Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '17

 
Kategori
Güncel
 

Referandumla CHP’nin halka bakışı, siyaset anlayışı değişecek, milleti ile kucaklaşacaktır (4)

Referandumla CHP’nin halka bakışı, siyaset anlayışı değişecek, milleti ile kucaklaşacaktır (4)
 

Bilgi, sahibi için eşek yükü misalidir.. Eğer, ondan yeni bir bilgi üretemiyorsa.


Cumhuriyet kurulurken örnek alınan Fransız Devrimcilerinin, “Sakın yapmayınız!” dediklerini, CHP kadrosu inadına yaparak; Devleti, vatandaşın kabusu haline getirmiş, halkı devletine küstürmüş olabilir mi?

15 Yıl CHP döneminin Ankara Valiliğini yapan Nevzat Tandoğan, Dönemin devlet anlayışını şu sözlerle özetler:

“Ulan öküz Anadolulu sana mı kaldı?

Tek Parti dönemindeki Ankara Valisi Nevzat Tandoğan, sert ve otoriter bir yöneticiydi. Atıyla ve elinde kırbacıyla Ankara sokaklarında adam dövdüğü bile konuşulurdu…Türkçülük günü olarak kutlanan 3 Mayıs günü milliyetçi gençler Ankara adliyesine gelirken ve mahkeme çıkışı gösteriler yapmışlar ve başbakanlığa kadar yürümüşlerdi.

Bu gösterilerin başrolündeki isimlerden biri de Osman Yüksel Serdengeçti’ydi. Serdengeçti polis tarafından yakalanmış ve Ankara’nın valisi ünlü Nevzat Tandoğan’ın huzuruna çıkartılmıştı.Vali Tandoğan’ın eylemci Serdengeçti’ye söylediği söz Türk siyasi yaşamının unutulmazları arasına girmişti.

“Ulan öküz Anadolulu! Sana mı kaldı Türkçülük? Bu memlekete komünizm de lazımsa biz getiririz Türkçülük lazımsa da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var:

-Birincisi çiftçilik yapmak, ikincisi çağırdık mı askere gelmek!”  (1)

Tek parti hükümeti (CHP) döneminde üzerinde yeni, güzel elbiseleri olmayan vatandaşların Ankara’nın ana caddelerine sokulmadıklarını duymuş muydunuz?

Şimdi mi duydunuz?

Ve  “amma da uydurmuş!” dediniz, inanmadınız değil mi?

-“Bugün git, yarın gel!”ifadesi de mi size yabancı gelmektedir?

Bakalım, Fransız devrimciler ne demiş, onları örnek alan CHP’liler ne yapmışlar?

 “Fransız İnkılabı gerek oluşum sebepleri gerekse sonuçları ile tüm dünyayı etkilemiştir. Bugünkü modern dünyanın şekillenmesinde etkili olan inkılap, meydana geldiği dönemde özellikle milliyetçilik ve çağdaşlaşma kurumları ile kendisini göstermiştir. Milliyetçilik fikri imparatorlukları derinden sarsmış ve ulus devletlerini oluşturmuştur. Osmanlı Devlet adamları başlangıçta bu inkılabın yıkıcı etkisini görememişlerdir. Fransız İnkılabı fikirlerinden esinlenerek; fakat temel unsurlar üzerinde durmadan devleti içinde bulunduğu bunalımdan kurtaracaklarını düşünmüşlerdir. Ancak İnkılabın milliyetçi tesirleri, tüm alınan önlemlere rağmen İmparatorluğu dağıtmıştır…”(2)

...

(Fransız Devrim anlayışı) İnkılap, CHP anlayışında üç noktada etkili olmuştur:

-“Laiklik, Milliyetçilik ve Cumhuriyetçilik”

Bu ilkeleri, Fransa ve Türkiye’deki uygulamaları ile karşılaştırarak sorgulayalım.

-Laiklik:

Fransız (felsefe) Prof. Olivier Roy bize ülkesinde ve bizdeki uygulamayı aktarıyor:

“…Fransız hukuku içtihatla beslenerek dinlere ilişkin yasaları düzenlemiştir ve laikliğin tanımı bu mevzuatın bütünündedir. Laiklik, dinselin konumunu düzenleyen bütün yasalarda ortak bir ilke biçiminde oluşur.

Dinselin konumu, Fransız kamusal alanında Kilise-Devlet ayrılığı ilkesiyle başlar.

Hukuka göre, laiklik ne bir düşünce biçimi, ne bir felsefe, hatta ne de bir ilkedir; geçerliliğini yasa koyucunun iradesinden alan yasalar bütünüdür..”

Yani, laikliğin gerçekliği, doğrudan siyasal niteliklidir.

Yazar Roy devam etmektedir:

-“..Türkiye’de Mustafa Kemal Atatürk’ün görüşü de bu yöndeydi. Onun laikliği aşırı militan, hatta açıkça din karşıtıydı. Ülkesinde İslam’ın ağırlığından söz edilse bile, bazı kısıtlamalara uğramıştı.

