Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '15

 
Kategori
Dünya
 

Sadece insanca bir amaç!

Sadece insanca bir amaç!
 

Yaradılış.11.1:   
''Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırdı.''
Yaradılış.11.4:
''Kendimize bir kent kuralım'' dediler. '' Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne yayılmayız.''
Diyerek ortak bir karar aldığı yazar insanoğlunun TEVRAT'ta. Böylelikle hiçbir engel tanımayarak RAB'e ulaşmak için tüm kibri ile çalışarak gökyüzüne doğru bir kule yapmaya başlarlar. Anlaşarak ortak bir karar almak güzel olabilir fakat bu karar kibir ile alınmış ise, Allah sevmez!
 
Baktı ki insanoğlu yapacağından geri kalmayacak, bu duruma bir son vermek için önce insanların dillerini karıştırarak birbirlerini anlamalarını engelledi. Ve insanları yeryüzüne dağıttı. Bu kibir kulesinin yapıldığı şehrede BABİL (kargaşa) adı verildi. Ve insanoğlunun ayrılık hikayesi tüm gizemi ile Babil'in yıkılan kuleleri ile başlamış oldu!
Dil, din, mezhep, düşünce.........ayrılıkları!
 
İnsanlar ilk olarak topluluklara bölündü. Her topluluk ulaşabildiği toprak parçalarını yerleşim merkezi olarak belirleyerek kendi ülkelerini oluşturdular. Dünya önce ülke ülke ayrıldı. Sonra ülkeler içinde mezhep ve kültür ayrılıkları oluştu. En sonunda da bireyler arasında fikir ayrılıkları başladı. Ve böylelikle insanoğlu ayrılığın her çeşidi ile karşılaşıp yaşamaya başladı.
Hangi toplumda yaşarsanız yaşayın, içinde bulunduğunuz topluluğun kabul ettiği örf ve adetleri benimseyerek yaşayıp benimseyemeyenlerden ayrı kalıyorsanız OLUMLU AYRILIĞI seçenlerdensiniz ve toplum için de kabul görüp problemsiz bir hayat yaşarsınız. Fakat bu örf ve adetleri kabul etmeyip kendi kararlarınızı alarak yaşamayı göze alırsanız eğer, toplumun aldığı ortak kararı benimseyenlerden ayrışır ve OLUMSUZ AYRILIĞI seçmiş olanlardan olursunuz  ki bu da toplum tarafından eleştirilere maruz kalarak problemli bir hayat yaşayacağınız anlamına gelir. Siz toplum içerisindeki hangi ayrılığı tercih edenlerdensiniz?
OLUMLU ya da OLUMSUZ ayrılık?
 
Topluma uyum sağlayabilmek için olumlu ayrılığı tercih edenlerin yaşamları dışarıdan problemsiz gibi görülebilir fakat iç dünyalarında fırtınalar kopar ve ruhsal bunalımdan kurtulamazlar. Yapmak istedikleri (aslında gizlice yaptıkları) şeyleri ve yaşamak istedikleri hayatları başkalarının alenen yapıp yaşadıklarını gördüklerinde içlerinde bir ''Dedikodu Lobisi'' oluştururlar. ''yaşam Jürileri''olarak tek tek görüşler belirtilmeye başlanır. Gördük görmedik, duyduk duymadık, olan olmayan ne varsa gündem maddesi olarak sıralanır günahkar dillerinde. Bu durum, OLUMLU AYRILIK tercihi yapanların ruhsal bunalımlarından kurtulma yöntemi olarak açıklanabilir. Ve böylelikle dışarıda ben mükemmelim edası ile dolaşırlar ta ki evlerine dönüp gerçekten nasıl bir yaşam istedikleri gerçeği ile karşılaşıp içerlerin de kopan fırtınalarla başbaşa kaldıkları an'a kadar!
 
Olumsuz ayrılık tercihi yapanlar ise şartlar ne kadar kötü olursa olsun yinede topluma uyum sağlamak  için yaşamayı tercih etmezler. Önce kendi iç dünyasındaki uyumu dengelemeye çalışırlar. Toplum ister kabul etsin isterse etmesin kendi hayatlarına bakarlar. Genelde dedikodu lobilerinin ana gündem maddelerini oluşturdukları için dedikodu Lobileri bulunmamaktadır:) Dışarıda ben mükemmelim edası ile değil, İNSANIM ve YAŞIYORUM edası ile dolaşırlar! İç dünyaları dengeli fakat dış dünyadaki dengeyi kurmak için uğraş verirler.
 
Velhasıl her iki durumda da insanoğlunun derdi bitmez! Her ne şekilde yaşarsa yaşasın kendisini mutsuz edecek bir detay muhakkak bulur! 
Mutlu olmak istiyorsan kendine insanca bir AMAÇ seçmelisin.
''İnsan dünyaya sadece yemek,içmek,koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı! Daha büyük insanca bir sebep lazımdı.'' Der SABAHATTİN ALİ......
KİBİRDEN, GÜNAHTAN uzak SADECE İNSANCA BİR AMAÇ!
...................
 
Toplam blog
: 49
: 299
Kayıt tarihi
: 24.07.14
 
 

HAYATA DERKENAR! ..