Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Onlarla Göz Göze Geldim, Bırakamazdım.

Onlarla Göz Göze Geldim, Bırakamazdım.
 

Zamanın Robin Hood’u, Gökçer Korkmaz.


Japon düşünür Masumi Toyotome der ki ”Dünyada sevilmek istemeyen canlı yok gibidir” ve sevgi 3 türlü düşünce şekliyle oluşur. 1-Çıkara dayalı eğer türü sevgi (Bencil sevgi), 2-Egoya dayalı çünkü türü sevgi, 3-Rağmen, karşılıksız sevgi: Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında hiçbir şey beklenmeyen sevgi. Bu sevgide insan bir şey olduğu için değil her şeye rağmen sever, sevilir.

Anne çocuk, hayvan sevgisi rağmen, karşılıksız sevgi örnekleridir. Hayvan sevgisi dediğimiz şey birçoğumuzun içinde var. Kimimiz onlara sadece üzülüyor, sokaktan aldığımız bir hayvanı evde besleyerek psikolojik olarak tatmin oluyoruz. Kimimiz derneklere, birilerine hayvanlar için yardımlar gönderiyoruz. Ve bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azımız ise çaresiz hayvanlara hayatını adıyor. Geçenlerde twitterda rast geldiğim bir paylaşımla kendisinden haberdar oldum İnternette yaptığım sörfle videolarını izledim. Çaresiz hayvanlara öylesine saf ve öylesine güçlü bir sevgiyle adamış ki kendisini. Bende inanılmaz bir hayranlık ve şaşkınlık hissi uyandırdı. Çünkü tüm bu çabaları dönem dönem yapmayan, her gününü buna adayan gencecik bir çocuk. Söylemlerinden heyecanından anlaşılıyor ki ömrünün sonuna kadar mücadelesine devam edecek. Ne garip değil mi milyonlarımızın hiç acımadan kesip yediği hayvanlara o ömrünü adıyor. yanından geçerken dönüp bakmadığımız sokak hayvanları için uykusuz kalıyor, amansız bir mücadele veriyor.

Çoğumuza göre hayvanlar aptal varlıklar. onlar bizim gibi düşünemezler, hissedemezler, O durumun böyle olmadığını fark eden çok az insandan birisi. Onların da üzüldüğünü, kırıldığını hatta küstüğünü, ağladığını, yalnız hissettiklerini, delicesine sevebildiklerini, bağlanabildiklerini, mutluluktan uçabildiklerini çok iyi biliyor. Hayvanların dilinin ancak yürekle, sevgi ile anlaşılabildiğini fark etmiş. Bir hayvanın gözlerine bakarsanız orada her şeyi görürsünüz, sokakta yürürken yanınızdan geçen hayvanı belki de son görüşünüz olabilir, o hayvan bu kış soğuktan donarak veya günlerce aç, susuz kalarak ölebilir. Çöplerden yediği sağlıksız maddelerden dolayı hastalanıp büyük acılar çekerek can verebilir. Tüm bunları keşke hepimiz görebilsek, biraz olsun anlasak onları. Bazen, masum hayvanların acı çekerek ölüşünü, istismar edilen çocukların varlığını, kadınların doğanın yaşadığı şiddetin yok olması adına durmalı bu dünya diye düşünüyorum. Yeryüzünde onun gibi melekler çok az sayıda var.

Kırklareli’de yaşayan hayatını sokak hayvanlarına adamış, gencecik, yakışıklı bir genç. okul hayatını Antalya’da Turizm okurken 3. Sınıfta bırakmış, kötü koşullarda yaşamaya çalışan sosyal medyada topladığı yardımları karşılıksız ihtiyaç sahipleri hayvanlara ulaştırırken yüreğini hayatını ortaya koyan bir insan oğlu örneği. Normal bir hayat yaşamayı seçse, parasını kazanabilecek, çok kadını da elde edebilecek nitelikte biri. Hiç şüphem yok ki kendisi gerçek bir melek.

O, çocuklarımızı merhametli yetiştirelim diyor. dünya hepimizi için var, beraber mutlulukla yaşayabiliriz diyor, hem de sesi titreyerek merhametten gözleri dolarak söylüyor bunu.

Yüreğinin güzelliği yüzüne yansımış gerçekten, hasret kaldığımız insanlardan biri o. Bu hayata nasıl başladığını anlattığı videosunu, videoyla birlikte içindeki saf iyiliği, saf hayvan sevgisini çok net görebilirsiniz. Tüm bunları anlatırken ki heyecanı, o heyecanla cümleleri toparlamaya çalışması içtenliğini yansıtıyor. Dünyada ki herkes tüm canlara bu kadar değer verse, dünya cennet olurdu. Bu adam sevgi ve merhametten oluşmuş sanki böyle birinin varlığına bile inanmak zor.

İngiltere ormanlarının derinliklerinde arkadaşlarıyla birlikte zenginlerden alıp fakirlere veren Robin Hood karakteri sadece bir masaldan ibaret olsa da bu masalın o naif ruhu Kırklareli’de hala yaşıyor. Ancak bu sefer olur olmadık yerlere saplanan oklar da yok. Sevgisini, varlığını, kendisini hayvanlara adamış Modern Zamanın Robin Hood’u,  Victor Hugo’nun  “Vicdan, insanın içindeki Tanrı’dır.” Sözünü doğrulayan bir insan oğlu Gökçer Korkmaz. İnternette Ozan Kıyafet isimli bir genç ona şöyle dua ediyordu; “Allah benim ömrümden alsın sana versin.” Videolarını izlediğimde ondaki doğal, saf, temiz, arı erdemli, sevgi dolu insanı gördüm.

TRT’nin çekim yaptığı programda Gökçer Korkmaz’ın içeriği ansiklopediler dolduracak nitelikteki “onlarla göz göze geldim, onları bir daha bırakamazdım” sözünden sonra duygu seline kapılarak ağladım. Bir röportajında ise en hüzünlü anım, çöplükten motorumla ayrılırken peşimden koştukları zaman oluyor. Acaba “Bir daha gelmeyecek mi?” diye düşünüyorlar. Giderken aynı hüzünle, geldiğimde aynı sevinçle karşılıyorlar, diyordu.

Gökçer Korkmaz, gerçek bir hayvan sever… Onun hayatı; vicdanı, erdemi, merhameti ve sevgiyi anlatan dev bir baş yapıt aslında. Yüzlerce köpek, bir göz oda, uçsuz bucaksız bir kalp…

Aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!

Nizamettin Biber

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..