Özgür Suriye ordusu dağılıyor mu? Şam Emevi Camiinde Cuma namazı hayal mi oldu?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Suriye sevdaları hüsranla bitmek üzere…

Sayın Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın Suriye’den çektiğini bir kendileri, birde Allah biliyor!

Oysa Suriye sorunu başladığında ne hayaller kurmuşlardı.

Sayın Başbakan Şam Emevi Camiinde Cuma namazı kılarken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’da ‘Yeni Osmanlı İmparatorluğunun’ Hariciye Nazırı olarak tüm dünyaya hava atacak, kendisini parmakla gösteren meslektaşları, ‘İşte Suriye Fatihi’ diyeceklerdi. Birleşmiş Milletler toplantılarında asla yalnız kalmayacaktı!

Ama olmadı, bizim dünya liderlerini, dünya gale almadı!

Dünyada yalnız kaldılar ve yalnızlığın acısını kendi halklarından çıkarmaya kalktılar.

Birisi yapılan doğalgaz zammını savunurken yine çam devirdi! AB’de doğalgaza zam yapıldığını savunurken, gerçeğin öyle olmadığı kısa sürede anlaşıldı. AB ülkelerinde doğalgaz fiyatları ucuzlamıştı.

Öbürü ise ‘Ulusçulukla’  hesaplaşmaya kalktı ve en yakın destekçilerine ters düştü!

Dışişleri Bakanı’nı hesaplaşmaya kalktığı ‘Ulusçuluk’ yedi bitirdi!

Gelelim Sayın Başbakan ve Dışişleri Bakanının uğradığı hüsrana:

 Hani bir zamanlar sınırlarımız içinde eğitip, yedirip içirip, konaklattığımız, bir söylediklerini iki etmediğimiz, en güzide silahlarla donattığımız, istedikleri silahları ambulanslarla taşıdığımız Özgür Suriye Ordusu adlı silahlı gruba mensup bazı komutanlar, pişmanlıklarını belirterek örgütten ayrıldıklarını açıkladılar. 

İşte bu durum bizim ‘Yeni Osmanlı’ hayalimizi suya düşürdü. 

Şimdi Suriye’yi kiminle çökerteceğiz?

Sınır illerinde ağırladığımız ve sayıları seksen bini geçen Suriyeli mülteciler bizim ne işimize yarar? Onlar sadece yiyip, içip, yatıyorlar.

Kala kala geriye El Kaide militanları ve paralı askerler kaldı. Onların da hayatı tatlı olduğu için Suriye’ye geçmeye korkuyorlar.

Arabi Press’in haberine göre Özgür Suriye Ordusu adlı silahlı gruba mensup bazı komutanlar, Suriye içindeki muhaliflerin Şam’daki Damarez Oteli’ndeki toplantısına katılarak Özgür Suriye Ordusu’nda bulunmaktan duydukları pişmanlığı dile getirerek silahlarını bıraktıklarını açıklamışlar.

Toplantıya katılan Binbaşı Halid bin Abdurrahman ez-Zalem, “Ben, Özgür Suriye Ordusu’na bağlı Askeri Konsey’in güney bölgesinden sorumlu başkan yardımcısıyım. Suriye’deki askeri ve sivil şehitlerin ailelerine dönüyorum; sizlerin ve tüm dostlarımın önünde şunu ilan ediyorum ki görev yaptığım ordudan ayrıldıktan ve silahlı gruplara katıldıktan sonra Filistinli kardeşlerimize yardım için kullanmamız gereken silahların Suriye’deki kardeşlerimize çevrilmesinin çözüm yolu olmadığını anladık” demiş.

Ve eklemiş; “Suriye halkının içine düştüğü sorun ve musibetleri düşünerek gittiğimiz yoldan geri dönmeye ve Ulusal Uzlaşma Bakanlığı ile işbirliği yapmaya karar verdik” diyen Binbaşı Halid bin Abdurrahman Suriye Ordusu komutanlarına bu sebeple teslim olduklarını söylemiş.

Özgür Suriye Ordusu içersinde büyük bir grubun komutanlığını yapmakta olan Yasir el-Abd adlı komutan da Halep’in kuzey bölgesinden olduğunu ve yönettiği silahlı grubun herkes tarafından tanındığını belirttikten sonra silahını bıraktığını söylemiş.

Yasir el-Abd, “Ben herkesten Allah’ın kendisine verdiği aklı biraz olsun kullanmasını ve düşünmesini istiyorum. Devrimler ifade özgürlüğüne, insani onura diğer insanların inançlarına saygı gösterir. Ben vicdan sahibi muhaliflere, rejimin taraftarlarına ve tarafsız olanlara sesleniyorum. Suriye, bizim evimiz ve namusumuzdur. Düşmanlar bizim evimizi ve ülkemizi yakmak istiyorlar. Dinimizi, halkımızı ve ülkemizi hedef alıyorlar. Bu sebeple gönüllü olarak silahımı bırakıyorum” dedi.

YDH'nın haberine göre, tüm dostlarına Suriye Ulusal Uzlaşma Bakanlığı'nın silah bırakma ve siyasi müzakerelere katılma çağrısına uymaya davet eden Yasir el-Abd, güvenlik ve huzurun ülkeye yeniden gelmesi için çalışacağını belirterek toplantıya da bu sebeple katıldığını açıklamış.

Gitti,  gitti… Bizim ‘Yeni Osmanlı’ hayali birkaç Suriyeli muhalifin ihanetine uğradı.

Oysa ne güzel hayallerimiz vardı. Şam Emevi Camiinde Cuma Namazı kılacak ve ‘Yeni Osmanlı’yı ilan edecektik.