Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '13

     
    Kategori
    Gündelik Yaşam
     

    Russell Brand’in Devrim Çağrısı ve Sosyal Eşitlik Rüyası

    Russell Brand’in Devrim Çağrısı ve Sosyal Eşitlik Rüyası
     

    "Messiah Complex, World Tour 2013" kapsamında bu ay İstanbul'a da uğrayacak olan ünlü komedyen Russell Brand, geçen hafta, Jeremy Paxman ile BBC'de yayınlanan söyleşisinde, dünya üzerindeki problemlere dikkat çekip bunun çözümü olarak, "büyük varlık dağılımı ve kurumların yoğun vergilendirilmelerine dayalı sosyal eşitlikçi bir sistem" arzuladığını belirtmişti. Bu söyleşiden sonra sosyal paylaşım sitelerinde bu video hızla yayılırken, bir yandan da Russell Brand'in iyi niyeti ve bir mülti milyoner olarak "kar" kelimesinin kendisine pisliği çağrıştırması ve bu konular üzerinde konuşmaya ne derece yatkın olduğu tartışılmaya başlanmıştır. Daha da önemlisi, BBC'de yaynılanan bu şaşırtıcı çıkışını ve devrim çağrısını yapmadan bir hafta önce, yazı işleri müdür yardımcısı olarak çalışmaya başladığı "Fabian Cemiyeti" uzantılı "New Statesman" dergisi ile olan bağlantısı oldukça dikkat çekmektedir.
     
    Russell Brand, ilk bakışta dünya üzerindeki problemlerle ilgili oldukça hassas, mevcut politik sistemin sorunları gideremediğinden dolayı yeniliğe aç, devrim çağrısı yapan bir dünya vatandaşı resmi çizmektedir. Konuşma tarzı, heyecanı, yenilik arzusu, röpörtajı seyreden birçok hassas ve iyi niyetli insanın doğal olarak savunma duvarlarını indirmesine sebep olmaktadır. Dünya problemleri ile ilgili dikkat çektiği konuların bir kısmına da şahsen katılıyorum. Fakat daha derine indiğimizde bu hassas, tutkulu aktörün şuan içinde bulunduğu pozisyonu, bağlantılarını ve geçmişini araştırdığımızda ilginç bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Aşağıda yazdığım bu detayların üzerine, Russell Brand’in dünya sorunlarına çözüm olarak yaptığı devrim çağrısını ve bunun “büyük varlık dağılımı ve kurumların yoğun vergilendirilmelerine dayalı sosyal eşitlikçi bir sistem” ile çözülebileceğine olan inancını anlamak daha da kolaylaşmaktadır.
     
     

    İlk olarak belirtmeliyiz ki sosyalizm tabi ki de bir devrim olamaz. Sosyalizmin adil bir toplum ve mutlu insanlar yaratacağı iddiası çürüyeli çok oldu. Sosyalizm, elit olan yonetim sınıfına  gücü devreden yapılardan bir başkasıdır. Tabiki de o güç toplumun ürettiği tüm meyvaları toplar ve kendisinin üretmediği varlığın nereye dağıtılacağına kendi karar verir. Geçiş süreci başlı başına yapay bir kaostur. Rusya’da sovyet rejimi başlamadan önce çok sayıda insanın, çalışarak kazandıkları mal varlıklarını teslim etmeyi redetmelerinden dolayı öldürüldüklerini unutmayalım. 

    Fabian Cemiyeti 1884’te Londra’da kurulan ve demokratik sosyalizmin ilkelerini ilerletmeyi amaçlayan sosyalist bir cemiyettir. Logosunda kuzu giysisi giymiş kurtu görebilirsiniz.

    Brand’in röpörtajdan 1 hafta önce, yazı işleri müdür yardımcısı olarak çalışmaya başladığı “New Statesman” dergisi Londra’da haftalık yayınlanan politik bir dergidir. 1913 yılında yayınlanmaya başlanan derginin, sosyalist Fabian Cemiyeti’nin öncü üyeleri ile de bağlantıları vardır. Brand’in bu çıkışı ve sosyalist yaklaşımı ile bilinen dergideki kariyerinin başlangıcı ilginç bir rastlantı olmuş.

    Kapitalizm gayet eleştirilebilir, fakat bu eleştiriyi yaparken varılacak güzergahın seçiminin, yola çıkış noktasından daha da önemli olduğunu düşünüyorum. BBC’deki program sunucusu Paxman’in “tüm sistemi kim idare edecek?” sorusuna, benden herşeyi şimdi açıklamamı beklemeyin tarzında bir yaklaşımla cevap veriyor. Evet, kimseden herşeyi 2 dakika içerisine sığdırmasını bekleyemeyiz fakat devrim çağrısında bulunan bir insanın en mühim detayı atlaması yine rastlantı olabilir mi? Brand’in sözlerine dikkat edecek olursanız merkezi sistem (centralized system), büyük varlık dağılımı (massive distribution of wealth) diyor. Peki bu dağılımdan kim sorumlu olacak? En önemli detay burada atlanmıştır.

    Devrimler, bu dünyayı kontrol eden grubun (elitlerin) en çok başvurduğu kartlardan birisidir. Varlık el değişimi, güç konsolidasyonu ve periodik kaos.

    Sir Walter Scott, 1827’de Napolyon’un Hayatı başlıklı 9 bölümlü setin 2. bölümünde, Fransız devriminin illuminati (Adam Waishaupt) tarafından planlandığını ve Avrupanın meşhur sarrafı Rothschild’lar tarafından finanse edildiğini yazmaktadır...

     
    Toplam blog
    : 1
    : 212
    Kayıt tarihi
    : 05.11.13
     
     

    Soru soran ve ne pahasına olursa olsun soru sormaktan korkmayan biri... Bankacılık/Finans ala..