Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '14

 
Kategori
Deneme
 

Şizofrenik bir aşk

Şizofrenik bir aşk
 

Paranoyak bir zamanın beşiğinde, şizofrenik bir aşktı benimkisi! Şimdi daha iyi anlıyorum, gel git duyguların nedenini! Cevapsız soruların suskunluğunu, ağlamaklı kelimelerimi, tutamadığım hecelerimi, hep yarım kalan şiirlerimi, sessizliğe bürünmüş kelimelerimi, sensiz aldığım her nefesi, her günü, her anı…

Öyle bir zamandayım ki bir anda yüz seksen derece dönen duyguların zifiri karanlığında boğuluyorum. Bir anda melankolik bir âşık, çaresiz bir adam oluveriyorum. Senin satırlarına uzak, kelimelerinden mahrum, yarım bir dünyanın içinde üç gramlık bir yaşama razı gelmek var ya öldürüyor beni! Ruhumu daraltıyor, kalbimi sıkıştırıyor, başımı döndürüyor, ellerimi titretiyor, olmadık hayaller gördürüyor! Bir anda mutluluğumun yerini elem, hüzün, keder sarıveriyor…

Sessizliğin, yokluğuma sebep! Suskunluğun, mezarıma gölge! Ah sen var ya sen, yaşama sebebimken, yaşama bir anda küsme nedenimsin… Gecelerimde, yalnızlık iki kolu boynumda bir sancı gibi yüreğimi sararken, bin bir siluet etrafımı sarıyor! Olmayan seslerin gölgesinde kalakalıyorum. Sesleri duymamak için etrafımı duvarlarla örüyorum, tuğlaların üstüne tuğlalar yerleştiriyorum yinede susmuyorlar. Sussunlar diye onlara şarkılar söylüyorum, şiirler okuyorum, hikâyeler anlatıyorum daha çok haykırıyorlar… Çıldırıyorum, duvarların üstüne biraz daha tuğla koyuyorum, duvarlar yükseliyor, sesler yükseliyor, duvarlar yükseliyor, sesler yükseliyor, duvarlar yükseliyor, sesler yükseliyor…

Bir anda gözlerimi senin mevsiminde açıyorum, hayalin perde perde karşımda! Sana koşuyorum, sana dokunmak istiyorum, yollarım hiç bitmiyor… Yollarım tükenmiyor, sen serabım olmuşsun, ulaşamadığım dünyam olmuşsun, çaresizliğim olmuşsun… Ellerin ellerime değecek gibi oluyor kimi zaman, ah diyorum, bir tutsam ellerinden, bir dokunsam şöyle sımsıcak, kurtarsa beni bu hezeyanlardan, kurtarsa beni bu çılgınlık girdabından, ah o ellerin yok mu? Bıçak gibi kesiliyor siluetin, karanlıklarda zehrin girdabında yapayalnız kalakalıyorum.

Yine sesler, yine çığlıklar, beynim yerinden çıkacak gibi, başımda milyonlarca kelime, tanrım bu sancı da ne böyle… Şizofrenik bir aşkın mevsimsiz kurak bir iklimine hapsoldum. Sensizliğin çaresizliklerinde kayboldum. Dünyam zindanlardan farksız artık, sen yoksun, hayalin yok! Ben yokum! Yerimde yabancı, hiç tanımadığım bir ben var. Elleri titrek gözleri alev saçan, seni seven beni yaralayan, kalbimi inciten bir ben var ve yine o sesler ve yine duvarlar… Duvarları yükseltmem lazım, onlara daha çok şiir okumam lazım, daha çok şarkı söylemem ve daha fazla hikâye anlatmam gerek… İncinmemeliler! İncindikleri zaman daha çok incitiyorlar, yüreğimi yırtıyorlar, bana kötü kelimeler, korkunç hikâyeler, cehennem şiirleri ve öldüren şarkılar söylüyorlar… Duvarları yükseltmem lazım, bir tuğla daha ve bir tuğla daha…

Şimdi sessizlik hükmünü sürdü, yine sen ve ben kaldık baş başa! Ben sende masum bir bakışa takılı kaldım, o gülkurusu gömlek miydi yüzündeki allara renk katan, yoksa benim şizofrenik hallerimiydi masum bakışlarının altındaki gizem? Utanıyordum, başım önde susuyordum… Gözyaşlarımı toprağın kollarına bırakırken bin bir acı doğuruyordum dünyanın tamda ortasına… Ağlıyordum, gülüyordum, biliyor musun gülüm seni şizofrenik bir aşk ile seviyordum!

Şimdi her şey bir kenara da,

Hazır sesler kesilmişken,

Çığlıklar atılmıyorken,

Hayalin karşımda,

Perde perde asılı iken,

Soğuk gecelerimde,

Sımsıcak bir çaya,

Ne dersin?

 
Toplam blog
: 39
: 1198
Kayıt tarihi
: 02.02.07
 
 

Ankara Üniversitesi DTCF'de Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilimdalını okudum. Uzun yılla..