Nereye yürüdüğünü bilmek

Hiç gelmeyecek sandığım bahar sonunda geldi. Erguvanlar çiçek açtı İstanbul'da. Bunca keşmekeşliğin içinde çiçek açan bir kaç erguvanı gözden kaçırmamak da bir şeydir. Önce bir kaos yaratıp, sonra da bizi bu kaosun içinde boğmaya çalışanlara iyi bir cevaptır!

Sevgideğer insan, dost sofrasında karafakiden iyiyi, güzeli, sevgiyi sunan can Şerife (Şerife Karaçayır Mutlu) bana bir yazı yollamış Küçük İşler için... Genellikle dizelerine alışkınız biz onun. Şiire tutkusunun, yontuculuğundan geldiğini düşünürüm. Şiir de fazlalıkları yontup, sözün özünü imbikten geçirmek değil midir bir bakıma? Söz yontuculuğu değil midir?

Sanat düşmanları belki de söz ustası Nazım'ı, şiirinin kellesini tekbir getirerek (!) uçuramadıkları için, memleket hasretiyle yakarak cezalandırma yoluna gitmişlerdir! Asıl korktukları Nazım değil, onun devleşen dizeleriydi!

Şerife, öyle bir çözmüş ki yazının başında attığı düğümü, sözcükler, yıldızların denize düşen pırıltıları gibi gecemi aydınlattı!

Yüzyıllar ötesinden Socrates'ın sesini duyar gibi oldum:

"Kendini tanı!"

İşte Şerife dostun yazısı:

***

"Bu sabah Ebru Şallı'nın "Ebruli"sabah kuşağı proğramında yirmi santim boy uzatan ayakkabıdan söz edildi. Gülerek izledim; aklımdan, yaşam koçlarının işi iş diye düşündüm.

İnsanların bilinçaltlarının karanlık dehlizlerine gizlenmiş, ne kadar boy kompleksi varsa, hepsini su yüzüne çıkaracak bu haber, tetikleyici olacağa benzer.

Boy konusunda barışık olmayanların ayağını burkacak, doktorlar ayak bileği kırıkları, yaşam koçları da ruh kırıkları ile uğraşacaklar...:)

Astroloji konusunda bilgili değilim, bu günlerde tepemizden hangi gezegen geçiyor, merak ettim. Satürn ve Jüpiter'in eli bayağı sopalı imiş...:) Komplekslerini, kendi farkındalıkları ve bilinçleri ile düzeltmeyenlerin ayakları burkulma ve kırık ikazı yiyecek; komplekslerini, daha önceden farkedip, onlarla yüzleşip, üstesinden gelenler ise, ne dilerlerse o olan, dilek kabulü ödülüne layık görüleceklermiş.

Nur içinde yat Nasrettin Hoca, şimdi anlıyorum, hikmetli fıkralarının kaynağını.

Günümüzde çok şükür sağlık için yürüyenlerin sayısı bir hayli yüksek, bilinçlenme adına sevindirici ama nereye yürüdüğümüz önemli. Barışık olmanın anahtarı kalbimizde saklıymış.

"Aklın yoksa yandın, ya kalbin yoksa, hepten yandın."

(Mevlana)

Kalple görmeyi kendine doğru yürüyenler becerir, kalbimize doğru yürümek
doğru olsa gerek.

Aslında bir yansımadır yaşamlar
Görüntüler ters düşer önümüze
bir ömür boyu çabalarız
Görüntüyü düzeltmeye.

(Şerife Mutlu)

Kendimize doğru yürümek ne kadar ters gelse de denemekte yarar var...:)

16.05.2011 Antalya
Şerife Karaçayır Mutlu"

***

Sevgideğer dost yazıyı milliyetblog dostlarıyla paylaşır mı, paylaşırsa ne zaman paylaşır bilemem, ama ben bu yazıyı, hafriyatçılarca altı üstüne getirilen mb dost bahçemin kıyısında köşesinde kalmış dostlarla paylaşmadan duramadım.

Belki de "kendini tanımak"tır, nereye yürüdüğünü bilmenin anahtarı!

Sevgiyle...

Zelin Artuğ, Mayıs 2011, Yeryüzü

http://www.kucukisler.com/2011/05/17/kendine-dogru-yurumek/#more-12983