Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '17

 
Kategori
Eğitim
 

Osmanlı Eğitim Reformu: Ey (kimi) Akademisyenler Bu Kadar İftira ve Çamurla Nerede Yatacaksınız (6)

Osmanlı Eğitim Reformu: Ey (kimi) Akademisyenler Bu Kadar İftira ve Çamurla Nerede Yatacaksınız (6)
 

Bilmemek ölümcül değildir. Ölümcül olan bilmediğini bilmemektir.


Osmanlı devletinin reform sürecine baktığımızda bizi hayrete düşüren şey, eğitim ve meslek alanında kadınların sağladığı gelişmenin, Batı örneklerini ne kadar yakından izlediğidir. (*)

...

Osmanlı,  “halkı çağdışı bıraktı, kızlarımızı okutmadı…” diyen, (kimi kendine !) aydın / yazarlara hediyemizdir!

1863 yılında, İstanbul’daki İslam Cemaatine ait sıbyan (ilk) okulları ve öğrenci sayıları (1):

Okul Sayısı

Erkek Öğrenci

Kız Öğrenci

280

9.975

6.782

 

1895  Yılında, İstanbul’da bulunan, Müslümanların okuduğu ibtidai (ilkokul) ve öğrenci sayıları :

Okul Sayısı

Erkek Öğrenci

Kız Öğrenci

263

13.806

5.906

1895  Yılında, İstanbul dışındaki vilayetlerde bulunan, Müslümanların okuduğu ibtidai (ilkokul) ve öğrenci sayıları :

Okul Sayısı

Erkek Öğrenci

Kız Öğrenci

28.353

560.412

242,841

Not : Bu okulların 9.649 tanesi, II. Abdülhamid döneminde açılan okullardır.

...

Aşağıda çok açık ve hiçbir itiraza yer vermeyecek şekilde (rakamlarla) açıklanacağı üzere Osmanlı Eğitim Sistemi (reformu) geniş pencereden incelendiği zaman Osmanlının rekabetçi devletlerinden (Avrupalılardan) hiçte geri kalmadığı görülmektedir.

Bu ve gelecek bölümde (1789-1909, Yaklaşık 120 yıllık süreçte): III Selim (1789), II. Mahmut, I. Abdülmecid, Abdülaziz ve II. Abdülhamid (1909) dönemlerinde ve  özellikle Maarif reformları (özet olsada) aktarılmaya çalışılacaktır.

Çok açıkça görülecek olan: Nerede ise (Cumhuriyetin sahiplendiği) ne varsa Osmanlının mirasıdır.

Mirasıdır da, neden bir kuru teşekkür edemiyor, 7/24 Hakaret ediyoruz?

Evet, neden?

Başlamadan önceki bölümlerde verilen Osmanlı dönemi okul/öğrenci sayısı ile ilgili bir not verilmesi gerekmektedir:

“…. Çalışmamızın kapsamı, modernleşme sürecinde devletin yeni üstlendiği kamusal / yaygın / örgün eğitim işlevi ile bu amaçla kurduğu yeni eğitim kurumları olduğu için, geleneksel / dinsel eğitim kurumu olan medreselere hiç yer verilmemiştir. Oysa medreseler de ciddi bir öğrenci sayısına sahiptirler ve dolayısıyla okul, öğrenci ve öğretmen sayıları, genel toplamı değiştirebilecek niteliktedir.

Ancak 19.yüzyılın başından itibaren, bir dönem son derece önemli bir işlem görmüş olan medreseler gözden düşmeye, değişen toplumsal ihtiyaçlara yanıt veremez bir hale gelmeye başlamışlardır. Bu gözden düşüş Tanzimat döneminde (1839) hızlanmıştır. “Ulemâ” ve medrese, önce eğitim alanından, sonra (da) yönetim hizmetlerinden dışlanmıştır. Ardından II.Abdülhamit döneminde Hukuk Fakültesinin kurulmasıyla hukuk alanından, son olarak da yine II.Abdülhamit döneminde, Dârülfünûn (İstanbul Üniversitesi) içinde “Yüksek din bilimleri” bölümünün kurulmasıyla, resmî din alanından (da) sistem dışına itilmeye başlanmıştır. Medreseler, II.Meşrutiyet (1908) döneminden yeniden ihya edilmek (canlandırılmak) istenmiş ve değişen koşullara uygun bir hale getirilmeye çalışılmışsa da, 1924 yılında tamamen kapatılmışlardır. Bununla birlikte XIX. (19.) ve XX. (20.) yüzyılda, bir başka deyişle modernleşme sürecinde medreselerin geçirdiği sayısal evrimi bilmek önemlidir ve bir araştırma konusu olarak da değerini korumaktadır” (2)

**

“XIX. (19.) yüzyılda devlete yönelik sadâkatin sağlanmasında en etkili araç olan devlet denetimi altındaki ilkokulun zorunlu olması, eğitimle ilgili merkezi yönetim içinde bir birim [bakanlık veya daire] kurulması ve laikleşmeye başlaması, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Rusya, Avusturya [-Macaristan], Prusya ve Osmanlı İmparatorluğu’nda birbirine yakın senelerde ve birbiriyle etkileşim içinde olmuştur. Ancak eğitim sistemi ve düzeni konusundaki istikrar, bütün ülkelerde oldukça uzun yıllar sağlanamamıştır.

