Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '16

 
Kategori
Anılar
 

Ölümünün 3. yılında M.Kemal Yılmaz'ı mezarı başında andık

Ölümünün 3. yılında M.Kemal Yılmaz'ı mezarı başında andık
 

Eski Aydın Milletvekili M.Kemal Yılmaz ( 1921- 14,03.2013)


Eski Aydın Milletvekili M. Kemal Yılmaz aramızdan ayrılalı üç yıl oldu. Bu güzel ve yurtsever insanı unutmak mümkün değildir. 1921 doğumlu idi.10 Mart 2013’te aramızdan ayrıldı. Işıklar içinde mışıl mışıl uyusun. Geçenlerde yeğeni İnan Yılmaz (ben ona İlhan diyorum), Umurlu’dan telefonla beni aradı. Hal, hatır sorduktan sonra aynen şöyle dedi.

“ Kadir bey Hocam, siz dayım - M. Kemal Yılmaz’ı çok seviyordunuz, onun hakkında bir kitapta yazdınız. Uygun görürseniz önümüzdeki günlerde dualarla ve anılarıyla mezarı başında anmak istiyoruz.Sizii aramızda görmek isteriz. Siz de uygun görürseniz, Söke’ den birkaç arkadaşla gelmenizi bekliyoruz” dedi… Ben de hay hay dedim. Bir iki gün sonra ziyaret günümüzün 09 Ekim 2016 Pazar günü olmasını birlikte kararlaştırdık. Söke’de bazı arkadaşlara söyledim, işleri olduğu için gelemediler. Ben onlar adına selamlarıyla birlikte 09 Ekim 2016 Pazar günü saat 11.30 ‘da Umurlu’da hazır bulundum. M. Kemal Yılmaz’ın yeğeni İnan Yılmaz Bey de beni Umurlu D.D. Yolları Garında karşıladı, kucaklaştık. Sevgili M. Kemal Yılmaz’la kucaklaşır gibi bana sıcak ve samimi geldi. Bir kahvede biraz dinledikten sonra M. Kemal Yılmaz’ın özel mezarlığına gittik… Zaten O da bizi bekliyordu.

M. Kemal Yılmaz’ın mezarı başında dualarımızı ettik. Anılarından söz ettik. Bütün kitaplarının sayfalarında yer alan şu ünlü sözleri ayak ucunda yazılı idi:

KİMİ ÇOKTAN YİTMİŞ

KİMİ EĞİK, KİMİ YAN YATMIŞ

KİMİNİN KIRILMIŞ BAŞI,

KİTAPLAR İSE DİMDİK

KİTAPLAR

EN DAYANIKLI

MEZAR

TAŞI…

Dualarımızı yaptıktan sonra M. Kemal Ağbiye sordum. Nasılsınız dedim? O da bana rahatça yanıt verdiler. Ne diyorsunuz Kadir Bey, şairim. Burada yalnız değilim. Tanıdığım birlikte yaşadığım dostlarımın çoğu yanımdalar. İşte bunlardan birkaçı ünlü Aydınlı Öykü yazarı Mahmut Özay’ın annesi Naile Özay ( 1880-1965) , onunla birlikte kara trene binmiş ve ta Siirt’e kadar gitmiştik. Dayım Mahmut Özay’ın yanında okuyacaktım. Cılız,zayıf çelimsiz bir çocuktum. Babam rahmetli Hakkı Çavuş benim gitmeme pek razı olmamıştı. “ Bu çocuk da mebus mu olacak” diye söylemişti. Şimdi babam da yanı başımda. Namı değer Bahçevan Hakkı Çavuş (1888- 1966), Fatma Yılmaz / benim anneciğim ( 1898- 1977), Öte yanda kız kardeşim Sabiha Tanrıverdi ( 1923 - 18. 03, 2003), Değerli eşi ve eniştem Kamil Tanrıverdi ( D….? Ö: 01.02.2013) bu yakınlarımla hep birlikteyiz. Burada çok rahatım, kavga yok, tartışma yok, elektrik, su derdi yok. Hele ödemelerle ilgili faturalar hiç yok. Bağ bahçe içindeyiz. Elmanın, domatesin, eriğin, zeytinin ve üzümün en güzeli burada elimizin altında.Siyaset, politika da hiç yok burada… Para ödeme filanda yok… M. Kemal Ağbiye bir daha sordum başka kimler var yanında ?

