Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '15

 
Kategori
Eğitim
 

Osmanlı Dönemi'nde eğitim sisteminde yenileşme - 7(B): Avrupa tarzı eğitim kurumlarına yönelme

Osmanlı Dönemi'nde eğitim sisteminde yenileşme - 7(B): Avrupa tarzı eğitim kurumlarına yönelme
 

Mekteb-i Aşiret-i Humayunu(Aşiret mektebi): II. Abdülhamit tarafından açıldı...Farklı bir okul...


* TANZİMAT HAREKETİ, OSMANLI'DA  "UYGARLAŞMA VE CAĞDAŞLAŞMA" ZORUNLULUĞUNUN İLK RESMİ İLANI OLMUŞTUR...

* Birinci Meşrutiyet Dönemi ise, eğitim ve öğretimi daha sistemli bir hale getirilmiş ve kademelendirilmiştir.

TANZİMAT DÖNEMİ :

Batı unsurunun Osmanlı devlet ve toplum yaşamındaki etkinliği, önceki dönemlerden biraz farklı olmuştur...Başlangıçta, "Batıya öykünme", "Batılı gibi olma" özlemleri, bu dönemde Osmanlı devletini ayakta tutabilmenin bir çaresi olarak düşünülmüştür...

Bir başka deyişle, bloğumun başlığında da vurguladığım gibi, "Tanzimat hareketi,--Osmanlı'nın,cd-- uygarlaşma ve çağdaşlaşma zorunluluğunun ilk resmi ilanı ve ifadesi olmuştur.(1)

Tanzimat Fermanı'nda, tek bir sözcük olmamasına rağmen bu dönemde görülen yenilik ve gelişmelerin en önemlisi, şüphesiz eğitim ve öğretim alanında olmuştur(2). Eğitim alanında, Batı ile olan ilişkilerde daha bilinçli adımların atılması sağlanmıştır. Özellikle, Fransızlar, Türkiye'de açmış oldukları okullarla, Batı eğitim tarzının ülkeye sokulmasında etkili olmuşlardır(*). 1839'da, Rüştiye(ortaokul) Nazırlığı kurulmuş ve nazırlığın yürüttüğü  erkek ve kız rüştiyeleri açılmıştır.(3)

1847'de kurulan ayrı bir Maarif Nezareti, ulemanın ve onların beslediği dini bilgilerin dışında, öğretmenleri ve ders programlarıyla yeni okulların açılmasını sağlamış ve böylece modern eğitime geçişin yolunu hazırlamıştır.(4)

Daha sonraki yıllarda, eğitim alanında biraz daha ilerlenmiş ve rüştiye sayısında artışlar sağlanmıştır. 1868'de, Fransızların ısrarı ile Fransızca öğretim yapan Galatasaray Sultanisi(Lisesi) açılmıştır. 1870'de, Darülfünun(üniversite) açılmış; ama, bir öğretim görevlisinin bir derste, aslında söylemediği, "peygamberlik bir sanattır" sözünü yobaz medreseciler parmaklarına dolayınca, ertesi yıl kapattırılmıştır. Yine aynı yıl, kız okullarına öğretmen yetiştirmek üzere bir  "darülmuallimat  mektebi" açılmıştır. 1872 yılında, Müslüman yetimleri için Darüşşafaka Lisesi; 1875'de de, askeri rüştiyeler açılmıştır.(5)

Bütün bu gelişmeler rağmen, bu dönemde de, "Osmanlı'da hala skolastik düşünce ve  teokratik düzen" sürmekteydi denebilir. Önceki dönemlerde olduğu gibi, bu dönemde de, batı düşüncesine soğuk bakan medreseler, batı tarzı eğitime; daha doğrusu, batı tarzı sosyal yaşama karşı olan etkinliğini sürdürmüşlerdir.

BİRİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ :

Bu dönemde, eğitim ve öğretim kurumları, bir önceki döneme göre daha sistemli bir hale getirilmiş, eğitim ve öğretim kademelendirilmiştir.

Ayrıca, eğitim ve öğretim biraz daha tabana yayılmış ve ilk kez, merkezin dışında diğer  vilayetlerde de, Maarif Müdürlükleri ve Maarif Müfettişlikleri kurulmuştur. Yine ilk kez aşar vergisine bir de maarif vergisi ilave edilmiştir.(6)

Eğitim ve öğretim kurumları, Maarif Nezareti'ne bağlı beş ana kuruluştan(daireden) oluşuyordu:(7)

* İlköğretim Dairesi(Mekatibi İptidaiye Dairesi): Bu daireye bağlı iki ilköğretim mektebi vardı. Biri Sıbyan Mektebi diğeri İptidaiye Mektebi idi.

* Yüksek İlköğretim Dairesi(Mekatibi Rüştiye Dairesi) : Erkek Rüştiyesi ve Kız Rüştiyesi bu daireye bağlıydı.

* Ortaöğretim  Dairesi(Mekatibi İdadiye Dairesi) :Bu daireye, İdadiler ve Sultaniler ile kız-erkek öğretmen, kız-rkek sanat okulları, Şehzadegan ve Aşiret Mektebi gibi saray mekteplerini bünyesinde toplayan Orta Meslek İhtisas Okulları bağlıydı.

* Yüksek Meslek  İhtisas Okulları: Bunlar da, Mülkiye, Maliye, Hukuk, Ticaret, Mülkiye Mühendis ve Mülkiye Baytar okulları idi.

* Darülfünun(Üniversite) : İlahiyat Şubesi(Ulumu Diniye-i Aliye), Fen Şubesi(Ulumu Riyaziye), Edebiyat Şubesi, Tıp Mektebi, Hukuk Mektebi'nden oluşuyordu.

Bu dönemde de, eğitim ve öğretim kurumlarında bu denli meydana gelen çeşitlilik ve sayısal artışa rağmen her türlü yeniliğe karşı olan  Tekke ve Zaviyeler ile Medreselerin bu tavrı kırılamamıştır.

 

NOT : Bir sonraki bloğumda, İkinci Meşrutiyet Dönemi ile 1912 yılında, çıkarılan ve  daha sonraki Cumhuriyet Döneminde de, bazı değişikliklerle yürürlükte kalacak Tahsil-i İptidai Kanun-u Muvakat'ı hakkında açıklamalar yapacağım...

 

cdenizkent

29-Nisan-2015

 

-------------------------- :

(1) Niyazi Berkes, Teokrasi ve Laiklik, İstanbul: 1984, s.94

(2) Mümtaz Turhan, Kültür Değişmeleri, İstanbul: Marmara Üniversitesi Yayını, 1987, s.75

(*) Gerek bu dönemde ve  gerekse daha sonrası dönemlerde --Cumhuriyet Dönemi dahil-- devlet, bilim adamları ve aydınlarımızın, çoğunlukla yabancı dil olarak Fransızcayı kullanmalarının nedeni de budur.

(3) Hilmi Ziya Ülken, Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi, 2.b., İstanbul; 1979, s.47

(4) Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu, 3.b.,Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, 1988, s. 113

(5) Sina Akşin, Türkiye Tarihi-3, İstanbul;1988, s146

(6) Sait Paşa'nın Hatıraları, (3.cilt) Dersadet, 1328, s.393'ten Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt-VIII, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, 1988, s. 387

(7) Nafi Atul, Türkiye Maarif Tarihi(İkinci Kitap), İstanbul: 1932, ss. 7-23

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..