Saklanan gerçekler

Ne kadar esiriyiz bu hayatın. Tamamen başkaldırmak isterken tamamen dibe batmaktan mı korkuyoruz. Bir pencere olsa da her şeyi görsek diyenlerimiz vardır onlara sorsak görecekleriniz ne kadar ile sınırlıdır. Bazılarımız televizyon-telefon ve tuvalet çevresinde volta atarken kimiler hayatlarının peşinde bir kibrit yakıp dünyasını aydınlatmakta. Ne kadar hak veriyoruz bunlara. Kimimiz daha kolay yollara yönelirken kimilerimiz zordan başlayıp hayatlarını kolaya döndürme içinde. Peki, biz böyle yaparken bazı durumlardan feragat ettiğimizi hiç düşünmüyor muyuz? Herkes bu soru karşısında kendi yaşadıklarından pay biçerek cevap verir. Ama yanlış olduklarını düşünmeden bazı değerleri unutarak cevabına devam edecektir. Sadece kendimiz mi önemliyiz yoksa herkesi düşünerek mi yaşamalıyız. Kimileri kendi cevaplarını sanki çoktan hazırmış gibi verecektir. Acaba biraz daha mı düşünsek cevap verirken. Düşenin halinden düşen anlar hesabı yaparak konular üzerinde durursak normal bir hayatın ne kadar değişik olduğunu anlarız. Aslında göz ardı ettiğimiz o kadar çok şey var ki onları düşünmeye kalksak ne kadar az derdimiz olduğunu anlarız. Acaba bir düşünmeye mi başlasak zamanı gelmedi mi sizce artık hayata karşı teke tek oynamanın.  Ne güçlü  ne güçsüz tam ortada.