizasyonu gereksinimlerinin karşılanmadığından yakındı. Örneğin, sorumluluk alanının genişletilmesine, Ortadoğu ve Körfez Bölgesi'nin de bu alana katılmasına karşı çıkarak, Avrupa Kanadıyla birlikte hareket etti.

Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesi sonucunda Yunanistan NATO'nun askeri kanadından çekilmişti...Ancak, NATO ile ABD''nin ortak bir projesi ile Türkiye'de gerçekleştirilen 12 Eylül askeri darbesi sonucunda, Türkiye'nin "veto" kullanmaması sağlanarak, Yunanistan'ın, Ekim 1980'de yeniden NATO'nun askeri kanadına dönmesi gerçekleştirildi...

Türkiye'nin NATO'yla müttefiklik ilişkileri, 1980'den sonra, güdümlü de olsa, yeniden düzene girdi. Ancak, Limni adasının NATO'nun savunma planları arasına alınması nedeniyle, Yunanistan ve Türkiye arasında sorunlar çıktı. Bu da, NATO'nun güney kanadının işlerliğinin bozulacağı endişesi yaratmıştı. Ancak, tam bu sırada, SSCB'nin dağılması ile bu endişeler de kayboldu. Çünkü, bu, NATO'nun güney kanadında Türkiye'nin stratejik önemini azaltacak bir gelişmeydi.

3- NAT0-TÜRKİYE İTTİFAKINDA ÜÇÜNCÜ ÇATLAK...

Bu çatlağın neden de, yıllardır, Türkiye'ye yönelik terör saldırılarını görmezden gelen; ve son yıllarda da Amerikan kaynaklı DAEŞ'e karşı kılını kıpırdatmayan NATO'dur...

Bu üçüncü çatlak, Türkiye ile NATO arasındaki müttefiklik ilişkilerinin bir kez daha bozulmasına neden oldu... NATO'nun, zaman zaman yaptığı sözde açıklamalar ile durumu idare etmek istemesi de inandırıcı olmamaktadır...

4- NATO-TÜRKİYE İTTİFAKINDA DÖRDÜNCÜ ÇATLAK...

Bu çatlak, diğer üç çatlak gibi değil; bu çatlak çok derin...NATO'nun penceresi, bu çatlakla parçalanıp dökülmüştür...

Diğer bir deyişle, Norveç'teki NATO tatbikatında, Atatürk'le Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yan yana konulmaları ile oluşan bu çatlak, Türkiye-NATO Müttefikliğini yerle bir etmiştir...

Bu çatlak, Batılı ülkelerin uzun zamandan beri gündeme oturtmaya çalıştığı, "Türkiye karşıtlığı" ya da "düşmanlığının", NATO kanalıyla dünyaya açıklanmasıdır...

*

S O N U  Ç ve Ö N G Ö R Ü L E R İ M...

Durum açık ve nettir... NATO kaybetmiştir... Türkiye, artık, Rusya'ya karşı, ABD'nin Ortadoğu'daki çıkarlarını koruyan bir jandarması değildir... 

Amerika da, artık stratejik ortağımız değildir... Türkiye'nin dostluk ve müttefikliğini kötüye kullanmıştır... Bu arada, birbirlerine yakınlaşan Türkiye ile Rusya'nın arasını açmak istemiştir...

Oysaki, Rusya eski Rusya değildir; ne Boğazları istiyor ne de Kars ve Ardahan'ı... Türkiye'de, Komünizmi de yaymak istemiyor...Eskiden, kafamıza işledikleri gibi, kimse de Rusya ve vatandaşlarına "Moskof gavuru" demiyor...

Köprüler altından çok sular aktı... Ancak ne Amerika ne NATO ne de onların Avrupa'daki emir kulları AB dizlerine kadar ulaşan ve donlarını ıslatan suyun farkında değillerdir.

Farkına varıp, ıslak donlarını kuruları ile değiştirdiklerinde bunun farkında olacaklar; ama, o zaman da iş işten geçmiş olacak...

Yakın bir gelecekte, muhtemelen NATO işlevsiz kalacak ve dağılacak; Birleşmiş Milletler de, ya yenilenecek ya da kendini lağvedecektir... 

SON SÖZ :

İsmet İnönü'nün dediği gibi, "Yeni bir dünya kurulur; Türkiye de o dünyada yerini alır"...

 

cdenizkent

 

--------------------- :

Açıklama : Bu bkog, 4 ayrı ansiklopediden, içeriğinde geçen "ara konularla" ilgili yazdığım bloglardan derlenmiştir...Bire bir yaptığım alıntılar bile, kendimi özgü cümlelerle ifade edilmiştir...

 

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..