Sağ ve sol siyasi arenada siyasi partilere antibiyotik tedavisi

Yazımını içeriğine girmeden önce,

Vatandaş olarak, yıllarca gözlemlediğim hususları sizlerle paylaşmak istedim.

Herhangi bir siyasi partinin mensubu olmaksızın, bunlardan birisine veya hepsine ziyarette bulundunuz mu..?

Bulunmadıysanız bulunmanızı öneririm. Böylece ne kadar objektif bir anlatım sergilediğime sizlerde tanık olacaksınız.

Bu yazının başlığı gereği gerçekten siyasi partilerimiz şiddetli bir soğuk algınlığı içerisinde mi, çözüm için tedavilerinde antibiyotik kullanmalı mı…?

Bakalım benim yıllardır yurttaş gözlüğü ile gözlemlediklerimin aynısını mı göreceksiniz…?

BENİM, “SAĞ CENAHTAKİ SİYASİ PARTİLER”DE GÖRDÜKLERİM;

1. Ziyaretine gittiğim tüm sağ cenahtaki partilerin kapılarında sıcak bir sevgi ve ilgi ile karşılandım.

2. Derhal parti teşkilatının bulunduğu idari yada konuk bölümüne davet edildim.

3. Beni partide karşılayanca, “yorulmuşsunuzdur, çay yada kahve alır mısınız..?” diye sorgulandım.

4. Başkanla yada Yönetim Kurulundan mevcut bir isim ile tanışmak isteğim, derhal çözümlenerek, tanıştırıldım hatta o mekanda ayrıca ısrarla yeniden çay kahve bile içtiklerim oldu.

5. Belgeler, broşürler, kalemler, maskotlar, çakmaklar, kitaplar, tüzükler talebim olmaksızın tarafıma, bir poşet içerisinde nezaketle sunuldu.

6. Sohbet esnasında, Türkiye’de söz sahibi bir sivil toplum örgütünün, “Tükorder” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı olduğum geçtiği taktirde, yurttaş olarak ilgilenilmemin beraberinde, bir sivil toplum örgütü temsilcisine davranılır nezaketlerde bulunularak, sohbetler daha da derin hallere büründü.

7. Bu sağ siyasi partilerden iktidarda olanları mevcut ise, “Hocam, bizlere her zaman görüş ve düşüncelerinizi iletirseniz, memnun oluruz..” benzeri ifadeler kullanıldı. Hatta görüş ve düşüncelerimizin derhal Genel Merkezlerine aktarılacağı bile açıklandı.

8. Bu siyasi partilerin yönetimde olan Belediyelerine Derneğimizce ihtiyaç duyulan bir destek hakkında zaman zaman yaptığımız ricalarımıza daima kalıcı ve kökten çözümler sağlandı. Bu uğurda verilen sözlerin ise tamamen tutulduğunu gördüm.

9. Daima sohbetlerin sonunda, vedalaşma süreçlerinde ise; “Hocam sizler gibi topluma mal olmuş, karşılıksız olarak insanlığımız için hizmete gönül vermiş, eğitimci ve sosyal yönü güçlü dostlara daima ihtiyacımız vardır” benzeri söylemlerle iltifatlarda bulunularak, o partiye mutlaka katılmamın gerektiği yönünde ikna çabaları sergilendi.

BENİM, “SOL CENAHTAKİ SİYASİ PARTİLER”DE GÖRDÜKLERİM;

1. Yukarıda dokuz maddede anımsayarak sıraladığım insana mutluluk ve zevk veren, siyasi ufkunu açan bir konukseverlik ile karşılaşmadım.

2. Bu siyasi partilerde üstelik, beni bir yurttaş olarak karşılayan kişi/ler, oldukça endişeli bakışlarını rahatlıkla dışa yansıtırken, candan bir konukseverlikle ise çok nadir karşılaştım.

3. Atatürkçü ve laik kişiliğim ve kimliğimden bahsederken, üstelik, “Dünyanın ve Türkiye’nin En Kapsamlı Atatürk Sitesi’nin, http://www.ataturksitesi.com/ Kurucusu ve Editörü olduğumu söylediğimde bile, pek önemli bir konukseverlik değişimi ile karşılaşmadım.