Nitekim, Atatürk Kilise-Devlet ayrımı gibi bir yola başvurmamış, dinin devlet tarafından denetim altına alınmasını öngörmüştü..” (3)

-Milliyetçilik

İngiliz Tarih felsefecisi (*) Arnold Toynbee’nin 1948’de yazdığı ve dilimize “Medeniyet Yargılanıyor” ismiyle çevrilen kitabından:

– “Gerçekte, milliyetçilik Müslümanların içine düştükleri bir oyun; Müslümanların büyük bir çoğunluğu için milliyetçiliğin kaçınılmaz sonucu, Batı dünyasının proleter kalabalığı içinde erimek olacaktır.”

Sahi ya!

Anadolulun yiğit evlatları, Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika’da  “Batı dünyasının proleter kalabalığı içinde erimek olacaktır.” İfadesinde olduğu gibi fabrilarda işçi kardeşlerinin yanında yerini almış mıdır?

Bu noktada “Milliyetçilik” anlayışının üzerinden örtüyü biraz kaldıralım. Ancak, kaldırmadan evvel, Amerika Birleşik Devleri (ABD) ile ‘Avrupa Birliği’nin. “Millliyetçilik” ile olan ilgi-ilgisizliğine bir bakalım.

Parlaklığı kaybolmaya başlasa da ABD, “Süper Güç”tür.

ABD, onlarca etnik ve dini anlayışa sahip topluluklardan meydana gelir. (Aynen geçmişte Osmanlı İmparatorluğu’nda olduğu gibi.)

...

ABD’nin Sloganları bilir misiniz? Bunlar:

-“Tanrı'ya Güveniriz”  İle,

-Birlikten Kuvvet Doğar” mesajıdır.

Amerikan Rüyası ve Amerika

"...Amerika Kıtası'nın 1492'de Avrupalılar tarafından keşfinden sonra İspanyollar, Portekizliler, Fransızlar ve İngilizler, buradaki yerli halkların aleyhine toprak sahibi oldular…

Amerika Kıtası, insanlar için yeni olanaklar ve yeni bir hayat sağladı. Daha sonra, bu koloni sistemi sömürgecilik politikasına dönüştü. İngiliz kolonileri, Birleşik Krallık'a endüstri konusunda hizmet ediyordu. İngilizler kolonilerden vergi alıyordu…

1756-1763 yılları arasında İngiltere'nin Avusturya, Fransa ve Rusya ittifakıyla yaptığı savaşlar (Yedi Yıl Savaşları), İngiliz maliyesi üzerinde ciddi bir yük oluşturmuştu. İngiltere'nin mali yükünü gidermek amacıyla yeni vergiler koyması, Amerika'da kolonilerin tepkisiyle karşılaştı…

Çay ihracatına gelen yüksek ek vergiyle koloniler, 18. yüzyıl ortalarından beri hazır oldukları bağımsızlık mücadelesini hayata geçirdiler. Savaşın başlarında George Washington, Thomas Jefferson tarafından kaleme alınan ve özgürlük isteklerini dile getiren Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'ni yayınladı (4 Temmuz 1776).

Altı yıl süren savaş sonunda, George Washington komutasındaki koloni güçleri tarafından yenilgiye uğratılan İngiltere geri çekilmiş ve…Bağımsızlıklarını ilan eden koloniler, içişlerinde serbest eyaletlerden oluşan Amerika Birleşik Devletleri'ni kurdular (1787). 1789'da Anayasanın tamamlanıp onaylanmasıyla yeni bir ulus ve Amerikan üst kimliği doğdu.

Amerika Birleşik Devletleri, ülkeyi anayasayla yöneten bir Başkanın seçimle iş başına geldiği ilk modern demokratik cumhuriyettir. Bu manada Fransız Devrimi'nin de öncüsü olmuştur..” (4)

Amerikalıları, "Amerika" yapan değerleri tekrar edersek, bunlar:

-“Tanrıya güvenmek" fikri ile, "Birlikten kuvvet doğar” mesajıdır.

(Lütfen, bunları bir tarafa not ediniz, Osmanlıdan kırk siyasi oyun ile koparılan Bulgaristan’ın İlk Başbakanı’nın da; İstanbul’da, 1863’de Amerikalı Misyoner Cyrus Hamlin tarafından açılan Robert Kolejinde özenle yetiştirildiğini de )

Amerikalılar kendileri için ne demektedir?

-Birlikten Kuvvet doğar!

-İş Paylaşılacak (ülkelere) Osmanlıya geldiğinde ne olmaktadır?

-“Milliyetçilik” veya; "Parçala böl ve yönet" tezgahı mı?

-“Millet ve Milliyetçilik Kavramları:

Çağımızda Fransızca “Nation” kelimesinin karşılığı olarak aynı kökten, aynı soydan gelme anlamında kullanılan millet, her şeyden önce ortak bağları olan insanlar topluluğudur…Yani toplumlar, sosyal gelişim basamakları içinde, aşiret teşkilatından milli teşkilatlanma seviyesine ulaşarak millet haline gelmişlerdir. Yüzyıllar süren bir tarihi akış ve sosyal kültürel bir pota içinde meydana gelen bu ürüne “Millet” adını veriyoruz. (5)

...

