Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '18

 
Kategori
Dünya
 

Rex Tillerson ile Bir ABD Mucizesi

Rex Tillerson ile Bir ABD Mucizesi
 

Hadi bizi şaşırtın


ABD Dışişleri BakanıTex TİLLERSON 15 Şubat 2018 Perşembe günü Türkiye’ye geldi. TİLLERSON sayın Cumhurbaşkanı ile yapmış olduğu görüşmenin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt ÇAVUŞOĞLU ile bir araya geldi. Ortak yapılan toplantının ardından ortak bir basın toplantısı ile kamuoyunun karşısına çıkıldı.

Dışişleri bakanı Mevlüt ÇAVUŞOĞLU ABD ile bir süredir inişli-çıkışlı ilişkiler yaşandığını. Bu ilişkileri artık bir hal yoluna koyulmasının gerektiğini. Ortaya konulan iradeyle ilişkilerin normal yoluna girdiğine (gireceğine) vurgu yapmıştır. İlişkilerdeki normalleşme arzularını dile getirmiştir. Gelinen aşamanın çok kırılganlaştığını ve kritik bir hal aldığını söylemiştir. FETÖ, (PKK) YPG konusundaki cari durumun hassaslığını izah etmiştir.

Heyetler arası görüşmelerin sürdürülmesi ve Mart ayında yine bu iki dışişleri bakanının bir araya gelerek konularla ilgili siyasi uyumun sağlanmasına karar verilmiştir.

Türkiye, her seferinde kendisini kandıran ve oyalayan taktiklerden yılmıştır. Bu sebeple artık topun taca çıkmasını arzu etmemektedir. Rex TİLLERSON, konuşmasında Türkiye ile Afganistan ve Bosna’da birlikte yaptıkları mücadeleden duydukları memnuniyete vurgu koymuştur. (Türk askeri fedakar, azimli, sebatlı, vakur, sabırlı, canının kıymetini bilmez, vatanının selameti için seve seve kendisini ateşe atan, cesur ve dayanıklı bir yapıya sahiptir. Kimse kimseyi babasının hatırına sevmez. ABD bizi çok sevdiğinden olsa gerek, darbe yaparak bize sevgisini gösteriyor.)

Türkiye’nin güvenlik endişelerini ciddiye aldıklarını söylemiştir.(ABD, Türkiye’nin güvenliğini çok önemsediği için PKK’dan bir terör örgütü daha türetip bunları silahlandırıp Türkiye’nin güneyine sınır muhafızı olarak atayacağını söylemiştir. Tabii biz bunu YPG bize saldıracak olarak yanlış algıladık ve de anladık.) Bunlar bizim aklımızla dalga geçiyorlar, bunlar bizle alay ediyorlar.

15 Temmuz olaylarında Türkiye’yi haklı buluyorlarmış. Yapan sizsiniz. Tüm bunları görmezden gelen Rex TİLLERSON bir de Türkiye’deki yargılamaların adaletli olması konusunda bize ders veriyor. Konsolosluklarında çalışan tutuklu Türk vatandaşlarının ’da salıverilmesini arzu ediyor. Bunlarda hakikaten yüz yokmuş. İnsan bunları ağzına almaya üşenir ve utanır. Hadi üşenmedin utanmadın söyledin bari yüzün biraz pembeleşsin, o da yok. Bizi haklı bulan devletler, ellerindeki hainleri bize teslim ederler. Bizde o zaman samimiyetlerinden emin oluruz ve ona göre ilişkilerimizi tanzim ederiz. Eeee bu saatten sonra yoğurt ancak böyle yenir.

Neyse, biz devam edelim. İki kutuplu dünyada SSCB tehdidine karşı bir ortak güç olarak doğan NATO, demir perde ülkesinin yerle yeksan olması sonucu görevini tamamlamış ve işlevini yitirmiştir. 1990’daki etkisine ve gücüne artık hiçbir zaman gelemeyecektir. Rusya eski gücüne ulaşsa bile NATO veya NATO benzeri bir uluslarasın örgüt geçmişteki gücünü bulamayacaktır.

Rex TİLLORSON’un NATO müttefikliğine bir vurgu var ama NATO’yu kendi başkanları tersyüz etmemiş miydiler? ABD NATO’yu eskimiş hükmü geçmiş bir kurum olarak nitelememiş mıydi? ABD’nin NATO ile fazla bir işi kalmamıştır ama gene de yeri geldikçe faydalanmaya çalışacaktır. Özelliklede Rusya’yı Avrupa coğrafyasında çevirmeye çalışırken ve Afganistan’da NATO’yu kullanmaktadır. Bunun haricinde, ortada NATO’mu kaldı. Bu saatten sonra NATO ancak müttefiklerine darbe yapar. Bir de oturulup çay içilip dünyanın hali konusunda sohbetler yapılır. Etütler değerlendirilir. Bildiğiniz uluslararası stratejik araştırma merkezi.

