Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '18

 
Kategori
Güncel
 

Sonsuzlukta Muhsin Yazıcıoğlu

Sonsuzlukta Muhsin Yazıcıoğlu
 

Bir yiğit geçti bir topraklardan...


Şarkışla'nın Elmalı köyünde yılın son günü, Halit Bey’in heyecanı Fidan Hanım’ın kaygıları içinde vatan için kıymetli, ailesi için umut, temiz, dürüst bir yiğit doğdu.

Doğduğu topraklarda ilköğrenimini tamamladı, üniversite için rotayı Ankara ya çevirdi. Veterinerlik Fakültesinden mezun olmadan önce hayatının aşkı, eşi Gülefer Hanım ile tanıştı ve hayatlarına anlam katan iki de çocukları oldu.

1980 yılına kadar MHP'de Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulundu.12 Eylül 1980'den sonra MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda yargılandı. 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl Mamak Cezaevi'nde kaldı.

Cezaevinden çıktıktan sonra, cezaevindeki ülkücüler ve onların ailelerine yardım amacıyla kurulan Sosyal Güvenlik ve Eğitim Vakfı'nın başkanlığını yaptı. 1987'de Milliyetçi Çalışma Partisi'ne girdi ve Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundu. 20 Ekim 1991 Milletvekili Genel Seçimlerinde, Refah Partisi, Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi'nin oluşturduğu ittifak bünyesinde milletvekili adayı olan Muhsin Yazıcıoğlu, Sivas'tan milletvekili seçildi.

İçinde bulunduğu partinin, siyasi anlayışıyla uyuşamadığı gerekçesiyle, beş milletvekili arkadaşı ile beraber MÇP'den ayrıldı. 29 Ocak 1993'te, MÇP'den ayrılan bir grup arkadaşı ile beraber Büyük Birlik Partisi'ni kurdu ve partinin Genel Başkanı oldu.

25 Mart 2009 da Kahramanmaraş mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket etmek üzere içinde bulunduğu helikopter, bilinmeyen bir sebepten dolayı düştü. Helikopter düştükten sonra İHA muhabiri İsmail Güneş acil servisi arayarak, bacağının kırık olduğunu, helikopterde bulunanlardan sadece BBP Sivas il Başkanı Erhan Üstündağ'ın sesini duyduğunu, BBP Sivas il başkan yardımcısı Murat Çetinkaya ve de pilot Kaya İstektepe'den ses gelmediğini, Muhsin Yazıcıoğlu'nu ise hiç göremediğini söylemişti.

Bu konuşmalar İsmail Güneş'in son konuşması oldu. Enkaz, 48 saat süren arama çalışmalarının yapıldığı, kazanın olduğu bölgede değil, 115 km uzağında bulunmuştu Kazadan 48 saat sonra helikopterin enkazına ulaşabilen gönüllü civar köylüleri, güvenlik birimlerinin geç izini sonrasında, bölgeye girebilmiş ve vatanın mühim yiğidi ile diğer altı kişinin cansız bedenini bulmuşlardı.

Kıymetini bilenlerin “Yiğit” diye andığı, büyük kayıp kıymetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun cenaze töreni, tam da 7 yıl önce yarın, ölümünden 6 gün sonra 31 Mart 2009 tarihinde Kocatepe Camii'nde düzenlendi. 700.000 kişilik cenaze töreni ne kadar büyük bir adam olduğunun kanıtı gibiydi adeta.

Taceddin Dergâhına gömülmeyi vasiyet ettiği için, bir bakanlar kurulu kararı çıkarılarak, Mehmet Akif Ersoy müzesi olarak kullanılan dergahın bahçesine defnedildi.

Dönemin modasına uyan zamanın cezaevlerinde, sorgu odalarında sayısız yiğitlerimiz gibi defalarca işkenceye maruz kaldı. Birçokları gibi yaşadıklarından yılmadı. Devire uyup kabullenen, ideallerinden vazgeçen, menfaatlerine göre düşüncelerini yeniden güncelleyen, uyumlulardan olmadı.

Vatanını sevdi, milletini sevdi, sevginin gerçek anlamıyla sevdi, topraklarına bağlılığından önüne sunulan hiçbir mucizeyi, ret edilemeyecek hiç bir teklifi, boynuna takılmak istenen hiçbir tasmayı kabul etmedi.

Satmadı, çalmadı, yolsuzluk yapmadı, vazgeçmedi. Bu sebepler de misyonunu gerçekleştirmesine müsaade etmedi. Seçilmişlerin kaderi gibi erkenden göçtü gitti.

Ankara Mamak cezaevinde umudunu tazeledi. Yenilmedi, yıkılmadı ve bu dizeleri yazdı.
 

ÜŞÜYORUM…
Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır.
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum.
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim.
Hafif bir rüzgâr gibi, süzülüyorum.
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor,
Bir çeşme başı arıyorum.
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp,
Mis gibi nane kokuları arasında,
Ruhumu dinlemek istiyorum.
Zikre dalmış her şey,
Güne gülümserken papatyalar,
Dualar gibi yükselir ümitlerim.
Güneşle kol kola kırlarda koşarak,
Siz peygamber çiçekleri toplarken,
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum.
Huzur dolu içimde,
Ben sonsuzluğu düşünüyorum.
Ey sonsuzluğun sahibi,
Durun kapanmayın pencerelerim,
Güneşimi kapatmayın.
Beton çok soğuk, üşüyorum.

Muhsin Yazıcıoğlu

Ruhun şad olsun Yiğidim. Unutmadık, unutmayacağız…

 
Toplam blog
: 158
: 253
Kayıt tarihi
: 22.08.15
 
 

Karşı kıyıdan kendi topraklarına geri dönmüş bir ailenin İstanbul'daki bolca edebiyat kokan evinde ..