Osmanlı İmparatorluğu’nda eğitim işlerine bakacak bir “daire”nin, sonra da bakanlığın [nezaret] kurulması çağdaşlarına oranla geç değil, hatta bir çoğundan öncedir. Merkezi yönetim içinde eğitim ile ilgili bir dairenin kurulması düşüncesi 1838 yılından itibaren gündeme gelmiş; Bakanlık, “Maarif-i Umumiye Nezareti [Genel Eğitim Bakanlığı]” adı ile 1857 yılında kurulmuş; bir bütün olarak eğitimi düzenleyen “Maarif-i Umumiyet Nizamnamesi / Genel Eğitim Tüzüğü” ise 1869 yılında yayımlanmıştır.(X)

(X)Örneğin Fransa’da ilköğretim zorunluluğu 1793’te getirilmiş, (fakat) 1802’de ise vazgeçilmiştir. İlköğretim zorunluluğu asıl ve sürekli olarak 1881/1882’de Jules Ferry’nin Eğitim Bakanlığı sırasında getirilmiştir [Herbert Passin; “The Japan Educational System”, Education and Political Development [Ed: James S. Coleman) [Princeton University Press, 1965, s.272].

Almanya’da ilk öğretimin zorunlu hâle gelişi 1819’da, parasızlık ilkesi ise 1888 yılındadır.

İngiltere’de de ilköğretim zorunluluğu 1880, parasız oluşu da [eğitim ücretleri kaldırılarak] 1891’de getirilmiştir [Kaynak : Yahya Akyüz; Türk Eğitim Tarihi (Başlangıcından 1988’e) (Ankara A.Ü.Basımevi, 1989), Genişletilmiş 3.baskı, s.173 dn/1]

Gladstone’un önemli reformlarından biri olan ve İngiltere’de çağdaş eğitim sistemini kuran “Eğitim Yasası / Education Act” 1870 yılında çıkmıştır. Amaç, özellikle standart bir ilk eğitimin sağlanmasıdır. Yeni eğitim yasası ile eğitim ucuzlamakta ve dolayısıyla birçok kişi için olanaklı kılmaktadır. İngiltere’de okul yasaları ile ilgili en büyük güçlük dinsel dirençten kaynaklanmıştır. Protestan Hristiyanlar, devletin, İngiliz Kilise okullarını desteklemesine şiddetle karşı çıkmışlardır. Diğer bir deyişle bütün mezhepler, din öğretimi yapmadığı için yeni laik okullara karşı çıkmışlar ve kurulmaması için direnmişlerdir [Norman Rich; The Age of Nationalism and Reform, 1850-1890] (New York, W.W.Norton & Company Inc.,1970) s.113-114].

Osmanlı İmparatorluğu’nda eğitimin zorunlu oluşu konusundaki ilk ferman, II.Mahmut döneminde, 1824 yılında yayınlanmıştır, ancak uygulanamamıştır. Burada getirilen zorunlu eğitimin laik devlet okulları için değil, sıbyan okulları için olduğunu hatırlamak gerekir. Bu okullar ise vakıf ve medreselerin denetimindeki dini eğitim yapan okullardır. Bu uyarı için bkz. Niyazi Berkes; Türkiye’de Çağdaşlaşma (İstanbul; Doğu-Batı Yayınları, 1978) s.175].

Mısır modernleşmesinin mimarı olan Mehmet Ali Paşa, Ortadoğu’da eğitim modernleşmesi açısından da önemli adımlar atmıştır. İlk kez Fransa’ya öğrenci göndermiş, yeni bir çok yüksek okul kurmuş ve büyük kent ve kasabalarda ilkokullar açmıştır. Merkezi yönetim içinde de eğitim ile ilgili bir dairenin kurulması Fransa’da 1824 yılında “Kilise İşleri ve Kamusal Maarif Bakanlığı” adı ile olmuştur. Bu ismi ilk anda yadırgamamak gerekiyor. Zira Osmanlı İmparatorluğu’nda olduğu gibi, Fransa’da da eğitim öncelikle kilise ve cemaatlerin elinde olan bir hak ve işlevdi. Daha sonra eğitim işlerine bakan daire, bu bakanlıktan ayrılıp İçişleri Bakanlığı’na bağlanır. Oldukça uzun bir süre, mezhep işleri ile eğitim işleri aynı dairenin içinde görülür. Bağımsız bir kurum olarak Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın kurulması için 1.Dünya Savaşı sonrasını beklemek gerekecektir. İki büyük savaş arasında da nihayet Milli Eğitim Bakanlığı kurulmuştur.

