Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '16

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Nedim'in kahvesi

Nedim'in kahvesi
 

YKadıköy Yeldeğirmeni semtinin zamanımızdaki en tanınmış itibarlı kişilerindendi Nedim abi. 
1949 da Fenerbahçe'li futbolcu Sabri Kiraz tarafından Kuşdili'nde keşfedilmiş ve Fenerbahçe as kadrosunda 1961-1962 yılına kadar 416 karşılaşmada oynamış ve 12 gol kaydetmiştir. 
Nedim abiyi benim nesil statda maçta, antremanda izlemiş ve bazen de İbrahimağa'da az da olsa birlikte idman maçında oynama şansı bulmuştu. 
 
Şüphesiz ki Nedim abi'yi benden daha iyi tanıyan abilerimizin, arkadaşlarımızın bu yazıya ilave edecek çok fazla şeyi vardır. 
 
Benim Nedim abi hakkında futbolla ilgili söyleyeceğim söz futbolu değil, antrenörlüğü hakkındadır. 
 
1976 yılında T.Direktörlük yaptığı Fenerbahçe takımını sahaya 1 saat önceden çıkararak mini bir antreman yaptırıyor, bu alışılmamış ve görülmemiş uygulama o zamanın basını tarafından ''futbolcuları gereksiz yoran bir show'' olarak tenkid ediliyordu. 
 
Oysa bugün sahaya 2 saat önce çıkılıp resmen maç antremanı yapılıyor. Bu da Nedim abinin ne kadar ileri görüşlü bir futbol adamı olduğunu gösteriyor. 
 
Herkes tarafından bilinen futbolculuğu yanında kendisi kadar meşhur kahvesi elbette semtin en tanınmış mekanıydı. Adres bile ona göre tarif edilirdi. 
Semte gelen ünlü isimlerin ilk olarak ağırlandığı yerdi. 
Arif Atılgan'ın bahsettiği gibi, İsmet İnönü ve Didi dahil.. Ben de zamanın önemli futbol adamlarının zaman zaman buraya geldiğine şahit olmuştum. Bunlardan biri de meşhur Beşiktaşlı efsane Baba Recep'ti. Recep Adanır.
 
O tarihlerde Yeldeğirmeni kulübümüzün (Duatepe sokağında lokaline gelene kadar düzgün bir lokali yoktu. Olan da depo gibi forma, kupa, resim vs. muhafaza edildiği yerdi)
Nedim abinin kahvesi bir futbol merkeziydi. Futbolcu borsasıydı ve futbol burada ilk ve en önemli konuydu. Bir nevi de lokaldi.
 
Arif Atılgan'ın Yeldeğirmeni kitabında bahsettiği gibi yetişmekte olan her Yeldeğirmeni çocuğu gibi bir gün bu bahçeli ve küçük havuzu bulunan yerde yaz akşamları sohbet eden abilerimize özenir ,bir gün buraya girebilmeyi hayal ederdik 
Semtin takımında ufaktan yer bulabildiğimiz zamanlar da toplantı merkezimiz de burası olunca ufakufak içeri adım atmaya başlamıştık. Tabi en çok da heves ettiğimiz o bilardoya..
 
İçerde Nedim abinin Milli takım forması ile bir büyük fotoğrafı vardı. 
O yıllardan hatırladığım kahvenin Ahmet abi dediğimiz, saçları briyantinli, arkaya taranmış, kısa boylu 45-50 yaşlarında arı gibi ve cin gibi bir yöneticisi vardı. Tavla oynadığımız zaman rulo şeklince yumuşak silgi gibi bir şey atardı ortaya. 
O şekermiş!... İster yenirmiş, istersen yerine çay-kahve içilirmiş. 
Bir de ocakçı Hakkı vardı. Kızılderili gibiydi aynı. Esmer, ciddi ve işini iyi yapan, efendi biriydi ve çok iyi çay demlerdi.
 
40-50 sene önce gazeteci üstat Burhan Felek'in hafta sonları Milliyet gazetesinde ''Recep'in kahvesi '' diye sürekli bir yazısı vardı. Yıllarca ilgiyle okunmuştu. Ben de okurdum Nedim abinin kahvesi de hakkında ne kadar yazılsa ilgiyle okunacak bir yerdi.
Çünkü kahvehaneden öte bir yerdi.
 
Nedim abinin kajhvesini bu kadar özlemle yazan ben aslında kahve kültürü olmayan biriyim. Oraya da çok fazla girmedim ama lise yıllarında Çamlıca bakkalı Mustafa abi ile Helvacı Muzaffer abinin bilardo maçlarını yakaladı mı sonuna kadar zevkle seyrederdim. İyi oyunculardı. 
Mustafa abi rahmetli Red Kit gibi ağzında sigara ile oynardı hep. 
Ünsal abi'nin de çok iyi oynadığı hala söylenir ama ben hiç izlememiştim. 
Bir de tabi Nedim abi. O pek oynamazdı ama 1-2 kez seyrettiğime göre bilardo da da semtin en iyisiydi. 
Nedim abi'yi unutmak mümkün değil. 
 
Yeldeğirmeni semtinin zamanımızdaki en tanınmış itibarlı kişilerindendi Nedim abi. 
1949 da Fenerbahçe'li futbolcu Sabri Kiraz tarafından Kuşdili'nde keşfedilmiş ve Fenerbahçe as kadrosunda 1961-1962 yılına kadar 416 karşılaşmada oynamış ve 12 gol kaydetmiştir. 
Nedim abiyi benim nesil statda maçta, antremanda izlemiş ve bazen de İbrahimağa'da az da olsa birlikte idman maçında oynama şansı bulmuştu. 
 
