Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '14

 
Kategori
Teknoloji
 

Samsung Galaxy S5 satışları iyi gitmiyor, peki ama neden? (bölüm 2)

Samsung Galaxy S5 satışları iyi gitmiyor, peki ama neden? (bölüm 2)
 

Samsung Galaxy S5


Bir önceki yazımıda size Samsung'un akıllı telefon dünyasında yükselişinden, Android'le beraber büyümesinden, dünyanın en büyük akıllı telefon üreticisi haline gelmesinden bahsetmiştim genel olarak. Özel olarak ise "Galaxy" markasının Samsung'a kattıklarından ve gerek sergilediği donanım ve satış performansıyla, gerekse oluşturduğu marka algısıyla; firmanın adeta fişekleyicisi haline gelmesinden bahsettim. Son olarak Galaxy S4 ile başlayan, Galaxy S5 ile artık iyice kendini belli eden düşük satış ortalamalarından istatistiksel bilgi vererek ve karşılaştırmalar yaparak bahsettim. İstatistiksel bilgileri temin eden Counterpoint'in "Galaxy" marka algısının zedelendiği yorumunu da ekledim ve yazıyı bitirdim.

Bu yazımda ise Samsung Galaxy S5'in neden istenilen satış rakamlarına ulaşamadığını, insanlarda oluşturması beklenen heyecanı oluşturamadığını anlatmaya çalışacağım. Satış rakamlarına etki eden sebepleri Samsung'dan kaynaklanan ve Samsung dışında oluşan olmak üzere ikiye ayıracağım izninizle. Samsung'dan kaynaklanan nedenlerle başlayalım.

  1. Samsung, rakipleriyle arasındaki en önemli farkı oluşturan donanım noktasında, Galaxy S5 ile beraber gözle görülür bir fark oluşturamadı. Galaxy S2'de bariz bir şekilde hissedilen işlemci ve grafik biriminin günlük kullanımda oluşturduğu farkı Galaxy S5'te hissettiremedi bize. RAM miktarını bile arttırmadı ve 2GB seviyesinde tuttu. Üstelik Android'in RAM tüketmeye ne kadar bayıldığını bildiği halde.
  2. Samsung, günlük kullanımda neredeyse hiç bir işe yaramayan ve sadece göz boyamaya yarayan saçma sapan yazılımlarla insanları kendine çekmeye çalıştı. Bu hamlesiyle Galaxy S3'te başarıya ulaştı. Lakin sonrasında insanlar bu tarz reklam kokan hareketlere prim vermedi. Zaten cihaza koyduğu bu yazılımlar da pili hızlı tüketme dışında bir işe de yaramadı. Pili hızlı tüketmek faydalı bir şey mi tabi o da ayrı bir konu:)
  3. Güney Kore'li teknoloji devi tasarım noktasında asla bir fark yaratamadı. Hatta Galaxy S3 ve Galaxy S4'te kullandığı yuvarlatılmış köşeli cihazlar kimsede "premium" havası oluşturmadı. Her ne kadar Galaxy S5'te bu durumu toparlamaya kalkışsa da, genel hatlarıyla tasarımdan sınıfta kaldı.
  4. Faydalı yazılımlar noktasında, rakiplerini taklitten ötesini beceremedi. Apple'ın "Siri" ve "parmak izi okuyucusuna" aynen cihazlarında farklı isimlerle yer verdi ama farklılaşma yoluna gidemedi. Gerçi Galaxy S5'te kalp ritmi ölçer tazı bir yazılıma yer verdi lakin ne kadar işlevsel olduğu da tartışılır.
  5. Samsung, plastik dış yüzeye adeta aşık oldu ve asla metal ya da alüminyum kullanımına gitmedi. Her yeni amiral gemi cihazında, gerek teknoloji basını ve gerekse tüketicilerden gelen plastikten vazgeç uyarılarına asla kulak asmadı. Üstelik, "milyonlarca satan bir tasarımdan neden vazgeçelim" tarzı bir açıklama yaparak, nasılsa alacaksınız neden daha fazla masraf edeyim ki demeye getirdi. Bilinçli tüketicileri kendine küstürdü.
  6. Firma, LTE bağlantı hızı olan ülkelerde farklı donanım (daha performanslı), 3G kullanan ülkelerde farklı donanım kullanarak cihazlarında ikilik yarattı. 3G'li pazarlarda kendi Exynos işlemcisini kullanması, LTE/4G'li pazarlarda ise Qualcomm işlemcileri kullanması tepkiyle karşılandı.
  7. Galaxy S2'de önem verdiği yazılım güncellemelerine gereken önemi vermemeye ve insanları uzun zamanlar güncelleme bekler hale getirmeye başladı. Her yeni Android sürümünü cihazlarında görmek isteyen Galaxy kullanıcıları adeta güncelleme kuyruğunda çürüdü.
  8. Samsung'un reklam ve pazarlamaya ARGE'den daha fazla önem vermesi de, şirketi bu noktada geriye attı.

 

Peki tüm suç Samsung'a mı ait? Elbette hayır. Samsung'un dışında oluşan şartlar da firmaya kan kaybettirdi. Peki neydi o şartlar?

  1. Steve Jobs'un ölümünden sonra düşüşe geçeceğine inanılan Apple'ın, tam aksine iPhone satışlarını her geçen yıl arttırması ve marka değerini koruması buna karşın Samsung'un "Galaxy" markasına gereken baba şefkatini ve ilgisini esirgemesi kötü günlerin habercisi oldu.
  2. Sony ve LG'nin "Xperia" ve "G" adlarıyla markalaşma çabaları ve bunun tüketici tarafında olumlu karşılık bulması Samsung'un satışlarını olumsuz etkiledi.
  3. Yine Sony, LG ve HTC'nin gerek donanım, gerek yazılım gerekse marka algısı noktasında Samsung'la aralarındaki farkı kapatmaları tüketicilerin Samsung dışında farklı alternatiflere yönelmelerini sağladı.
  4. HTC'nin "One" serisi ile ivme kazanması ve HTC One M8'in Samsung aleyhine oluşturduğu satış etkisi.
  5. Çinli telefon üreticilerinin oyuna dahil olması ve ucuz ama performanslı cihazlarıyla ortalığı kasıp kavurmaları. 
  6. Microsoft'a satılmasıyla işi bitti diye nitelenen Nokia'nın, Windows Phone tarafında, platformun hızından da faydalanarak, oldukça hızlı, performanslı ve ekonomik telefonlar üretmesi. Ayrıca, üst düzey cihazlarında da hem yazılımsal hem de donanımsal bazda elindeki tüm imkanları kullanması.

 

Samsung üstte saydığımız bunca olumsuzluğa rağmen hala akıllı telefon dünyasının lideri. Fakat biz bir önceki lider olan Nokia'nın düşüşünü de biliyoruz. Eğer Samsung aklını başına alır ve kendisinden beklenen yazılımsal, donanımsal ve tasarımsal farklılıklar noktasında kendisini geliştirirse tersten esen rüzgarı lehine çevirebilir. Şirketin mali olarak bunu yapabilecek gücü olduğunu biliyoruz. Peki ya mantalite?

 
Toplam blog
: 4
: 5303
Kayıt tarihi
: 04.06.14
 
 

1982 doğumluyum.Aslen Mersin'liyim. Ancak İstanbul'da ikamet etmekteyim. Evliyim ve bir de kızım ..