Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '06

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Sofranın tadıdır salata

Sofranın tadıdır salata
 

Mevsim salata, çoban salatası, Gavurdağı salatası, yeşil salata, ton balıklı, tavuklu salata, rus salatası, patlıcan ya da patates salatası, börülce salatası, ahtapot salatası diyerek uzayıp gider salata macerası sofralarımızın. Salata, salatadır deyip geçmemek, her salataya da limon olmamak gerekir değil mi?

Salata kelimesi köken olarak İtalyanca bir kelime olup orijinali “sala’ta” şeklindedir ve aynı anlamda kullanılır. Son dönemlerde ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde artan obezite problemi ile paralel olarak yükselen bir trend olan diyet olgusu çerçevesinde salata, çok önemli bir yere gelmiştir. Fazla kilolarından kurtulmak için salatadan başka bir şey yemeyen onbinlerce insan var dünyada. Tabi bu ne kadar doğru ve sağlıklı bir beslenme tarzıdır, ayrı bir tartışma ve yazı konusu.

Salata yapmanın çok basit bir şey olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. “Yahu Allah’ın salatası işte, bunun da kuralı, kaidesi mi olur?” diyor iseniz, sözlerimize bir kulak verin ve deneyin bakalım tavsiyelerimizi, fark eden bir şey olacak mı sofralarınızın lezzet katsayılarında?

Her zaman olduğu gibi tarif ya da ölçü vermeyi kesinlikle düşünmüyor, teknikler üzerinde durmak istiyorum. Tariflerin, ölçülerin ve kullanılacak malzeme çeşitlerinin, her evin ya da restoranın mutfağında farklı bir damak tadının ürünü olacağına, yemek ve mutfak konularının, gastronominin bir zevk işi olduğuna ve zevklerin ve renklerin de tartışılamayacağına şeksiz şüphesiz inancımdan dolayı.

Öncelikle bilinmelidir ki; marul, roka, tere, taze soğan gibi yeşil yapraklılardan yapacağımız salatalarımızın iri; domates, salatalık, sivri biber, kuru soğan gibi malzemelerle yapacağımız salatalarımızın ise küçük doğranması esastır.

Salatalarımızda birçok ana ve yardımcı malzemeyi, sosu kullanmamız mümkündür. Ancak dikkat edilmesi gereken konu, kullandığımız hiçbir ögenin diğer bir malzemenin tadını aşırı derecede baskı altına almamasıdır.

Salatalarımızda kullanılacak malzemenin bol su ile yıkanması pek tabi ki sağlık açısından önceliğimiz olacaktır. Gastronomik yönden önceliğimiz ise bol su ile yıkanan malzemelerimizin iyice kurulanmadan kesinlikle doğrama, rendeleme gibi işlemlere alınmamasıdır. Salata tabağının dibinde biriken su, sadece ve sadece kullanılan malzemelerin kendi doğal suları olmalıdır. Salatalarınızın sulu kalmasıyla ortaya çıkabilecek diğer bir olumsuzluk da; şayet salatalarınızın üzerinde sos kullanıyor iseniz soslarınız suyla birlikte akıp gidecek ve bu işin de bir anlamı maalesef kalmayacaktır.

Nar ekşisi ile limonun, sirke ile limonun aynı anda kullanılması pek tavsiye edilmez ama yine de zevkinize kalmış pek tabi ki. Patlıcan, börülce, patates gibi haşlanmış malzemelerle yapılan salatalarınızı mümkünse en az yarım gün buzdolabında beklettikten sonra servis ediniz. Hem salatanız yeterli soğuk ısıya ulaşacak hem de zeytinyağı, sarımsak, limon gibi tatlandırıcılar ana salata malzemelerinize tam anlamıyla nüfuz edecektir.

Salatanın lezzetli olması için olmazsa olmaz kurallardan biri de kullandığınız malzemelerin, özellikle de çiğ malzemelerin son derece taze ve doğal olmasıdır. Günlerce dolapta beklemiş ve suyu kaçmış salatalıkla ya da güzelim kokulu tarla domatesi dururken sera domatesi ile yapacağınız salatanın, en doğru teknikleri kullansanız da çok güzel olmayacağı aşikardır.

Salatanızda kuru soğan kullanacak iseniz, soğanınızı doğradıktan sonra buzlu suyun içine koyup, beş dakika buzlukta bekletmenizde fayda var. Soğanın acılığı gidecek şeker gibi olacaktır. Hele bir de suyunu süzdürüp bol sumakla ovalarsanız işte o zaman bir harika olur.

Yeşil salataların üzerine doğrayacağınız haşlanmış yumurta dilimleri eşsiz lezzetler sunacaktır yiyenlere. Yine yeşil salatalarınıza; limon, sirke koyabileceğiniz gibi isterseniz bunlarla beraber isterseniz de limon-sirkenin dışında nar ekşisi ya da portakal suyu ilave edebilirsiniz.

Aşağı yukarı tüm salataların olmazsa olmaz, kutsal malzemesi zeytinyağıdır. Zeytinyağı konusunda ayrıca bir yazı kaleme alacağım, çünkü bir derya konu bu zeytinyağı meselesi. Kural bir, salatalarınızda sızma zeytinyağından başka yağ kullanmayınız. Bakınız, çiçek yağını falan geçtim, riviera ya da rafine zeytinyağları dahi bizim soframızda, salata tabağının yanında dahi duramaz, nokta. Zeytinyağı bir salatanın her şeyidir. Zeytinyağının o kendisine has kokusunu, buruk ve kekremsi tadını, yöresine göre içinde barındırdığı iyot, ağaç, toprak gibi tatları salatanızdan aldığınız her lokmada içinize çekemiyorsanız o salata sakat doğmuş demektir. Hatta kendiniz de aromatik zeytinyağları yapabilirsiniz, bu konuya da zeytinyağı yazımızda deyineceğiz.

Bu kadar zeytinyağından bahsetmişken bir önemli konuyu da vurgulamamız lazım ki o da şudur; salatanızın üzerine mayonez/ketçap içeren farklı soslar kullanmayı düşünüyor iseniz zeytinyağı kesinlikle kullanmayınız. Yukarda bahsettiğim türden soslarla zeytinyağı teknik olarak bir arada bulunmamalıdır.

Salata tabaklarınızı, haşlanmış mısır, haşlanmış yumurta dilimleri, kıtır ekmek parçacıkları, ufak peynir kırıntıları, minik turşu dilimleri, zeytin parçacıkları gibi tatlandırıcılarla ya da farklı sos alternatifleri ile renklendirebilir, hareketlendirebilirsiniz.

Doğru tekniklerle ve uygun malzemelerle, özenle hazırlanmış bir salata tabağı mükellef bir sofranın yıldızı olabilir, unutmayınız ve salata deyip geçmeyiniz.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..