Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Sağlıklı beslenmeye küçük alışkanlıkları değiştirerek başlamaya ne dersiniz??

Sağlıklı beslenmeye küçük alışkanlıkları değiştirerek başlamaya ne dersiniz??
 

Sağlıklı olmak her gün verdiğimiz küçük kararların bir sonucudur…

Eat Move Sleep kitabının yazarı Tom Rath, bize sağlıklı beslenmeye başlamak için bazıküçük hareketi anlatıyor!

Daha sağlıklı bir yaşam hayali kuruyorsak, işe beslenme düzenimizden başlamalıymışız. 

Tükettiğimiz besinler sağlığımızı etkileyen en önemli unsur olduğu için hayat tarzımızı değiştirmeye beslenme düzenimizden başlıyoruz.

Değişim denilince aklımıza büyük ve zorlayıcı kurallar gelir. Oysa yalnızca küçük adımlarla fark etmeden daha sağlıklı beslenebiliriz. 

İşte beslenme alışkanlığınızı daha sağlıklı bir seviyeye çıkarabilmek için yapabileceğiniz 8 şey!

Tom Rath, ilk olarak bizler için özel anlam ifade eden günleri belirlememizi öğütlüyor.

İnsanlar doğum günü gibi özel günlerde kutlama yemekleri tüketiyor. Özellikle pasta, böyle özel günlerin olmazsa olmazı! Beslenmesine dikkat etmeye çalışan kişiler böyle özel günlerde "Ama bugün doğum günü, bir kereden bir şey olmaz." sözlerini şekerli ve karbonhidratlı gıdalar tüketebilmek için bahane olarak kullanıyor.

Her günün birinin doğum günü olduğunu ve özel günlerin hiç bitmeyeceğini unutmamak gerekiyor. İstediğimiz karbonhidratlı ve şekerli gıdaları tüketmek için bize gerçekten anlam ifade eden günleri belirleyip, bu tarihlerin dışında beslenmemizi aksatmamak gerekiyormuş.

Birçok kişi her gün şekerli içeceklerden bir tane mutlaka tüketiyor.

Günde tüketilen 1 ya da 2 şekerli içecek bile, 2. tip diyabet hastalığı ve bazı kanser tiplerine yakalanma riskini yükseltmeye yetecek güce sahip.

Tatlandırıcılı içecekler çözüm sağlamıyor. Bazı araştırmalar, yapay tatlandırıcı içeren içeceklerin tat alma organlarını uyararak daha fazla şekerli gıdalar tüketme isteği yarattığını ortaya koyuyor.

Bazı kişiler kafeinden uzak durmaya çalışsa da yeni yapılan araştırmalara göre kahve tüketimi daha uzun bir hayat yaşamamıza, depresyon riskini azaltmaya ve ilerleyen yaşlarda hafızayı güçlendirmeye yardımcı oluyor.

Dışarıda arkadaşlarımızla kalabalık bir masada otururken verilen ilk siparişin kararımızı etkilediğini unutmamamız gerekiyor.

Bir restoranda verilen ilk sipariş masada oturan diğer kişilerin de siparişlerini yönlendiriyor. Bu psikolojik tuzağı atlatmak için gittiğimiz restoranda ilk siparişi biz verirsek, kimsenin etkisi altında kalmadan sağlıklı bir seçim yaparız.

Ayrıca ilginç bir bulgu da ne kadar kalabalık bir masada yemeğe oturursak o kadar çok yemek yediğimizi gösteriyor. Bize yemekte eşlik eden 1 kişi bile tükettiğimiz yiyecek miktarını %35 arttırıyor.

Kendiniz tüketmediğimiz halde evimize gelen misafirler ve arkadaşlarımız için bisküvi, cips gibi sağlıksız atıştırmalıkları evimizde bulundurmak arada bir kaçamak yapmamıza neden olur. 

Kendimiz için iyi olmayan bir yiyeceği sevdiklerimize de yedirmemeliyiz. 

Bu alışkanlığımızı misafirlerimize de sağlıklı besinler ikram ederek değiştirebiliriz.

Tom Rath, marketlerde kullanılan ürün yerleştirme stratejisini evimizde de uygulayabileceğimizi ve bu şekilde sağlıksız gıdalardan uzak durabileceğimizi söylüyor.

Market rafları düzenlenirken, satılmak istenen ürünler müşterilerin göz hizasındaki orta seviyeli raflara yerleştiriliyor. Bunun sebebi ise insanların ilk gördükleri ürünü almaları. 

Evimizdeki mutfak dolaplarını da bu stratejiye göre düzenleyerek cips ve bisküvileri görüş hizamızdan uzak tutabiliriz.

Şekerleme ve krakerler yerine evimizde fıstık ve badem gibi faydalı kuruyemişler bulundurmak, bu ürünleri dolabımızın stratejik noktalarına yerleştirmek, alışkanlıkların değiştirilmesi açısından son derece etkili bir yöntem.

Evde yemek yediğimiz öğünlerde bir psikolojik tuzak daha bizi bekliyor. Herkese servis etmek için yemekleri büyük kâselere koymak ve masanın etrafında gezerek servis etmek masadaki kişilerde psikolojik bir baskı oluşturuyor. Bazı kişiler yalnızca yemeği servis edeni ve pişiren kişiyi gücendirmemek için yemek istemese bile tabağına almayı reddetmiyor.

Bu psikolojik baskının farkında olarak seçimlerimizi daha bilinçli bir şekilde yapabilir ya da yemeklerimizi açık büfe şeklinde düzenleyerek herkesin istediği yemeği tabağına kendisinin koymasını sağlayabiliriz.

Bilinçsiz bir şekilde yemek yerken, aslında yemek istediğimiz miktarın üzerinde yiyecek tükettiğimiz bir gerçek.

Harvard üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre, televizyon izlerken atıştıran kişiler saatte 167 ekstra kalori alıyor.

Bunu önlemek için yiyeceğimiz atıştırmalıkları satın aldığımız kaptan ya da poşetten yemek yerine bir kase ya da tabağa yiyeceğimiz kadarını koyarak tüketebiliriz.

Hızlı yemek yemenin size hiç bir faydası yok.

Sindirim sistemimizdeki hormonların beynimize ulaşabilmesi ve tok olduğumuzu hissedebilmemiz için 20 dakikaya ihtiyacımız var.

Eğer yemeğimizi hızla 10 dakikada yiyip bitiriyorsak, bu daha fazla yememize neden olabilir. Hızlı yemek yemek obezite, diyabet ve mide rahatsızlıklarının riskini arttırabilir.

Yemeklerimizi en az 20 dakikada bitirecek şekilde uzatmalıymışız.

Yukarıdaki önlemleri aşağı yukarı herkes bilir. Bilmesine bilir de, uygulamaya gelince hiç dikkat etmez.

Daha sağlıklı olmak için hemen harekete geçmenin vakti çoktan geldi de geçti…

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..