Son kale Suriye ve şeytan pazarlıkları.

Biz bir şeyleri kaçırıyoruz sanki...

Angajman (girme, yapma) kuralları.

Ne dersek diyelim.

Sonuç “Rus uçağı düşürüldü.”

İşte tam burada şeytan pazarlıkları mı var? Sorusu aklımıza gelmeli aslında…

Öngörüm o ki  ikinci dünya savaşından sonra kurgulanmış ve sahneye konulmuş bir hesapla başlayan ve SSCB (Rusya)’nın dağılmasına yol açan Afganistan savaşı başlangıç fitilinin ateşlendiği olay oldu.

Neden sonuç ilişkilerine girmeden devam edeyim.

Sonra peş peşe Çeçenistan (İçkerya-Çeçenya), Ermenistan-Azerbaycan arasındaki Karabağ, Gürcistan, Ukrayna, Kırım meseleleri.

Balkanlardaki meseleler.

Kuzey Afrika da Tunus, Libya ve Ortadoğu'da Irak'da yaşanan meseleler.

Tüm bu gelişmeler nerede oldu? 

Ya dağılmış SSCB (Rusya)’in topraklarında ya da o rejimin ve bugün de devam eden stratejisinin içinde desteklediği yönetimlerin bulunduğu topraklarda.

Yani oklar hep Rusya'nın üzerinde.

Rusya karşı hamlelerinde kendi çıkarları yönünden kısmen başarılı olsa da kayıpları o başarıları götürüp gömdü.

Tüm bu gelişmeler hazinesinin harcamalar dengesini alt üst etti.

Üstüne birde kendisine uygulanan ambargolar sonrası ülkesindeki ekonomik bunalım halkının sosyal hayatında üst üste buhranlar yaşanmasına yol açıyor.

Çünkü bizde de olduğu gibi gelir dağılımı zenginle fakir arasında adaletsiz. Hatta daha da fazla uçurumlar var.

Şimdi Rusya rejimi için son kale denecek Suriye kaldı.

Bu sebepten Rusya rejimi devlet otoritesi kalmamış Suriye’ye askeri yığınak yapıyor.

Her ne pahasına olursa olsun orada kalması gerektiğine inanıyor ya da inandırılmış durumda.

Onun için; Türkiye'nin uyarıları hatta ABD ve NATO ikazları umurunda bile değil.

Vurduğunun İŞİD( DEAŞ), Arap, Türkmen veya Kürt muhalif gruplar olması da önemli değil.

Burada tarih önümüze çıkıyor yapraklarında ki kayıtta Osmanlı yıkılırken önce Rusya kullanılmıştı.

Şimdi de tersi mi uygulanıyor dedirtiyor o şeytan pazarlıkları.