Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '14

 
Kategori
Eğitim
 

Öğretmenler Günü

Öğretmenler Günü
 

Öğretmenler Günü' nün sadece İlkokul öğretmenelerine ait bir gün olduğunu düşündüm ben hep.
Eminim pek çok kişi için de Öğretmenler Günü aynı şeyi ifade ediyordur.
Öğretmenler gününün sadece ilkokul öğretmenimize ait bir gün olduğunu düşünmek, ilkokuldan sonraki tahsil hayatımızda anlamını bulan birşeydi belki de bizler için.
İlkokul öğretmenlerimizden sonrakiler sanki öğretmenliği işleri bu olduğu için yapıyorlar da; o, işi gücü bizmişiz gibi yaşıyor diye böyle düşündük, kimbilir.
O günü, bu günü diye ısmarlanan günler arasında en çok " Anneler Günü'nü, Babalar Günü' nü ve Öğretmenler Günü' nü sevmemiz belki de onu annemiz gibi, babamız gibi görmemizden kaynaklanıyordu.
Anne babamızla keşfetmeye başladığımız dünyanın büyüklüğü, onun çabalarıyla kendimizi keşfetmeye başlayınca gözümüze çarptı ilk olarak.
Doğuştan gelen mizacımız onunla birlikte ideal bir karaktere dönüştü adım adım.
Ve hepimiz ondan büyük izler taşıdık hayatımız boyu.
" Muallimler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır. " diyen Başöğretmen'in el verdiği Selma Öğretmenimiz de (Çakmakçı) ben ve benim gibi yüzlerce öğrencisinde hayat boyu silinmeyecek büyük izler bıraktı.
O, eğitimi önce iyi insan olmanın koşulu olarak gördü heran. İyi insan olunca hayat, başarıyı bir şekilde getiriyordu zaten. Ona göre başarılı olmak yazılılardan yüksek not alıp istediğimizi elde etmek değil; çalışıp elde ettiğimiz şey her neyse onunla mutlu olmaktı.
O bize okumayı öğretti. Matematik sadece onunla kolay olan birşeydi sanki. Do do, Sol sol, La la Sol, Fa fa, Mi mi, Re re, Do, onunla zihnimize kazındı adeta. Ve çok daha fazlasını yaptı o bizler için.
Bize herzaman inandı. Bize olan güveni kendimize olan bir güvene dönüşünce hayatın üstüne üstüne gitmemiz gerektiğini anladık.
Çok iyi problem çözemeyebilir, çok iyi kompozisyon yazamayabilirdik belki ama çok iyi yapacağımız birşey muhakkak vardı. Onu aramak için bile çalışmaya, çabalamaya değerdi.
1. sınıf itibariyle her 23 Nisan'da farklı bir gösteriyle bizi Sapanca' nın huzuruna çıkarmak için can siperhane bir şekilde çalışırken; büyük ihtimal yağmur yağıp gösterimizi sahneleyemeyeceğimizi bilse de heyecanından birşey kaybetmezdi.
Onun heyecanına ortak olarak kazandıklarımızın neler olduğunu anlamak için de; gösterimizi sahnelememize gerek kalmazdı Hükümet Konağı' nın önünde.
Çünkü Selma Öğretmen böyle yaparak bize " hayattaki varlık nedenimizle, yaptığımız iş arasında köprü kurabilmenin iyi bir yaşamın anahtarı olduğu" dersini çoktan vermiş olurdu.
Ve yağmur, istediği kadar yağsın buna mani olamazdı.
O bizi çalışkanlar - tembeller diye kümelere ayırıp hiç ayrıştırmadı. Onun ayırdığı kümeler birleştiriciliğin vasıtasıydı sadece. Tenefüste harçlığıyla çift kaşarlı tost yiyenle, evden getirdiği peynir ekmeği yiyen öğrenciyi aynı kümeye oturtup paylaşmayı öğretti.
Matematiği iyi olanımızla,olmayanımızı yarıştırmadı. Bizi aynı kümeye koyarak dayanıştırdı.
Tahsil hayatımızda bizi bir diğerimize rakip yapan sisteme, bizi kurban etmemek için çırpınan bir tek onu gördüğümüz için en çok onu sevdik.
O yüzden öğretmenler gününü sadece ona aitmiş gibi hissettik.
Öğretmenler Gününüz kutlu olsu Selma Öğretmenim.
Ve tabiki de tüm öğretmenlerimizin.

 
Toplam blog
: 70
: 289
Kayıt tarihi
: 26.07.14
 
 

Sapancalı, Üniversite mezunu, satış pazarlama sektöründe çalışan Errare Humanum Est ve Dum Spiro ..