Sivilsinek

Toplum duyarlılığının ne derecede olduğunu öğrenmenin ve kontrol altında tutabilmenin kurumsallaşmış hali. Amaçlarına ne kadar itaatkarlar, tartışılır tabi ki. Toplum sorunlarını bireysel sorunlar olarak kabullenip toplumsal çerçevede inceleme yetisini kaç tanesi üzerinde taşıyor bilmiyorum. Emin olduğum bir şey varsa çok fazla sivil toplum dernekleri, kuruluşları, partileri ne denirse densin, çok fazla olduklarıdır. 

Bu ülke insanının bu kadar sivil toplum kuruluşuna ihtiyacı var mı acaba? 

Gerçekten toplumu bilinçlendirecek birimler bu kuruluşlar mı? 

Devlet tarafından ne kadar kontrolaltında tutuluyorlar? Yoksa devlet insanını kan emicilere mi emanet ediyor? 

Büyük çapta ki kuruluşların tv ekranlarında gördüğümüz kadarıyla yaptıkları kulağa hoş geliyor. Fakat biraz irdeledik mi kuruluşlarında ki amacın veya yönetim kurulundaki şahsı muhteremlerin çoğunun siyonizme hizmet ettiğini görüyoruz. İşin gerçek yüzü daha acı. Tek bir ilde tek bir isim altında dahi o kadar çoklar ki hepsi aynı faliyeti gösteriyor mu acaba diye merak ediyorum. 

Aralarında bulunduğum bir tanesinde yaşadıklarımı sizin paylaşmak isterim. 

Gayet güzel bir toplantı salonunda, saygıdeğer sınıfına girdiğini düşünen bir kaç insanla u şeklinde masanın etrafında toplandık. Dikkatimi ilk çeken sahnede asılı duran kurum bayrağını yanındaki Ulu Önder Atatürk resmiydi. Resmi gördükten sonra merak içinde düştüm. Toplantı konuşmalarında da adını sıkça duyunca Atatürkçü düşünceyi benimsemiş bir kuruluş olduğunu hissiyatına kapıldım. İşin gerçek boyutunu toplantı sonrası sıkıştırdığım başkanından öğrendim 

- Bir şey kafama takıldı sayın ... 

- Buyrun sizi dinliyorum 

- Atatürkçü düşündecen bahsedip durdunuz. Atatürkçü düşünce bu klübün neresinde ? 

- Şöyle biz Atatürkçüyüz. 

- Tamam da siz bu düşünce akımını nerde kullanıyorsunuz. 

Yüzüme öyle bir bakış attı ki; benim söyleyeceklerim bunlarla sınırlı daha fazlasını beklemeyin der gibi. Aynı bakış hızıyla yanımdan koşar adım uzaklaştı muhterem. İlk anda inanılmaz şaşırdım. Böyle bir tepki beklemiyordum. Anlaşıldı ki Atatürkçü düşünce aracılığıyla Türk gencine inançsızlık ve kültürel yozlaşımı kişisel gelişim adı altında empoze ediyorlar. Atatürkçü düşüncenin hangi ellerde gezdiğini görünce kendimi tutamadım. Son lafımı söyleyip ordan uzaklaştım. 

SİZ SİVİLSİNEKLERSİNİZ. ÇEKİN ZEHİRLİ ELLERİNİZİ ÜSTÜMÜZDEN..