Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '17

 
Kategori
İnançlar
 

Namazın önemi ve fazileti

Namazın önemi ve fazileti
 

Allah-u Zülcelâl'e imandan sonra en kıymetli şey, namaz ibadetini yerine getirmektir. Namaz imanın alameti ve dinin direğidir. Dininin direğini ayağa kaldırmak isteyen kimse önce namazını ikame etmelidir. 

Namaz, müminin miracı olarak, Allah-u Zülcelâl'in biz kularına bir ikramıdır. Namaz sayesinde O'nun huzuruna çıkıyoruz ve O'na münacaatta bulunuyoruz. Allah-u Zülcelâl'in huzuruna çıkıp O'nunla mükâmele etmek büyük bir şereftir. 

Namaz, Allah-u Zülcelâl'in huzuruna çıkarak; O'nu tekbir, ta'zim ve tesbih etmek sureti ile O'na kulluğumuzu takdim etmenin en mükemmel şeklidir. İmam-ı Rabbani kuddise sırruhu, namazın; bütün zikir, tesbih, kıraat ve murakabe gibi amelleri büynesinde topladığından en kâmil ve faziletli amel olduğunu beyan etmiştir. Nitekim Allah-u Zülcelâl bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: 

"Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım. Benden başka ilah yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaza dur." (Taha; 14) 

Ebu Hureyre radıyallâhu anhu anlatıyor: "Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellemin şöyle dediğini işittim: 'Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde her gün beş kere yıkansa, acaba onun üzerinde hiçbir kir kalır mı, ne dersiniz?' Sahabeler; 'Bu hal, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!' deyince, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem tekrar şöyle buyurdu: 'İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah, onlar sayesinde bütün hataları siler." (Buhari, Müslim) 

Namaz, mü'minlerle kâfirler arasındaki en önemli farklardan biridir. Bir kimse, namaz kılmakla hem Allah-u Zülcelâl'in emrini yerine getirmektedir hem de inanmayanlardan ve Allah-u Zülcelâl'e asi olan kimselerden ayrılmaktadır.

Namaz hususunda insanlar birkaç gruba ayrılırlar: 

1.Namazı kabul etmeyenler; Bunlar kâfirlerdir. Allah-u Zülcelâl bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "İnkârcı insan, ne iman etti, ne de namaz kıldı." (Kıyamet; 31)

2. Namazı kabul eden, fakat gereğini yerine getirmeyenler; Allah-u Zülcelâl böyle kimseler hakkında da bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler." (Meryem; 59) 

3. Allah-u Zülcelâl'in bir kısım emir ve nehiylerini yerine getirirken, bir kısmını tembellikleri yüzünden terk edenler; Allah-u Zülcelâl böyle kimseler hakkında da şöyle buyurmuştur: "Onlar namaza kalktıkları zaman, tembellikle kalkarlar." (Nisa; 142) Bu hal, münafıklık alametidir.

4.Hem namazı kabul eden hem de gereğini yerine getirenlerdir. Bunlar mü'minlerdir. Allah-u Zülcelâl böyle kimseler hakkında da şöyle buyurmuştur: "Gerçekten Mü'minler kurtuluşa ermiştir. Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler." (Mü'minun; 1-2) "İşte, asıl bunlar varis olacaklardır; (Evet) Firdevs'e varis olan bu kimseler, orada ebedi kalıcıdırlar." (Mü'minun; 10-11) İşte insan bütün bunlara bakarak, hangi guruptan olduğunu ortaya çıkarabilir. 

Namaz, kıyamet gününde insanın sorguya çekileceği ilk ameldir. Eğer insan namazının hesabını verirse, diğer sorgusu da kolay olur. Nitekim Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teâlâ, Aden cennetini yarattığı zaman, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir beşer kalbinin düşünmediği nimet ve güzellikler yaratıp ona; 'Konuş' buyurdu. O da üç defa; 'Muhakkak namazlarını huşu içinde kılanlar kurtuldu.' dedi." (Hâkim)

Allah-u Zülcelâl, namaz kılan kimseye üç şeyle ikramda bulunur:

1.Gökten üzerine rahmet yağar.

2.Ayaklarının ucundan semaya kadar melekler etrafını sarar.

