Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '15

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Panik atak bir hastalık değildir.

Panik atak bir hastalık değildir.
 

Çağımızın zorlu yaşam koşullarında çoğumuz sorunlar yaşıyoruz. Yaşam kaygılarının yarattığı aşırı stres, gelecek endişesi, bilinmezlik, yalnızlık, karmaşa kişilerde aniden birtakım fiziksel sonuçlar ortaya çıkarıyor.

Bu durumda otomatik sinir sistemi devreye girerek savaş ya da kaç talimatıyla alarm veriyor. Böbreküstü bezleri stres hormonları, adrenalin ve noradrenalin, salgılamaya başlıyor. Böylece kalp çarpıntısı, terleme, nefeste daralma, bulantı, göğüste sıkışma hissi, baş dönmesi… ile tanımlanan panik atak durumu ortaya çıkıyor.

Kişi, bu anda çoğunlukla kalp krizi geçirdiğini zanneder. Oysa aşırı bir korku ya da rahatsızlık anını yaşamaktadır. Korkunun şiddeti ile yaşanan durum arasında genelde bağlantı yoktur.

Panik atak bir hastalık değildir. Çünkü kişi hastalık belirtisi olarak gördüğü nedenlerle doktora başvurduğunda evine kalp ilaçlarıyla gönderilmez. Aksine yapılan tüm tetkikler kişinin fiziksel olarak ne kadar da sağlıklı olduğunu ortaya koyar. Bunun yerine psikiyatrik ilaçlar önerilir.

İlaçlar kişileri rahatlatsa bile ilaç bırakıldığında çoğunlukla semptomların geri geldiği görülmektedir. Çünkü soruna neden olan bilinçaltı nedenler olduğu gibi durmaktadır.

Çevremiz yıllardır ilaç kullandığı halde hala evde tek başına kalamayan, herhangi bir araca binip uzun yol gidemeyen, ilaç aldığı halde her an öleceğini sanan insanlarla dolu.

Eğer panik atak yaşayan bir kişiyseniz ve bu durumdan tamamen kurtulmak istiyorsanız önce sizde sorun yaratan nedenlerin yol açtığı duyguları anlamalısınız. Kızgın, öfkeli, üzgün, mutsuz ya da haksızlığa uğramış hissediyor olabilirsiniz. Bastırdığınız her duyguyu bilinçaltı bir tehdit olarak algılar ve benzer her durumda aynı hissi daha fazla üretmeye devam eder. Bu da daha fazla atak yaşanmasına yol açar.

Gerçekten çözüm üretebilmek, biriktirilen olumsuz duyguların boşaltılmasıyla mümkündür. Bilinçaltı anıları ve inançları "bilinçli aklın mantığı" ile değiştirmek mümkün olmadığından bilinçaltının dilini kullanmak gerekir. Kişi bu noktada profesyonel bir destek almalıdır.

www.banuimer.com

 
Toplam blog
: 53
: 288
Kayıt tarihi
: 23.08.14
 
 

Sevgili blog okuyucularım, Size burada sunduğum çeşitli bakış açıları, sadece ileri sürmekle kalm..