4. Parti teşkilatının yöneticilerinin çoğunu yerinde bulamadım yahut ta olmadıkları söylendi..

5. Sonraki tarihlerden birisinde, İl - ilçe Parti Başkanı ile yurttaş olarak görüşme taleplerime de gerçekleşen bir randevu takvimi ile şahit olamadım.

6. O anlarda, o sol siyasi partinin bulunduğu yerde bulunan, görevli yahut da hizmetlilerin endişe ve kuşkulu süzüşlerini hep fark ettim.

7. Yayın, broşür tüzük vb. taleplerimin ekserisi karşılanmadı. Genelde olmadığı, kalmadığı söylenildi.

8. Bir sivil toplum örgütünün önderi olarak tanındığım yada tanınmasam kendimi tanıttığım ahvallerde ise birazcık konukseverlik ilgisi ve yumuşama gördüğüm zaman zaman olmadı değil.

9. Bu siyasi partilerin yönetimde olan Belediyelerine Derneğimizce ihtiyaç duyulan bir destek hakkında zaman zaman yaptığımız ricalarımıza daima imkanların kısıtlı olduğu, yapmaya çalışalım dendiği ama mutlaka çözüm sağlayıcı bir sonucun ortaya çıkmadığına, hatta verilen sözlerin bile arkasında durulmadığına daima şahit oldum.

10. Daima ısrarlı takiplerim sonrasında belki randevularımı gerçek görüşmelere denk getirebildim. Bunlarında sağlanması, ya eski yıllara dayanan tanışıklıklarım yahut ta dostluk veya arkadaşlık etmenlerinin devrede olmasındandı.

SONUÇ OLARAK:

1. Sağdan bir siyasi partinin mensubu ve oy veren yurttaşı olmasam bile, şahsıma ve derneğime gösterilen ilgi ve alakalardan dolayı bu “SAĞ CENAH” ta ki, tüm parti teşkilatı çalışan ve görevlilerine, ayrıca, bu sistemi Türkiye yurttaşları için işlerlikte sağlayan, “SAĞ SİYASİ PARTİLERİN GENEL MERKEZ” lerine ve “GENEL BAŞKAN” larına teşekkürlerimi saygıyla iletiyorum.

2. Solda bir siyasi partinin kayıtlı bir mensubu olmamakla birlikte geçmişinde oy vermiş bir yurttaşı olarak, şahsım ve Türkiye yurttaşları, yanı sıra derneğimin ve düşüncelerimi onaylayan tüm sivil toplum örgütlerinin temsilcileri adına dile getirmeye çalıştığım hususların, “SOLDAKİ SİYASİ PARTİLERİN” sorunları ve sorumsuzlukları olduğunun bilinerek acilen bu yanlışlıklara son verilmesinin gerekli olduğundan yana olduğumu,

3. İşbu yazımızı okuyan tüm duyarlı yurttaşlarımızın da mensubu oldukları ya da oy verdikleri kendi partilerinde bu durumlara tanıklıkları olmakta ise, yahut da, işbu somut düşüncelerimizi onaylamakta iseler, bu makalemizi, tüm siyasi mecralara taşımalarını, partilerin genel merkez ve şubelerine bildirmelerinin çok ama çok yararlı olacağını,

4. İktidarların siyasi partilerin tekelinde olmayıp, iktidarla ödüllendirecek ve cezalandıracak tek yetkili yerin seçim sandıkları olduğunu,

5. Sandıkta, ödül ve cezayı verenlerin ise, bu ülkenin seçmeni olan, Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşları olduğunu anımsatmak gayesi ile inşallah yepyeni bakışlarla gelecekteki parlak ufuklarla aydın bir Türkiye’ye ulaşmaktan yana olduğumuzu arzediyorum.

Saygı ve sevgilerimle.

Öner SAMANLI

e-iletişim: onersamanli@ hotmail.com