- Ne diyorsunuz Kadir Bey, şairim. Sizler gelmeden önce senin hemşehrin “Yaş Otuz Beş’in şairi Cahit Sıtkı Tarancı, Ümit Yaşar Oğuzcan, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Kırşehirli Neşet Ertaş, İzmirli şair İbrahim Zeki Burdurlu, Malatyalı şair İbrahim Minnetoğlu, Ahmet Kabaklı, Çetin Altan, Söke'eden Ekrem Karakaş, İlhan Selçuk ünlü bayrak şairimiz Arif Nihat Asya ve yine Diyarbakırlı şair Ahmet Arif ile hep birlikte, bir şiir şöleninde idik.. Burada sağ, sol, şu, bu yok… Hepimiz kardeş gibiyiz. Az kala unutuyordum, onlardan önce Talat Halman, kadın şairlerimizden Gülten Akın, Güzide Taranoğlu ve eşi Ordu eski Milletvekillerinden Dr. Bilal Taranoğlu, Mehmet Aydın, Yaşar Faruk İnal, Ahmet Tufan Şentürk, Halim Yağcıoğlu, Aydın Mücadele gazetesi sahibi dostum Mustafa Çezik ve Halil Soyuer’de yanımıza geldiler. Zaman zaman bunlarla görüşüyoruz. Hiç bir derdimiz, sıkıntımız yoktur” dediler… Rahmetli M. Kemal Yılmaz’ın morali bir hayli yerinde idi… Bana bir daha sordular, peki şairim, Türkiye’de ne var, ne yok?

- M. Kemal Ağabeyim şimdilik cevap veremeyeceğim. Lütfen bağışlayınız. Her şey bildiğin gibidir. Yanınıza gelince bunları anlatırım” dedim.. Ve aramızda ki perde kapandı…

- Ben M. Kemal Ağbiyle söyleşirken yeğeni İnan Yılmaz bahçenin içinde bulunan asmalardan bize biraz üzüm toplayıp getirdiler.“Hoca, bu üzümler rahmetli dayım Mustafa Kemal Yılmaz’ın babası Hakkı Çavuş’un ektiği ve yarım asır önce bizlere emanet ettiği asmalardan kopardım ve sizlere ikram ettim” dedi… Biz de Hakkın Çavuş’un ruhlara Fatihalar okuyarak ve rahmetle anarak üzümlerden yedik.

Bu konuşmalardan M. Kemal Yılmaz’ın yaptırdığı Hayrat Çeşmesinden bir hortum bağlı idi. Hortumu elime aldım ve bütün mezarları baştan başa yıkadım, çiçeklerini bol bol suladım, İlnan da ayrık otlarını topluyordu. Çevreyi tertemiz yaptıktan sonra M. Kemal Yılmaz’dan izin alarak vedalaştık… Daha sonra Umurlu’da Mustafa Kemal Yılmaz Parkına geldik. Parkta M. K.Yılmaz’ın bir büstü vardı. Büstün ön tarafına “SÖZ UÇAR, YAZI KALIR “ diye yazılı idi… Burada Umurlu Eski Belediye Başkanlarından Ziya Posacı ile görüştük ve çaylarını içtik. Biraz sohbet ettikten sonra Umurlu’ dan ayrıldık.

Böyle bir kez M. Kemal Yılmaz rahmetle ve saygıyla anmış olduk. Mekânı cennet olsun diyoruz… İnan Beyle vedalaşırken Denizli’den gelen kara tren homurdana homurdana (16,40 ) yavaş yavaş geliyordu.

Abdülkadir GÜLER

15 Ekim 2016- SÖKE

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..