Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '16

 
Kategori
TV Programları
 

Sevdiğim diziler : Kırgın çiçekler

Sevdiğim diziler : Kırgın çiçekler
 

Kırgın Çiçekler, Pazartesi saat : 20.00'de


Eskiden insanların eğlence hayatında sinema vardı; tiyatro vardı.. Eh .. insanoğlu da kolaylığa alışıyor. Şimdi akşamları dışarı çıkıp bir filme, bir oyuna gitmek insanların zoruna gidiyor. Kalabalık bir yandan; trafik bir yandan.. Onun için oturuyorlar dizi seyrediyorlar.
 
Otur oturduğun yerde; aç televizyonunu.. Herkesin sevdiği bir dizi vardır. Saati de bellidir. Açarsın , bakarsın.. Artık bir saat mi sürer , üç saat mi .. Onu Allah bilir. Çünkü diziler ağır aksak tempoları; dünya kadar “Reklam”ları ile bir süre sonra insanlara eziyet olup çıkıyor ama Allah bilir her dizinin de kendilerine göre hastaları var; vazgeçemeyenleri var. Dizi başladımı evde her şey durur ve evin kadınları mendillerini alırlar, tv’nin karşısına geçerler… Hikaye aşağı yukarı  her çoluk, çocuk olan evde böyledir.
 
Peki, dizi izlemeyen insanlar var mı? Bazı ilke sahibi kişilere göre onlar seyretmezler. Ne yaparlar? Kitap okurlar efendim. Herhalde doğrudur… Tümü de doğru mudur, onu da Allah bilir..!
 
Benim izlediğim dizilerden biri “Kırık Çiçekler”. Uzun bir süredir devam ediyor. Çoğu kez de reytingler  açısından Pazartesi günleri ( saat: 20.00)  başa güreşiyor. Şimdiye kadar aksatmadılar. Bir tatil için ara verdiler, yeni sezonda fayrap, devam…
 
Bir dizi çevirmek, çekmek ne kadar zormuş insan bu diziyi seyrederken anlıyor. Başlangıçta her şey çok özgündü. İyi bir senaryo bulmuşlar , ekip sağlam, yer İstanbul.. İstediğin kadar drama, istemediğin kadar  hastane sahneleri ve baş rollerde cıvıl cıvıl genç kızlar. Diziyi çekip götürdüler.
 
Ama bir süre sonra Senarist(ler) zorlandı; ekip zorlandı… Ana konudan ayrılıp, yeni numaralar, dramatik sahneler bulmak için eğilip büküldüler. 
 
Dizinin baş rollerinde söylediğimiz gibi beş tane taze, genç  bayan oyuncu rol alıyor: Bunlar:
 
1. Eylül (Biran Damla Yılmaz)
 
2.Songül : (Gökçe Yılmaz)
 
3.Kader : (Çağla Irmak)
 
4.Cemre : (Hazar Motan)  ve
 
5. Meral (Aleyna Solaker)
 
Diziden diziye, zamanla her birinin görece rolü ağır basmakla birlikte bir yetimhanede birlikte kalan bu ekibin önderliğini Songül yapıyor görünse bile; Eylül’ün rolü yan episodlar  yüzünden biraz daha ağır basıyor. Bu ekip içinde en uyumsuz tip ise (Meral) gibi gözüküyor..
 
Son zamanlarda ekibe ister istemez  yeni isimler girip çıkmasına karşın, hikaye giderek ağırlaşıyor ve anlamsızlaşıyor. Ama “her üç dakikada bir eylem oluşturacaksınız…” kuralı gereği senarist olmayacak hikayelere sapıyor ve bu da diziyi inanılmayacak hale getiriyor. Öyleki dramatik gerilimi artırmak için ekip belki de  beş-altı defa hastanede vakit geçirdi. Kazalar filan, gözyaşları…
 