Şüphesiz ki Nedim abi'yi benden daha iyi tanıyan abilerimizin, arkadaşlarımızın bu yazıya ilave edecek çok fazla şeyi vardır. 
 
Benim Nedim abi hakkında futbolla ilgili söyleyeceğim söz futbolu değil, antrenörlüğü hakkındadır. 
 
1976 yılında T.Direktörlük yaptığı Fenerbahçe takımını sahaya 1 saat önceden çıkararak mini bir antreman yaptırıyor, bu alışılmamış ve görülmemiş uygulama o zamanın basını tarafından ''futbolcuları gereksiz yoran bir show'' olarak tenkid ediliyordu. 
 
Oysa bugün sahaya 2 saat önce çıkılıp resmen maç antremanı yapılıyor. Bu da Nedim abinin ne kadar ileri görüşlü bir futbol adamı olduğunu gösteriyor. 
Herkes tarafından bilinen futbolculuğu yanında kendisi kadar meşhur kahvesi elbette semtin en tanınmış mekanıydı. Adres bile ona göre tarif edilirdi. 
Semte gelen ünlü isimlerin ilk olarak ağırlandığı yerdi. 
Arif Atılgan'ın bahsettiği gibi, İsmet İnönü ve Didi dahil.. Ben de zamanın önemli futbol adamlarının zaman zaman buraya geldiğine şahit olmuştum. Bunlardan biri de meşhur Beşiktaşlı efsane Baba Recep'ti. Recep Adanır.
 
O tarihlerde Yeldeğirmeni kulübümüzün (Duatepe sokağında lokaline gelene kadar düzgün bir lokali yoktu. Olan da depo gibi forma, kupa, resim vs. muhafaza edildiği yerdi)
Nedim abinin kahvesi bir futbol merkeziydi. Futbolcu borsasıydı ve futbol burada ilk ve en önemli konuydu. Bir nevi de lokaldi.
 
Arif Atılgan'ın Yeldeğirmeni kitabında bahsettiği gibi yetişmekte olan her Yeldeğirmeni çocuğu gibi bir gün bu bahçeli ve küçük havuzu bulunan yerde yaz akşamları sohbet eden abilerimize özenir ,bir gün buraya girebilmeyi hayal ederdik 
Semtin takımında ufaktan yer bulabildiğimiz zamanlar da toplantı merkezimiz de burası olunca ufak ufak içeri adım atmaya başlamıştık. Tabi en çok da heves ettiğimiz o bilardoya..
 
İçerde Nedim abinin Milli takım forması ile bir büyük fotoğrafı vardı. 
O yıllardan hatırladığım kahvenin Ahmet abi dediğimiz, saçları briyantinli, arkaya taranmış, kısa boylu 45-50 yaşlarında arı gibi ve cin gibi bir yöneticisi vardı. Tavla oynadığımız zaman rulo şeklince yumuşak silgi gibi bir şey atardı ortaya. 
O şekermiş!... İster yenirmiş, istersen yerine çay-kahve içilirmiş. 
Bir de ocakçı Hakkı vardı. Kızılderili gibiydi aynı. Esmer, ciddi ve işini iyi yapan, efendi biriydi ve çok iyi çay demlerdi.
 
40-50 sene önce gazeteci üstat Burhan Felek'in hafta sonları Milliyet gazetesinde ''Recep'in kahvesi '' diye sürekli bir yazısı vardı. Yıllarca ilgiyle okunmuştu. Ben de okurdum Nedim abinin kahvesi de hakkında ne kadar yazılsa ilgiyle okunacak bir yerdi.
Çünkü kahvehaneden öte bir yerdi.
 
Nedim abinin kajhvesini bu kadar özlemle yazan ben aslında kahve kültürü olmayan biriyim. Oraya da çok fazla girmedim ama lise yıllarında Çamlıca bakkalı Mustafa abi ile Helvacı Muzaffer abinin bilardo maçlarını yakaladı mı sonuna kadar zevkle seyrederdim. İyi oyunculardı. 
Mustafa abi rahmetli Red Kit gibi ağzında sigara ile oynardı hep. 
Ünsal abi'nin de çok iyi oynadığı hala söylenir ama ben hiç izlememiştim. 
Bir de tabi Nedim abi. O pek oynamazdı ama 1-2 kez seyrettiğime göre bilardo da da semtin en iyisiydi. 
Nedim abi'yi unutmak mümkün değil. 
Semtin her döneminde ilgi duyulan, danışılan, güven duyulan birisiydi. 
 
Geçmişte yaşadığı döneme damgasını vuran kişilerle birlikte, onların işlettikleri mekanlar da hafızalardan kolay silinmiyor, şimdi olmasalar bile ne kendileri, ne mekanları unutulmuyor. 
 
Nedim abi de Nedim'in kahvesi de bir semtin unutulmazları olarak şimdi olmasalar bile güzel anılarımız arasında yaşamaya devam edecek. 
 
.O, Semtin her döneminde ilgi duyulan, danışılan, güven duyulan birisiydi. 
 
Mekanı cennet olsun. 
N.K
 
.
 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..