Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '16

 
Kategori
Deneme
 

Okuma alışkanlığım 10 yaşında

Okuma alışkanlığım 10 yaşında
 

Tam 10 sene önce bu vakitler üniversiteye başlamıştım: Eylül 2006...
 
6. sınıfta ve 10. sınıfta eğitimime birer yıl ara verdiğim için, bu vakitler yaşım 19'du.
 
Dershaneye gitmeden üniversite sınavına ilk girişte Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünü kazanmıştım. Sanki büyük bir başarıya imza atmış gibi seviniyordum. İçimde mutluluk dalgaları coşarak gönül kıyılarıma çarpıyor, ben de güzel bir duygu oluşturuyordu.
 
Büyük bir şey değildi, ama o zaman ki bene göre çok güzel bir şeyi başarmıştım. Millet yıllarca dershaneye gider öyle kazanırdı kazandığım bölümü, kazanamayanı bile olurdu. Ben hem ilk girişte, hem de hiç dershaneye gitmeden kazanmıştım. Şişinmek hakkımdı; ama şişindiğimi dışarı yansıtmadım, kibre ve gurura kaçırmadan içten içe sevindim başarıma.
 
Eylül 2006'nın üçüncü haftası okullar açılmıştı. İlk gün derse girmedim. Eylül'ün dördüncü haftası, derse girmediğim okulun ilk günü olan derse girdik. Bu ders, Yazılı Anlatım dersiydi. Derse giren hoca, Türkçe Eğimi Anabilimdalından geliyordu. Hocanın manyak derecede milliyetçiliği vardı. Neredeyse faşistliğin zirve merdivenlerini tırmanıyordu. Orhan Pamukları, Elif Şafakları yerden yere vuruyorduk hocanın derslerinde.
 
Ama bu hoca girdiği ilk derste, bize beş tane kitap önerdi. Bunları okuyun, vize ve finalde sorumlusunuz dedi. Ben ki 19 yaşına kadar sadece altı kitap okumuştum. Kitaba bakışım herkes gibiydi. Derslerden vakit bulamadığımızı söylüyorduk. Daha çok da yük gibi bir şey geliyordu gözüme. Hocanın önerisini duyunca 'hay vah' dedim. 'Bu yaşıma kadar okuduğumu adam yalnız bir dönem de istiyor' diye devam ettim içimden.
 
Hocanın okumamızı zorunlu tutarak önerdiği kitaplar şunlardı:
 
-Çanakkale Mahşeri (Mehmed Niyazi)
-Şu Çılgın Türkler (Turgut Özakman)
-Gün Olur Asra Bedel (Cengiz Aytmatov)
-Gece Yarısı Güneşi (Refik Özdek)
-Baskın (Tölögen Kasımbek), (Aynı zamanda bu kitabın Kırgızca'dan Türkçe'ye çevirisini hocanın kendisi yapmıştı.)
 
Hoca başımıza iş açmıştı. İçten içe kızmıştık hocaya. Ama ne kadar kızarsan kız elden gelen bir şey yoktu. Sınavlarda sorumluyduk Seve seve olmazsa büke bükeydi.
 
Ama nereden bilebilirdim ki, hocanın aynı zamanda benim için start düdüğünü çaldığını! Çok, çok hayırlı bir işe vesile olacağını! Ben de hayal edilemeyecek fikirsel devrimler için temel attığını... 
 
Nereden bilebilirdim ki! 19 yaşına kadar 6 olan okuduğum kitap sayısını, 10 yılda 950'ye çıkaracağını...
 
*
 
Bu hocanın ilk dersindeyiz gene, ders sabah 7.45'te başlıyordu. Dersteyken kapıyı biri çaldı. Sınıfa giren bir kadındı. Geç kaldığı için hocadan özür diledi. Geneli 18-19 yaşlarında olan öğrencilere göre, 5-10 yaş büyük gösteriyordu. Perukluydu. Herhalde evde kaldı, sonrada okuyayım dedi dedim. Ama nereden bilebilirdim ki bu kadının en iyi arkadaşım olacağını. Benim fikirsel anlamda yaşadığın devrimlerin ateşleyicisi olacağını. Milliyetçi hocanın start ettiği okuma alışkanlığımın destekleyicisi ve harlayıcısı olacağını...
 
Milliyetçi hocama da, ezeli dostuma da minnetarım!
 
,-Mustafa Yıldırım - 26.09.2016
 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..