Yukardaki oyuncuların dışında  Feride (İpek Karapınar) gençleri  yetimhanede koruyan iyi insan rolünde; öteki iyi insan ise, Feride’nin nişanlısı , beden eğitimi öğretmeni Toprak (Özgür Çevik)  karakteri ise  daha oturmuş bir rol çiziyor. Bunların dışında “Kötü Adam” Kemal (Cansu Fırıncı) bir açıya göre aşırı abartmalı bir rol çizmesine karşın, bana  göre “Grotesk”  bir rol paylaşımı sunuyor. Rolünü abartıyor, ama bu da kendisine yakışıyor. Bu abartmalı rol anlayışı Yönetmen’in (Serkan Birinci)  buluşu mu, yoksa Oyuncu’nun kendi yorumu mu, bilemiyorum. İnsan bir seyirci olarak yadırgıyor, ama niye olmasın, diyorsun..
 
Diğer yandan dizide bir çok  genç erkek oyuncu da var. Bunlar : Songül’ün sevgilisi rolünde Güney (Arif Diren) ,  Eylül’ün sevgilisi rolünde  Serkan (Mehmet Aykaç) ; Cenk (Yunus Emre Terzioğlu) vd. 
 
Dizide hep olumsuz rollerde görünen Nazan Hanım (Veda Yurtsever İpek) ve onun kızı Defne (Nil Keser) , anlayışsız yurt müdürü Neriman rolünde (Sacide Taşaner) ;  diğer yandan yurtta durmadan gençlere arka çıkan , onları koruyan  “yurt çalışanı”  Hediye rolünde (Zeynep Irgat) başarılı bir dizi ortaya koymak için ellerinden geleni yapıyorlar.
 
Kırgın Çiçekler, 29 Haziran 2015 tarihinden beri ATV'de yayınlanan bir dram, gençlik ve aile dizisi olarak takdim ediliyor. Dışardan, yetimhanede barınmaya çalışan lise düzeyinde gençlerin hayatla çekişmeleri , sorunları ele alınıyormuş gibi görünüyor, ama aslında dizi bir süre sonra polisiye diziye dönüştü ve dizideki her kişiyle ilgili  değişik episodlarla  dizinin bölümleri sürüyor.
 
Dizide dram çok  fazla da , dizinin bir aile dizisi olduğu ve gerçekten gençlik sorunlarıyla ilgilendiği kuşkulu. Ama ne var ki, konu piyasada bulunan bir sürü aşklı meşkli dizilerden  farklı olarak yeni bir set, yeni bir kast ve değişik bir ortam sunuyor. Bu bakımdan , diğer dizilerden daha çok öne çıkıyor ve dolayısıyla seyredeni de çok.
 
Ama ben Senaristleri , Gül Abus Semerci ve Yelda Eroğlu’nun yerinde olmak istemezdim. Çünkü ana konudan uzaklaşıldığı sürece, kimsenin dizinin nasıl biteceğine ilişkin bir önyargısı olamaz. Bölümler, episodlar birbiri ardı sıra pek de mantıki bir düzen olmadan uzayıp gidiyorlar.  
 
Final nasıl gelir, bu yetimhaneden bu çocuklar nasıl kurtulur..? Onu tahmin edebilmek herhalde senaristler için bile kolay değil. Allah yardım etsin.
 
İnanıyorum ki hayatı benzer güçlüklerle dolu gençler ve ağlamak isteyen gönüllüler bu diziyi her Pazartesi akşamı sabırsızlıkla bekliyorlar. Ben de kötü adam Kemal’in fırıldaklarını görmek için… Ee iyi insan olmak kolay da bizim memlekette kötü adam olmak o kadar da kolay değil. Halkımız “Kemal”i sokakta görse kimbilir nasıl davranır?
 
Sanırım seyirci bu diziyi çok sevdi. Onun için hikaye uzayıp gidiyor. Başarılı bir dizi mi ..? Bu pek söylenemez, ama ilginç olduğu, diğer dizilerden farklı olduğu için hala reytingleri topladığını söyleyebiliriz.  
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..