-Milliyetçilik

Bir sosyal politika prensibi veya fikir akımı olarak, millet gerçeğinden hareket eder ve milli menfaati temin gayesi ile bir ülkü etrafında toplanmayı ifade eder. Milliyetçilik ideal ve kader birliğinin yönlerini belirten bir prensiptir ve toplumu yüceltme amacını güder. Çağımızda Milliyetçilik insanı bir gruba ve bir topluma bağlayan en kuvvetli bağdır. (6)

Bu anlamda Milliyetçilik, kişiyi topluluğa bağlayan bağ olarak Milliyet duygusu şeklinde de ifade edilmektedir.

Her milletin Milliyetçilik anlayışı değişik ve farklıdır. Çünkü Milliyetçilik, hayatiyet ve gelişmesini her ülkenin özelliğine, her milletin kendine has karakterine göre geliştirecek bir nitelik taşımaktadır. Bu sebeple dünyada ne kadar Milliyetçilik akımı varsa o kadar da Milliyetçilik anlayışı vardır…Bununla beraber Milliyetçilik; “Kendilerini aynı milletin üyesi sayan kişilerin duydukları, bir arada, aynı sınırlar içerisinde, bağımsız bir hayat sürmek ve teşkil ettikleri toplumu yüceltmek isteğidir.” (7)

Yukarıdaki açıklamalardan sonra Amerika Birleşik Devletleri üyeleri, Etnik-Dini farklılıklaki gruplar:  

-“Biz Amerika Birleşik Devletleri’nde ayrılarak kendimize bağımsız bir devlet istiyoruz” diyor mu?

Veya;

-“Milliyetçilik” kavramı üzerinden Osmanlıyı parçalayan, Balkanları (Güney Avrupa’yı)  kan gölüne çeviren Avrupalı devletler bugün:

-“Avrupa Birliği” şemsiyesi altında, "bayrak, ekonomi, para birliği" altında toplanmaya mı çalışarak, kendilerini, Amerika, Rusya ve Çin’e karşı hangi seçeneklerle korumaya mı?

 

Devam edecek…

-“İnsanlar tarağın dişleri gibi eşittir.”  

-Mevlana: “Gel, gel, her kim olursan ol gel, müşrik, Mecusi olsan veya puta tapsan da gel! Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Tevbeni yüz defa bozmuş olsan da gel!” dediğinde kastettiği ne olmalıdır?

-Bir milletin diğer millete üstünlüğü yoktur.

-“Ey insanlar! Muhakkak ki Biz, sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Ve sizi milletler ve kabileler kıldık ki, birbirinizi (soyunuzu, babalarınızı) tanıyasınız. Muhakkak ki Allah’ın indinde en çok kerim olanınız (ikram olunanınız, en şerefli olanınız), (ırk ya da soy olarak değil) en çok takva sahibi olanınızdır. Muhakkak ki Allah, en iyi bilen ve haberdar olandır.” (8)

www.canmehmet.com

Resim: web ortamından alınmış, yazı tarafımızdan düzenlenmiştir.

(*) Tarih felsefesi, “tarihin kavramsal bir bakış açısıyla yorumlanması. Eleştirel tarih felsefesi ve kurgusal tarih felsefesi olarak iki başlık altında incelenir. Bunlardan ilki, akademik tarih dalını “kuram” özelinde incelemekte; tarihsel belgelerin doğası, nesnelliğin ne derece olası olduğu gibi konularla uğraşmaktadır. Kurgusal tarih felsefesi ise insanlık tarihi başta olmak üzere olayların önem derecesini konu almaktadır

(1)Bizim hep inanmamızı istediler, Gürkan Hacır, sahife, 200

(2)Yrd. Doç. Dr. BOLAT SALMAN BENGÜL (2005). Fransız İnkılabının Türk Modernleşme Sürecine Etkileri. Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi. https://akademik.ahievran.edu.tr/site/bengulbolat/5579

(3)İslam’a Karşı Laiklik, Fransız (felsefe) Prof. Olivier Roy

(4) Daha fazlası için bakınız: https://tr.wikipedia.org/wiki/Amerika_Birle%C5%9Fik_Devletleri

(5)ATATÜRK VE MİLLİYETÇİLİK, Prof. Dr. Yusuf SARINAY (Türk Askerî Tarih Komisyonu Genel Kurul Üyesi. ( Aşağıdaki alıntılar Sayın SARINAY’a aittir.)

(6) Atatürk ve Milliyetçilik,

(7)Haluk Ülman, Atatürk ve Milliyetçilik Anlayışı Üzerine Bir Deneme, SBF, Yüzüncü Yıl Armağanı, Ankara, 1959, s. 319.

(8) http://www.kurantefsiri.com/kuran/hucurat-suresi-ayet-13-kuran-tefsiri.aspx Hücrat Suresi-13 tefsiri

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..