Şehirler ovalar ekilsin diye yamaçlara kuruluyor, ovalar ekilmiyor bayırlarda boşuna sürünüyoruz

Dedelerimizin, atalarımızın geçmişte ovaları ekeriz biçeriz diye şehirleri, kasabaları, köyleri dağ yamaçlarına kurmaları görünüşte mantıklı; e tabi yani kayalıkları tarla yapacak değiliz ya!

Lakin bugün ülkemizde farklı bir durum var. Şehirlerimiz ovalar ekilsin diye yamaçlara kuruldu ya, ovalar ekilmiyor bizler bayırlarda sürünüyoruz. Bugün bazı şehirlerimizde bayırlara tırmanan dik sokaklar, caddeler belediyelerin şehir imar planlarına uymuyor. Bu nedenle de buralarda fazla çalışma yapılamıyor. Zaten yapılsa da sel geliyor, yel geliyor iki günde bozuluyor.

50 yıllık hayatı şehirlerde geçmiş biri olarak bu zorlukları çokça yaşadım. Yağmur, kar, dik sokakları caddeleri yukarıdan aşağı sel ile doldurur, arabalar gidemez, insanlar yürüyemez… Hem memleketimin sini gibi ovaları varken bayırlarda, dik yamaçlarda, yokuşlarda, derelerde kendimizi paralayarak niye yürüyelim ki!

Atalarımız o günün şartlarına göre böyle düşünmüşler ama bu pek akılı insan davranışı değil. Ayrıca atalarımızın bu yöntemi seçmesinde muhakkak ki kendilerini güvene alma düşüncesi de rol oynamıştır.

Ama artık değişen günümüz koşullarında düşmandan saklanma şartları değişmiş, ayrıcana da ova falan diye tarlalar da mutlaka ekilmiyor. Bu durumda dağ yamaçlarında şehir kurmanın, bayır mahallelerde insanları süründürmenin gereği yok. Zaten ülkemizde oldukça geniş düz alan var. Ve engebeli alanlarımız da ovalarımız kadar verimli. İşte bu nedenledir ki Ağaç Hareketi Mega Kentler şehir sistemlerinde hatırlarsanız şehirleri sini gibi dümdüz ovalara yapacağız! Yazık yani ya! Ovaymış, ekilmiyor, dikilmiyor; ben niye Alibeyköy derelerinde sürüneyim!