3. Bir melek durmadan şöyle seslenir  "Eğer namaz kılan kişi, münacaat ettiği Zatı yakınen bilse namazdan hiç ayrılmaz." 

Namaz bütün mü'minlerün üzerine farz kılınmış bir ibadettir. Nitekim Allah-u Zülcelâl bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Hiç şüphesiz namaz, mü'minler üzerine vakitleri belirli bir farzdır." (Nisa; 103) 

Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem de bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Bir kul namaza kalktığı zaman, günahları başının ve omuzlarının üzerine konulur. Rükuya ve secdeye gittiği zaman, bu günahları dökülür." (Beyhaki, Taberani) 

Onun için insanın namazın üzerine adeta titremesi lazımdır. Çünkü dediğimiz gibi insanın kıyamet gününde ilk olarak sorguya çekileceği ameli namazdır. Eğer bu sorgudan kolay kurtulursa, diğer amellerinin sorgusu da kolay olur. Ama namazın hesabını veremezse, diğer sorguları da çok çetin olur. 

Dünyada namaz kılmayan kimse, ya aklını kullanmıyor veya çok cesaretli demektir. Çünkü Allah-u Zülcelâl namaz kılmayan kimseleri çok şiddetli şekilde cezalandıracaktır. Nitekim bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Cennettekiler günahkârlara: 'Sizi Sekar (yakıcı) cehennemine sokan nedir?' diye sorarlar. Onlar da: 'Biz namaz kılanlardan değildik.' derler." (Müddesir; 40-43) 

Bazı âlimler demişlerdir ki dünyada iken namaz kılmayanlar için, kıyamet günü gelip çattığı zaman, cehennem ateşinin üzerine kor haline getirilmiş bir sac ortaya konulur ve Allah-u Zülcelâl buyurur ki: "Ey Kulum! Dünyada kılmayıp kazaya bırakmış olduğun namazlarını bu kızgın sac üzerinde kıl!" Bir kimse nefsini (kendini) biraz olsun seviyorsa, namazlarını o kızgın sacın üzerinde kılmak yerine, camideki yumuşak halıların üzerinde kılmalıdır. Beş dakikamızı ayırıp kılabileceğimiz bir namazı kılmayıp, kızgın bir sac üzerinde kılmaya bırakmak, nefsimize çok büyük bir hakaret ve zulümdür. 

Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Kim, namaza devam ederse namaz onun için bir delil ve kıyamet gününde bir kurtuluş olur. Kim de namazı terk ederse nursuz ve delilsiz kalır, kurtuluşa eremez. Kıyamet gününde Karun, Firavun, Haman ve Ubeyy bin Halefle beraber (perişan) olur." (Ahmed bin Hanbel)

Anlatıldığına göre, kim namazını kılmazsa Allah-u Zülcelâl onu on beş şey ile azaplandırır. Bunların beş tanesi dünyada, üç tanesi ölüm anında, üç tanesi kabirde, üç tanesi de kabirden çıktığı zamandır. Dünyada iken beş tanesi:

1. Ömründen bereket alınır.

2. Salihlerin siması yüzünden silinir.

3. Ne kadar (hayırlı) amel yaparsa yapsın, sevap kazanamaz.

4. Duası göklere yükselmez.

5. Salihlerin dualarında payı yoktur. 

Ölüm anında iken üç tanesi:

1.Perişanlık içinde ölür.

2. Aç olarak ölür.

3.Dünyanın bütün denizlerini içse de, susuz olarak ölür.

Kabirde iken üç tanesi:

1. Kabir, kaburgalarını birbirine geçene kadar üzerine daralır.

2. Kabri ateşle dolar ve gece gündüz közlerin içinde yanar.

3. Süceal Akra isminde, gözleri ateşten, tırnakları demirden ve her bir tırnağının uzunluğu bir günlük mesafe olan bir yılan kendisine musallat olur. Sesi aynen gök gürültüsü gibidir. Der ki: "Rabbim bana şöyle emretti: Sabah namazını terk etmenden dolayı, sabah vaktinin girişinden öğlene kadar; öğle namazını terk etmenden dolayı, öğleden ikindiye kadar; ikindi namazını terk etmenden dolayı, ikindiden akşama kadar; akşamı terk etmenden dolayı akşamdan yatsıya kadar; yatsıyı terk etmenden dolayı da yatsıdan sabaha kadar sana azap vereceğim." Ve ona her vuruşunda yetmiş zira (uzunluk birimi) yerin dibine girer. Kıyamet gününe kadar bu azap devam eder. 

Kabirden çıkarken üç tanesi:

1. Hesabı şiddetli olur.

2. Allah-u Zülcelâl ona gazaba gelir.

3.Cehennem ateşine atılır. (Ravi, on beşinci azabı unutmuştur.) 

İşte, namazı kılmayanların durumu böyledir. 

 

Kaynak: Büyük İslam İlmihali

Müellif: Seyda Muhammed Konyevi (k.s) Hazretleri  

 
Toplam blog
: 16
: 1964
Kayıt tarihi
: 02.11.15
 
 

27 Eylül 1992/Eminönü-İstanbul doğumluyum. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İşletme 4. ..