Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '18

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Soğuk Bir İstanbul Gününün Düşündürdükleri

Soğuk Bir İstanbul Gününün Düşündürdükleri
 

Zorunlu olmadıkça İstanbul sokaklarına çıkıp serseri mayın gibi dolaşmayı sevmem. Çoğu insanın yaptığı gibi herhangi bir AVM'ye gidip günü kafeteryada geçirme alışkanlığım da yok.

Lakin bunu yapan insan sayısı hiç de azımsanmayacak kadar.

Soğuk ve ayaza aldırmadan caddelerde, meydanlarda banklara oturup kayıtsızca etrafı seyredenler, kendi aralarında sohbet edenler de az değil.

Şu günlerde soğuk kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı.
Soğuk ve ayaz, durmadan yağan yağmur dahi insanları bu alışkanlıklarından vazgeçiremiyor.

Oysa ki kitap okumak, gazete ve dergi okumak, bir şeyler  öğrenmek etrafı boş gözlerle seyretmekten daha faydalı değil mi?

Soğuk deyince aklıma geldi.
Bir kaç gün önce, günün her saatinde İstanbul'un en yoğun insan trafiğine sahne olan Ataköy metro istasyonu ve Metrobüs duraklarının kesiştiği üst geçitte sırtını duvara yaslamış bir çocuk dikkatimi çekti.

Sekiz on yaşlarında ya var ya yok.
Eli ve yüzü soğuk ve ayazda morarmış.
Ayakları çıplak, ne bir çorap ne bir ayakkabısı var.
Bir elinde yarısı yenmiş bir simit diğer elinde ufak bir karton kutu, dileniyor.
O yaşta, o acı, o sıkıntı, yaptığının belki de ne olduğunun farkında değil.

Çocuğun dilenmesine hangi ana baba razı olur?
...

Sokaklarda amaçsızca dolaşmak yerine sıcak evinde oturup eline aldığı bir kitabı, bir gazeteyi okumak şu kış gününde bence yapılması gereken en iyi davranış olacaktır.

Ha kimler için bu geçerlidir.
Elbette belli yaşa gelmiş, emekli olup köşesine çekilmiş insanlar için.
Yoksa çalışan, iş güç sahibi olanlar için değil.
Onlar da okumalı elbette.
İşlerinden fırsat buldukça ve en azından hafta sonlarında.
...

Lakin, çoğu insan kitap filan okumuyor.
Genç yaşlı.
Herkes elinde son model İphone sosyal medya ile yetinmeyi benimsemiş.
...

Kasım ayında İstanbul Beylikdüzü'nde  bulunan devasa fuar alanında "hayatı edebiyatla kuşatmak" teması ile TÜYAP 37. Uluslararası İstanbul Kitap fuarı yapıldı.

Bir önceki yıldan farkı yok.
Kısacası değişen bir şey yok.
Fuara giden üst geçitte insanlar zorlukla yürüyor.
O kadar kalabalık.
Kalabalığı görünce insan seviniyor.
Okuma tutkusu olanlar fuar alanına akın ediyor diye.
Lakin, kitap stantlarına gidildiğinde durumun hiç de öyle olmadığı görülüyor.
Fuar alanında bulunan kafeterya ve AVM'lerde  zaman geçiriyor çoğu.
...

İnternet sayesinde sınır tanımayan, her paylaşıma, doğru ya da yanlış, boş ve saygısızca yorum yapmayı marifet sayan ülkemiz insan profilinin ne denli değiştiğini görmek...

 

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..