NATO, asli kuruluş gayesini gerçekleştirdi ve asli görevinden kaynaklanan işlevi ortadan kalktı. Ne NATO’su neyin ve kimin NATO’su? NATO, bundan sonra eski gücüne ve prestijine hiçbir zaman ulaşamayacaktır. Çünkü üyesi olduğu batılı devletler erimekte ve buharlaşmaktadır. Eriyip buharlaşa buharlaşa eski kültlerinin üzerine oturup kalacaklar. Bu kesin, böyle olacak.

Direttiler direttiler ama gene tıpış tıpış Türkiye’nin ayağına geldiler. Dua etsinler ki, biz başkalarına benzemiyoruz, hiç olmazsa layığınca bir karşılama ve uğurlama yapıyoruz. Arada da iyi bir diplomatik nezaketle muamele ediyoruz. Uzattıkları eli ısırmadan uygun bir lisanla ve kibarca nasipse olur diyoruz. Bu gezilerinde bu kibarlığı göstermeyip dakikalarca bir bardak su vermeden bunları bekletenler de olmuştur. Belki de bunlara böylesi bir muamele haktır ve gereklidir.

OHAL konusunda Fransa’ya bir çift laf söylemeyen sakın Türkiye’nin adını ağzına almasın. Bizim sokaklarımızda özel harekatçılar halkın arasında gezmiyor. Kimse OHAL dolayısıyla rahatsız edilmiyor. Vatandaşın OHAL’den rahatsız olacak herhangi bir durumu yok. OHAL malum olanlara OHAL. Ben OHAL’i 1990 larda yaşadım. Çok ta iyi bilirim. Bu o OHAL değil. Bu topyekun bir durum değil.

Türkiye ve ABD, Suriye'nin toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesinin sağlanmasının gerektiğini teyit eden açıklılarda bulundular.

Suriye içinde oldubittiler oluşturulmaması ve demografik değişimlere yönelik tüm girişimlere karşı durulmasına karar verdiler. Buna ABD uyacaksa o saat itibariyle Suriye’den çıkma kararına da imza atmış demektir. Aksi halde neden orada kalsın ki? ABD, Suriye’den gider mi? Gitmez. ABD, Suriye’de petrol transferinin kendi lehlerine devam etmesi, İsrail’in güvenlik ve de yayılma politikalarına destek vermek, katkıda bulunmak için bu bölgededir. ABD, Gelecek 100 yılın hesapları için bu coğrafyadadır. ABD bu alanı kaybederse, kendini de kaybeder.

 Hemen hemen tamamına yakını Arap olan Mümbiç’te YPG militanlarının ne işi olabilir? (Türkiye’yi sallamak ve gelecekte bir İsrail yayılmacılığı için YPG bir sınır bekçisi olabilir.) Onun için ABD bu sahada varlığını sürdürmek zorundadır. Kimse kimseyi kandırmasın. ABD burada uzun süre yerleşik düzelende olacak şekilde konumlanmıştır. Gitmez, gidemez.

Ez cümle; ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un Ziyareti samimi değildir, gerçekçi hiç değildir ve bu verdiği sözlerin bir kısmının sahada bir karşılığı pek yoktur. O zaman laf ola beri gele midir? Değildir. Nedir? Herkesin bas bas bağırdığı gibi oyalama taktikleri bezdirme ve yıldırma hamleleridir. Yersen. Bence atıkları taş bile değildir ki, yerini bulsun. Olsa olsa bir mercimek tanesidir. Bizim artık bunlara verecek bir güvenimiz kalmamıştır. İşte böyle gelirler, böylede de giderler. Dostlar muhabbette görsün.

Belki bir mucize olursa ki, beklenmemektedir. Bir önceki makalemde de yazdığım gibi önce bir seri testten geçirildikten sonra adım atacağız. Sağlaması yapılmayan bir icraatın peşinden gitmek gibi kuru bir niyetimiz yoktur. Birkaç parçalı siyaset yapan ABD yönetiminde bölünmüş bir yapı su üstüne çıkmıştır. Birinin olur dediğine diğerinin anında yok o öyle değil diyen bir devletten kimse aklıselim bir yol haritası beklemesin. Bir Amerikan mucizesi gerçekleştirirlerse biz de buna gerektiği gibi bir karşılık veririz. Olmaz ya, küçük bir ihtimal olursa. Hadi bakalım bizi utandırın.

 

 
Toplam blog
: 72
: 918
Kayıt tarihi
: 29.06.08
 
 

1971 İzmir doğumluyum. Strateji, Taktik Felsefe, İşletme, Liderlik, Kalite Güvence Sistemleri, El..