Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Neden bağımlı ilişkiler geliştiriyoruz?

Neden bağımlı ilişkiler geliştiriyoruz?
 

 
"Korku"... En temel mesele. Hepimizin yaşamının baş kahramanı ve ana meselesi..
Reddedip beynimizin karanlık odasına hapsettiğimiz, yeri geldikçe firar eden,hayatımızı olumsuz olarak temelden sarsan, şiddetli depremlere sebep olan, hep kaçtığımız o duygu "KORKU".
Kaybetme,yalnız kalma,başarısızlık,yüzleşme,kontrolü yitirme,yargılanma eleştirilme, say say bitmez...
Geliştirdiğimiz kimliklerle her ne kadar örtmeye,bastırmaya çalışsak da karşımıza şekil değiştirip bağımlılık ve alışkanlık olarak çıkyor. Bu bastırdığımız olumsuz güç, gizli kaldığı sürece bizi gergin,şüpheci, emniyetsiz,zayıf biri yapar. Aşk ve sevgi yolundaki davranışlarımızı yönetir, sağlıksız ilişkiler kurmaya zorlar.
 
Çoğumuz korkularımızdan kaçmak için, bir koşu bandının üzerine çıktığımızın farkında bile değiliz. Bir ilişkiden diğerine koşar, aynı düşünce ve idrakle bir adım dahi ilerleyemeyiz. Korkunç...
Aslında yaratıcılığımızı,özsaygımızı ve ilişkilerimizi sabote eden, bilinçaltımızda kendine ve başkalarına olan güvenini yitirmiş masum bir çocuk dolaşıyor.Çok korkuyor, değersiz ve yoksun olmaktan korkuyor. Sevgiye aç,kırılgan, hassas, huzursuz ve panik halinde.. Ve o çocuk korkularıyla başetmek için, bilinçsizce,çelik gibi sağlam dışardan asla delinmeyen, ancak içerden delinip yok edilebilen güçlü bir koza örer. O koza kendi elleryle ördüğü "bağımlılık "kozasıdır.
O kozanın içinde emniyette ve güvende olduğu hayaliyle ömrünü geçirir.  Bağımlı ilişkiler, sadece korkularımızla aramıza mesafe koymaya çalışmaktan öte gidemez, asla kozayı delip uçma cesareti veremez.
 
Şimdi bir aşk hikayesine ne dersiniz?
 
Biriyle tanışır,hayatımızın kadını ya da erkeğini bulur, aşık oluruz. Görünürde iki yetişkin aşık olmuştur ama içten içe bambaşka bir dram yaşanır. Yüzeyde sevgi alışverişinde bulunur, paylaşır, birbirimize destek vermeye çalışırız. Ancak herbirimizin içinde sevilme isteği,  gizli korkular ve beklentilerden oluşan koskoca bir yeraltı dünyası var. Ve o dünyanın sahibi olan ürkmüş, kırılgan çocuk..Sevinçle gözleri parlar ve" hımmm burda beni sevdiğini söyleyen biri var..Bu mümkün mü, acaba gerçekten seviyor mu? Hadi bakalım test edelim, ıspatlasınn.." Hiç vakit kaybetmeden o derinlere sakladığı tüm ihtiyaçlarını yavaş yavaş ortaya saçmaya başlar. Karşı taraf aşıktır ya, otomatik olarak ihtiyaçlara cevap verir. Zamanla ihtiyaç listesi artarak uzamaya devam eder. Sonunda ihtiyaçlara yetişemeyen partner teslim bayrağını çeker. Kendi olmaktan çıkar bağımlı ya da anti bağımlı bir kişilik geliştirir. Bağımlı olan "seni hep yanımda istiyorum" derken, bağımlılık karşıtı olan " beni özgür bırak, ama beni terketme, başkalarıyla beraber olma"  der.
 
"Bağımlı- anti bağımlı, bağımlı-bağımlı, anti bağımlı-anti bağımlı " kombinasyonlu ilişkiler doğar. Beklentiler doğrultusunda hayal kırıklığı,çaresizlik,acizlik,yoksunluk duygularını besleyip büyüterek ilişkilerimizi şekillendiririz.
Gerçekte ise ilişkilerimiz, korkularımızla yüzleştiğimiz zorlayıcı bir arenadır.O arenanın içinde korkularımızla cesurca karşılaşmak, o kırılgan çocuğun yaralarını sarmak, kaçmak ve saklanmaktan çok daha kolay..
 
Sadece suçlamayı bırakıp, kendimizle hesaplaşmayı seçmek..
 
Korkularımızı kabullenip sahiplenmek..
 
Kendimizle barışıp, gerçekten ne istediğimizin farkına varmak..
 
Uzun zamandır yaralı kalan çocuğu büyütüp,olgunlaştırmak..
 
Sevgilerimle.
 
 
 
Toplam blog
: 57
: 4512
Kayıt tarihi
: 19.12.12
 
 

Kainatta nokta, nokta da kainat olan "İNSAN" İnsanı keşfetmek için cıkılan yolda bir yolcu sadece. ..