İtalya ve Rusya’da eğitim ile ilgili bir bakanlık kurulması 1890’lı yıllarda gerçekleşmiştir. Ancak Rusya’da genel laik eğitim, Rus modernleşmesinin öncülerinden olan Büyük Peter [Petro] zamanında başlamıştır (Akdes Nimet Kurat; Rusya Tarihi Başlangıçtan 1917’ye Kadar (Ankara; T.T.K. Yayınları, 1993) s.268-269]. Avrupa’ya öğrenci gönderilmesi de aynı dönemdedir. Bizdeki rüşdiye (ortaokul) düzeyi [gimnaziya] okullarının açılması düşüncesi 1726 yılında gündeme gelmiş ancak üniversitenin kurulması 1750 sonrasında olmuştur [Hugh Seton-Watson; The Rssian Empire 1801-1917 (Oxford; Clarendon Press, 1967) s.35-36 ve kjdes Nimet Kurat; a.g.e., s.292-293].

Örneğin Amerika ve İngiltere’de merkeziyetçi bir siyasal yönetim olmadığından, merkezi yönetim içinde bir tür eğitim dairesi, eğitim ile ilgili işlere bakmakta, eğitim kuruları kendi kendilerini idare etmektedirler. Prusya’da da eğitim işleri ile kilise işleri aynı bakanlık tarafından üstlenilmiştir [Nevzad Ayas; Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitimi ve Kuruluşlar ve Tarihçeler (Ankara; Milli Eğitim Basımevi, 1948) s.78-79].

Avusturya’da ise 1850 yılında “Avusturya Eğitim Bakanlığı” adında bir bakanlık mevcuttu ve bakanlığın müsteşarı, Avusturya Ulusu Düşüncesi’ni işleyen bir tarih kitabı yazarı ve merkezi eğitimin ulusçu değerlerini aktarmasından yana olan bir kişidir. Josef Alexander Freihher von Helfert isimli bu müsteşar, 1854 yılında Viyana Üniversitesi’nde Avusturya Tarihi Araştırmaları Enstitüsü de kurmuş ve bu kolejler, üniversiteler aracılığı ile kısaca eğitim kurumu aracılığı ile bir ulus olarak Avusturya fikrini yayılmasına gayret etmiştir [William T. Bluhm; Building an Austrian Nation The Political Integration as a Western State (London; Yale University Press, 1973) s.15]. Bizde de aynı tarihlerde Encümen-i Daniş kurulmuştur.

Japonya’da Meiji Restorasyonu sırasında, 1872 yılında, evsensel ilkelere dayalı ve zorunlu temel eğitim düzeni yaratılmıştır [Herbert Passin; “The Japan Educational System”, Education and Political Development, s.272]. Bu süre içinde Japonya’da eğitim, devlet için, özellikle siyasal toplumsallaşma işlevi açısından önem kazanacaktır [Robert E. Ward; “Japan : Continuity of Modernization”, s.44).

Çin’de ilk modern devlet okulu, 1862 yılı gibi geç bir zamanda açıldığı gibi, eğitim [okul] sistemi 1902-3 yıllarında, Öğretim Bakanlığı ise 1906 yılında kurulmuştur [John Wilson Lewis; “Party Cadres in Communist China”, s.431].(3)

Teşekkür: Bu dizi ile ilgili makalelerin ve belgelerin; İngilizceden Türkçeye tercüme edilmesinin yanında orijinal belgelerin günümüz Türkçesine çevrilmesine değerli katkılarından dolayı Evladım Yılmaz Tamer Argüç’e teşekkür ediyorum.

 

Devam edecek

-III Selim’den, II. Abdülhamit dönemi sonuna kadar yaklaşık 120 yılda süreçte, Osmanlıda yapılan Maarif (yenilik) reformları

www.canmehmet.com

Resim: Tarafımızdan hazırlanmıştır.

(*)Yanlış Cumhuriyet, Sevan Nişanyan

(1)Kaynak: 1863 Devlet SÂLNÂMESİ (Def’a 18 Salname 1280 – Haz. Ahmet İlhami).

(Takvimhane-i Amire, 1280’den derlenmiştir).

(2) Kaynak : Tarihi İstatistikler Dizisi, Cilt 6. Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Modernleşme Sürecinde Eğitim İstatistikleri (1839-1924) (Sy.XVIII)

T.C: Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü. Hazırlayan : Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ö. Alkan

(3)Kaynak: Tarihi İstatistikler Dizisi, Cilt 6. “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Modernleşme Sürecinde Eğitim İstatistikleri (1839-1924)” (Sy.1)

T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü. Hazırlayan : Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ö. Alkan

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..