Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '14

 
Kategori
Deneme
 

Odun ve ağaç

Odun ve ağaç
 

Hayata yüklediğimiz anlam  yaşamak ve yaşatmak arasındadır aslında. Öyle bir hayat yaşa ki seni öldürmek için gelen sende dirilsin, sözü bu dengeyi ifade eder. İradesini yaşatmak üzere kullananlar çöldeki pınar olmayı seçenlerdir. 

Necip Fazıl’ın ’Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur.’ sözü her aklıma geldiğinde hayatımı anlamlandırmak için daha fazla şeyler yapmam gerektiğini düşünürüm. Sorumluluklarımızın dışında kendimize dert edinebilmek, konumumuza, yaptığımız işe, yaşadığımız yere göre değer üretmek, adımız anıldığında hayırla yad edilmek ağaç olmayı hedeflemeyi gerektirir.

Ağaç, topraktan aldığı güçle tomurcuklanıp çiçek açacak ve çevresinde iyiliğin, huzurun, kalıcılığın, nimetin sembolü olacaktır. İnsan da öğretmense öğrencilerinin iyi yetişmesi için, doktorsa, hastalarının şifası için, anneyse çocuklarının geleceği için, sanatçıysa kalıcı eserler verebilmek için, siyasetçiyse adaletin hakim olması için, müdürse kurumuna vizyon katmak için dertlendiğinde ağaçta tomurcuk açacaktır.  Ancak tomurcuk derdinde olmak kolay değildir elbet.

Elini taşın altına koymaktır tomurcuk derdinde olmak. Fikir üretmektir. Ömrü bereketlendirmektir. Zorluklar karşısında mücadele etmektir. İftiralara, yıldırmalara, fitneye boyun eğmemektir. Makam için her türlü aşağılık ayak oyunlarını deneyenlere karşı onurlu durmaktır. Üst kat alt kat arasında  şeytanın oyuncağı olmuş, çamura bulanmış bir hayatı yaşamaktan korkmaktır. Kendisine verilen yetkiyi bulunduğu yerde fesatlık çıkarmak için kullanmamaktır. Aileyi sosyal hayatın vazgeçilmezi olarak görmektir. Bir yetimin elinden tutmaktır. Kibrin esiri olmamaktır. Hz Eyüp gibi sabırlı olmaktır. Hz Yusuf gibi kuyuya atılmaktır. Taif’te Hz Peygambere (sav) atılan taşları yüreğinde hissetmektir. Alnı açık, yüreği kavi, omuzları dik yenilmektir. Büyük sevdaya tutulanların imtihanlarının ağır olduğunu bilmektir.  Adil olmaktır. Kurtuluş için gözyaşı dökmektir bir seher vakti. Vahyin mesajını omuzlarımızda hissetmektir. Doğum ile ölümü nimet bilmektir.

Komşuya bir selam vermektir tomurcuk derdinde olmak. Sana verileni paylaşabilmektir.  Sokağa tükürmemektir. Caddede insanları rahatsız etmemektir. Alış verişte sıraya girmektir. Misafir ağırlamaktır.  Büyüğe saygı, küçüğe sevgi göstermektir. Okulun duvarlarına yazı yazmamaktır. İnsanların kusurlarıyla dalga geçmemektir. İnsanları ötekileştirmemektir. Davete icabet etmektir. Hatır saymaktır. Gönül almaktır. Kazandıklarını kendinden bilmemektir. Vatanı için sözü olmaktır. Aç kalmaktır. ‘Keşke’ demeyeceğimiz bir hayata yaşamaya çalışmaktır. Odadan dışarı çıkınca değil, içeri girince odanın aydınlandığı bir kişiliğe sahip olabilmek için çaba göstermektir.

Velhasıl tomurcuk derdinde olmak insan olmaktır.

 

 
Toplam blog
: 26
: 1002
Kayıt tarihi
: 01.04.10
 
 

Tokat Erbaa doğumluyum. Okumayı seviyorum. Siyaset, tarih ve edebiyat ilgi alanlarım. Hayatı anla..